• DOLAR 34.234
  • EURO 37.08
  • ALTIN 2967.907
  • ...

Resulullah (s.a.v.) in Medi­ne'ye hicretinden sonra, Medine Müslümanlar tarafından yönetil­meye başlanmış ve kısa bir süre sonra yönetim tamamen Müslümanların eline geçmişti. Hazret-i Peygamber (s.a.v.) İslam cemaatinin lideri olarak İslam toplumu üzerinde denetim­lerde bulunuyor, dine aykırı bul­duğu davranışın doğrusunu öğ­retiyordu.

Hem Peygamber, hem de Müslümanların lideri sıfatıyla, toplum düzeni ile ilgili kaideleri yakinen takip ediyor, çarşı-pazar dolaşıyordu. Bu gezileri sıra­sında çoğu zaman sahabelerden bir kısmı yanında bulunuyordu.

Hazreti Peygamber bu gezi­lerinde şehrin yapılaşmasını, ikti­sadi faaliyetlere ve diğer husus­larda gördüğü yanlışlara anında müdahale ediyor, dinin, aynı zamanda hayat dini olduğunu, hayatın bütün safhalarının dinin koyduğu iyilik, doğruluk, feragat, fedakârlık, sevgi, kardeşlik, barış gibi kurallara uygun olarak ya­şamanın insanın mutluluğunu sağlayacağını anlatıyordu.

Ebu Hureyre (r.a.) rivayet etmektedir: Rasulullah (s.a.v)bir buğday yığınına uğramış ve elini onun içine daldırdığında parmaklarına ıslaklık dokunmuştu. Bunun üze­rine:

« -Ey ekin sahibi bu nedir buyurdu. Ekin Sahibi:

- Ona yağmur isabet etti ya Rasulullah, diye cevap verdi. Rasulullah:

- O ıslak kısmı, insanlar gör­sün diye ekinin üstüne koysaydın ya: Aldatan bizden değildir.» buyurdu.

Bu hadis-i şerif bizzat Hz. Peygamber (s.a.v.) tarafından yapılan denetimlere sadece bir misaldir. Bunların sayısını artırmak mümkündür.

Medine'de Müslüman nüfu­sun artması ile birlikte, devlet iş­leri de artmıştı. Bu sebeple de artan bu hizmetleri yürütebilmek için Hz. Peygamber tarafından çeşitli memuriyetlere tayin ya­pılmıştır. Tayin edilen memurların bir kısmının sadece din muallim­leri olması yanında, elçilik, komutanlık, zekât ve vergi toplama memurlukları gibi denetim hiz­metlerini de kapsayan memuri­yetler de vardı.

Medine'de, erkekler genel­likle tarlada işte, hayvanların otlatılması gibi işlerle meşgul bulunmaları sebebiyle çarşı-pazar iş­leri kadınlar tarafından da yapılı­yordu. İşte, bu sebepledir ki, ço­ğunluğunu kadınların oluştur­duğu çarşı pazarın denetlenmesi ölçü ve tartıya dikkat etmeyenle­rin tespiti ve gerektiğinde ceza tahsili gibi görevleri yapmak üzere hanım sahabelerden Şifa binti Abdullah'ı müfettişlikle görevlen­dirilmişti.

Bundan başka, özellikle Mekke'nin fethinden sonra da müfettiş olarak görevlendirilmiş sahabelere rastlıyoruz. Ancak, tef­tiş ve müfettiş kelimeleri Arapça olmakla birlikte o devirde kulla­nılmayıp, son yüzyıllarda kulla­nılmaya başlamıştır. Bu sebeple, hadis ve siyer kitaplarında bu görevlendirmelerle ilgili olarak teftiş ve müfettiş kelimelerinin kullanılmadığını görüyoruz. Yaptık­ları hizmet, yapılan işin bir teftiş işi olduğunu göstermektedir.

Hz. Peygamber Şifa Binti Abdullah'ı da çarşı pazar (sûk) işlerinde tavzif etmiştir. Bazılarına göre ise, bu tavzif işi Hz. Ömer'in hali­feliği zamanında cereyan etmiş­tir. Mümkündür ki, Hz. Ömer Hz. Peygamberin ona tevdi ettiği aynı vazifede bu hanımı tavzife devam etmiştir. Durum ne olursa olsun bu hanım sahabenin en azından ticari ihtilaflar üzerinde muhakeme yetkisini kullanması gerekmiştir. Bu hanım sahabe her halde pazar yerinin umumi murakıbı yahut buraya mal geti­ren tüccarlardan gümrük vergisi tahsil eden bir kimse, veyahut ticaret yapan bazı kadınların işle­rine bakan müfettiş olarak vazife gördüğünü tahmin edebiliriz.

Hispe teşkilatının, İslam cemiyetinde, iyilikleri emretmek ve kötülüklerden vazgeçirmek suretiyle sosyal huzuru sağlayan dini bir teşkilat olarak ortaya çık­tığı bilinmektedir.
Muhtesiplik ve hispe teşki­latı aynı anlama gelmektedir. Bu teşkilatın bizzat Hz. Peygamber tarafından kurulduğu, bu teşkilat yürütenlere muhtesip denildiği de kaynaklarda yer almaktadır. Hatta bazı kitaplarda bu muhtesiplere ait listelere de rastlanılmaktadır.

Değişik devirlerde ve deği­şik İslam ülkelerinde bazı deği­şikliklere uğramakla birlikte, muhtesiplerin sanat erbabının narhlarına bakmak, kile, arşın ve sair ölçüler ile terazi ve kantarlarını muayene edip, düzgün ölçüler kullanmayan, satışlarda hile yapanları cezalandırmak vazifesi ile mükellef memur oldukları kesin olarak bilinmektedir.

Ramazana girdiğimiz şu günlerde çarşı ve pazarlardaki fahiş fiyatlar ve spekülasyonların önüne geçmek için muhtesipler gereklidir. Muhtesipler sadece çarşı pazarda değil her alanda özellikle davet iş ve çalışmalarının yürütülmesinde de gereklidir diyor ve sizi Allah'a emanet ediyorum.