• DOLAR 34.38
  • EURO 36.891
  • ALTIN 2970.678
  • ...

Yeni bir eğitim-öğretim mevsimi başındayız. Dinimiz ilme yani okuyup araştırmaya büyük önem vermiş ve ilmi öğrenmeyi sadece herhangi bir topluluğa veya bir zümreye mahsus kılmamıştır. Dolayısıyla kadın-erkek, genç-yaşlı ayırımı olmadan herkes gücü oranında ilim sahibi olabilir ve olmalıdır. Böylece kişi, ilim sayesinde iki dünyada umduğu derecelere varabilir, hatta birey için o sayede daha üst derecelere ulaşabilme imkânı doğabilir.

İlim doğruya ve iyiye ulaştırdığı gibi, cehalet de batıla ve kötülüğe batmanın yegâne sebebidir. Bu doğrultuda faydalı ilim öğrenmek çok önemlidir. Öğrendiğimiz bu ilmi insanlara ulaştırmamız da ikinci bir görev olarak karşımıza çıkmaktadır. Üniversite ve diğer eğitim kurumlarında gençler için geniş bir tebliğ alanı mevcuttur. Bunun için hiçbir engele takılmadan, büyük bir uğraş içinde olabiliriz.

Başka öğrencilerle aynı evleri veya yurtları paylaşıyorsak, bir araya gelerek kaynaşmalı ve sohbet halkası oluşturulmaya çalışılmalı. Her zaman yalnız kalmaktan uzak durulmalıdır.  Öğrenim görenler olarak ortamları hayır ve güzelliklerle donatmalıyız. İlim, yalnızca sahibine değil, başka insanlara da ışık tutar. Hz. Peygamber (s.a.v) herkesi ilim öğrenmeye teşvik ederek şöyle buyuruyor:

 “Yalnız şu iki kimseye gıpta edilir: (Birincisi) Allah`ın kendisine ihsan ettiği malı hak yolunda harcayıp tüketen kimse; (ikincisi ise) Allah`ın kendisine verdiği ilimle yerli yerince hükmeden ve onu başkalarına da öğreten kimse(dir).”

Bütün eğitim kurumlarında hangi alanı okuyorsak okuyalım, o alanda uzmanlaşmalı, bol bol kitap okumalı ve bunun yanında da İslami eğitimimizi de sürdürmeye çalışmalıyız. Bizler girdiğimiz her ortamda çevredekilere, beraber olduğumuz arkadaşlara örnek olmalı, planlı bir şekilde çalışmalıyız. Hedefimiz sadece diplomayı almak olmamalıdır; asıl hedef Allah rızası olmalıdır. Çünkü bu niyet üzeri hareket edilirse inşallah o zaman amaca hizmet edilmiş olur.

Tabi ki ilmi salt öğrenmek yetmez, yeri ve zamanı geldikçe onunla amel etmek lazım. Peygamberimiz (s.a.v), “insanların en kötüsü ilmiyle amel etmeyendir” (Darimi) diye buyuruyor. Yine Efendimiz (s.a.v.)in başka bir hadisi şerifinde şöyle buyrulmaktadır: insanlar dört kısımdır:

1-Okur, amel eder. Turunca benzer. Tadı da, kokusu da güzeldir.

2-Okumaz, amel eder. Hurmaya benzer. Kokusu yok, tadı var.

3-Okur, amel etmez. Reyhana benzer, kokusu var, tadı yok.

4-Okumaz, amel etmez. Ebu Cehil karpuzuna benzer. Kokusu` da yok, tadı da acıdır.

Son olarak demem o ki; ilim öğrenme yarışında en güzelini yapmak için elimizden geleni yapmalıyız. Hem öğrenmeli hem öğretmeli hem de öğrendiklerimizle amel etmeliyiz. Hayırlı netice elde etmek istiyorsak birbirimize yardımcı olmalı ve eksiklerimizi tamamlamalıyız. Birlik beraberlik içinde aynı hedef için çalışırsak işlerimiz bereketlenir ve başarı elde ederiz. Evet, öğretmek ve amel etmek için ÖĞRENMELİYİZ