• DOLAR 34.38
  • EURO 36.956
  • ALTIN 2969.77
  • ...

Ticari meseleler ahlakı ilgilendirdiği kadar hukuku da ilgilendirir. Ticari kurallara uyulmadığında vicdani bir kınamanın yanında hukuki bir yaptırım ve ceza ile de karşılaşılacağı herkesin malumudur. Hukuki kurallara uymak bir ahlaklılık düzeyidir. Ancak asıl olan ahlakın hukuk ile ortak olan düzeyin üstündeki bir ahlaki düzeydir.

İş hayatımızda, sadece hukuken zorunlu hak ve kurallara uymak ahlaki açıdan yeterli değildir.

Gerçek ahlaklılık, zorunluluk düzeyinin üstünde sorumluluk, gönüllük ve fedakârlılık gibi duygu ve değerler nedeniyle kendini gösteren ahlaktır ki bunu ihsan olarak nitelendirebiliriz.

“Allah`ın sana ihsan ettiği gibi, sen de insanlara ihsanda bulun” (Kassas 77)

 İhsan nedir? Sorusunu peygamberimize yönelten Cebrail (a.s.): “Allah`ı görüyormuşçasına ibadet etmektir. Sen Allah`ı göremiyorsan da O seni görmektedir.” cevabını almaktadır. Helalinden ticaret bir ibadettir. Allah`ı görüyormuşçasına ölçüye tartıya dikkat etmek, hakka hukuka riayet etmek, çalışanın ve alacaklının hakkını vermek bir ibadet ve dolayısıyla ihsandır.

İhsan esnaf üzerinde bir vecibe değildir. Esnafın göstereceği bir fazilet ve bir fedakârlıktır.

İhsan, fahiş kardan kaçınmaktır. Aşırı olmamak kaydıyla aldanmaya razı olmak da ihsandır. Fakir olan birinden alış-veriş yaparken aldığı şeyin fiyatını bildiği halde, katkı olsun diye, yüksek fiyat ile alıp karşıdaki fakirin kalkınmasına yardımcı olmaktır. Ancak fahiş kârla mal satmak isteyen zengine karşı bile bile aldanmak makbul değildir. Bilakis malını bile bile zayi etmektir. Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin; alış-veriş yaptıkları zaman sonuna kadar pazarlık eder ve nihayetinde ikramda bulunurlardı. Hatta onlara; “Az vermek için bu kadar sıkı sıkıya pazarlık ediyorsunuz. Sonra da çok para ödüyorsunuz. Bu iki hal arasında nasıl bir münasebet vardır?” diye sorulduğu zaman; “Aldanmak ahmaklık, hibe etmek ise fazilet ve üstünlüktür” diye cevap verdiler.

İhsan, ticari anlaşmayı bozmak için müracaat eden kimseyi geri çevirmemek ve reddetmemektir. Çünkü anlaşma yaptığımız kardeşimiz her hangi bir şekilde aldanmış, pişmanlık duymuş olabilir. Bu noktada onun daha fazla zarara girmemesi için vakit kaybetmeden anlaşmayı bozmak, ticarette ihsanın göstergesidir. Peygamberimiz (sav) bu konu hakkında şöyle buyurmuştur: “Allah pişmanlık duyan kimseyle yaptığı anlaşmayı bozan kimsenin kıyamet günündeki sürçmelerini giderir.”

İhsan, alacaklarının tahsilinde müsamahakâr davranmak, borçlunun kapısına dayanmamak, zorda kalınsa da hakarete başvurmamak ve tatlılıkla alacağını tahsil etmeye çalışmaktır.

 İhsan, borcunu ödemek için alacaklının gelmesini ve vadesinin dolmasını beklemeden, imkânı varsa onun ayağına gidip borcunu ödemektir.

İhsan,  fakir ve yoksullar için ayrı bir defter tutarak borçlarını ödeyemedikleri takdirde alacağından vazgeçmeye niyetlenmektir.

İhsan, malın farz olan zekâtını çıkarmakla yetinmeyip, fakiri, miskini, yoksulu ve yetimi gözetmek, doyurmak ve giydirmektir. Çevremizdeki fakir ve yoksullarla yetinmeyip felakete uğrayan tüm felaketzedeleri gözetmektir.

İhsan, günün tüm sıkıcı durumlarına, alacaklının kapıya dayanmasına, faturaların ve ödemelerin aksamsının verdiği tüm sıkıntılarına rağmen yüzünden gülümsemeyi ve dilinden tatlı sözü eksik etmemektir.

İhsan, ister işçi, ister işveren, ister amir, ister memur olalım, iş ve hizmet üretiminin çeşitli basamaklarında kendi adımıza hassas ve titiz davranmaya çalışırken başkalarının yapabileceği bazı kusurların olabileceğini kabul etmek, iş arkadaşlarımız ve meslektaşlarımıza, bizimle aynı ortamı paylaşan müşteri ve esnafımıza karşı hoşgörülü olmak ve müsamahayı elden bırakmamaktır.

İhsan, çekine, ödemesine sıkışan yakın bir esnafa ödemesinde yardımcı olmaktır.

 İhsan, işimizden feragat ederek çevre esnafımızı ziyaret etmek, dertlerine ortak olmak, onlara emri bil maruf nehyi anilmünker yapmak, İlahi rıza çerçevesinde dostluklar kurmaktır.

İhsan, kapımıza gelen hiçbir dilenciyi geri çevirmemek, karınca kararınca bir şeyler vermektir.

İhsan, çalışana hakkını vermekle beraber hak ettiğinin biraz fazlasını vermektir.

İhsan ile ekip halinde çalışma daha da kolaylaşacak, iş ortamında stres ve gerilim azalacak, verimlilik artacaktır. Peygamberimiz (s.a.v.) “ Sattığında, satın aldığında ve hakkını talep ettiğinde müsamahakâr davranan kişiye Allah rahmet etsin” buyurmuştur.

İhsanla muamele eden, Allah`ın salih kulları olma dileği ile, Allah`a emanet olun.