BOYKOT BİLİNÇ GEREKTİRİR
7 Ekimden beridir dünya Müslümanları boykot, infak ve gerçekleri görerek algısal sömürüye son vermenin eşiğine erdiler. Özellikle duyarlı tüketicilerin “ahlaki ve insani bir duruş” göstergesi olarak boykot kararına destek vermesi küresel çapta dev bir birliktelik oluşturmuştur. Tüm dünyada erdemli/değerli bir harekete dönüşmüştür. Bilinçli tüketici ve üretici sayesinde boykot, dokuz aydır, ömür boyu sürdürülebilir uluslar arası bir güç olmuş. Bu erdemli güç her geçen gün katlanarak büyümektedir.
Evet, özellikle "odaklı boykot" işgalci canilerin belini kıran en büyük direniş olma yolunda ivme kazanmaktadır.
Ters algı oluşturmaya çalışmakta olduğuna bakmayın siz. Yok neymiş; “boykot, biz fiyatlarda indirim yapana kadarmış" vb. safsatalar eblehlerin veya hainlerin yalanlarından başkası değildir. Canilerin ve destekçilerinin kâbusu olmanın ikinci yolu boykottur:
Birincisi, tabii ki direniş… Bilinen siyonist firmaları ve destekçi paraperestleri yüz milyarlarca dolar zarar ettiklerini saklayamaz duruma gelmiş. Bunu basit bir araştırmayla siz de fark edebilirsiniz. Hiç bir firma bu yıl ki hedeflerini tutturamamıştır. Tümünün hisse bedelleri beklediklerinin çok daha altına düşmüş. Bu bile yüz milyarlarca zarar demek.
Boykotu sadece mahalle bakkallarımızda veya üç beş markette halen var olan cola ve algida dolaplarının olmasıyla değerlendirmeyelim. Google üzerinden boykot ürünü araştırma oranları bile siyonist destekçisi tüm firmaların belirgin oranlarda küçüldüğünü netleştirmeye yeter.
Açıklanmayan dahası saklanan küçülme oranları boykotun dev bir etki oluşturduğunun belirgin göstergesi.
Bilinçlendirme ve ısrarla sürdürme devam ederse boykot tek başına, siyonist vahşileri durdurmaya yetecek bir güç olabilir. Hatta bilinçli tüketicilerin tamamı, siyonist terör devleti yok olsa bile boykota devam etmeleri gerektiğinin bilincindeler.
İşte bu bilincin sürekli diri kalması için duyarlı tüm kurum ve kuruluşların, dernek ve vakıfların "boykot bilinci" başlıklı seminerler, konferanslar vermesinin zamanı gelmiştir. Boykot, Gazze amaçlı yapılan tüm etkinliklerin birinci maddesi olmalıdır. Zulme en küçük bir desteğin bile zalimlik olduğu vurgusu sürekli işlenmelidir. Zalimle iş tutmanın zulüm olduğu bilinci sürekli canlı tutulmalıdır. 7 Ekim Aksa Tufanından beridir genç nesil hatta çocuklar bile boykot duyarlılığı kazanmıştır. Bu kazanım nesilden nesile aktarılması gereken elzem bir kazanımdır. Bu amaçla tiyatro, çizgi sinema, kitap, gazete, dergi vb. tüm materyaller kullanılmalıdır.
Aynı zamanda bireysel olarak da bu çabanın verilmesi gerektiği unutulmamalıdır.
Bu amaçla odaklı boykot ile hedefi on ikiden vurmaya devam etmeli ve sürekli boykot konusu işlenerek bu güç asla terk edilmemelidir.
Siyonist rejimin sözde eski Başbakanı Katil Ehud Olmert; "Netanyahu İsrail'i yok etmek istiyor, daha azını değil. Onu kovma zamanı geldi." demiş. (Katilin biri diğerini eleştirmiş.)
İstikrarlı ve odaklı boykot aslında şunu söylemektir : "Biz siyonistvahşeti yok etmek istiyoruz, daha azını değil. Siyonist terör devletini ve finansörlerini dünyadan kovma zamanı geldi."
Evet, bilinçli tüketiciler, siyonistvahşilerin beslendiği tüm firmaları iflasa zorlayarak bu vahşetin sonlanmasına dev katkı sunacaklar ve asla durmayacaklar. Bir ömür boykot!
“Ebedi yok oluş psikolojisi” içinde dünyanın nefretini üzerine boca eden siyonistvahşiler evvela ekonomik olarak yok olacaklar. Ekonomik yok oluşları ise ancak ve ancak boykot ile olacak.
Öyleyse durma, boykot et! Hatta boykotsuzları da boykot et!
Boykotumuz daim, direnişimiz mübarek ola.
“Nehirden denize ÖZGÜR FİLİSTİN.”