• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

Türkiye ile Rusya arasında geçen sene yaşanan uçak krizinden sonra ilişkiler kopma noktasına gelmişti. Büyük ticari ortaklıklar, ithalat ve ihracat hep askıya alınmıştı. Bu durum her iki ülkenin zararına olmuştu. Bu durumun uzun sürmeyeceğini, her iki ülkenin kısa bir zaman diliminde bir birlerine döneceklerini ve bu krizin sona ereceğini daha evvelki yazılarımda belirtmiştim. Nitekim öyle de oldu. Aradan bir sene geçmeden iki ülke arasında görüşmeler başladı. İhracat ve ithalatın önündeki engeller kaldırılmaya başlandı.

İki ülke ilişkileri yeni görüşmeler ile daha da gelişecek. Ancak eski seviyesine gelmesi zaman alacak. Örneğin narenciye ürünlerinin Rusya`ya girişine izin verildi. Bunun portakal, mandalina vb. ürünlerin hasadının başladığı bir döneme denk gelmesi, üreticiyi sevindirdi. Rusya mevsimsel olarak soğuk bir ülke ve narenciye ürünlerine ihtiyacı var. Portakal, mandalina ve limon girişi olmadı mı fiyatlar uçuyor. Bu da Rus halkını ve dolayısıyla hükümetini zora sokuyor.  Dolayısıyla anlaşma sadece üreticiyi değil, bu işin tüm etkilenenlerini sevindirdi. Üzüm, elma, armut, çilek, domates, soğan, karnabahar, brokoli, salatalık, tavuk, hindi, tuz ve karanfil gibi ürünlerin girişi ise hala yasak. Bu ürünlerin önündeki engeller aşılmış değil. Ancak bahara doğru bu ürünlere ihtiyaç hissedildikçe, bunların önündeki engellerin de kaldırılacağını düşünüyorum.

Rusya doğalgazını Türkiye üzerinden Avrupa`ya taşıyacak olan Türk Akımı Doğalgaz Boru Hattı Projesi için hükümetler arasında anlaşmaya varıldı.  Türkiye enerjide dışa bağımlı bir ülke, enerji ihtiyacının %10`unu bile karşılayacak bir seviyede değil. Kaynakları çeşitlendirmesi zaman alacak. Rusya`dan alınan doğalgaz birçok alanda kullanılıyor. Doğalgazın kesilmesi demek, nerdeyse hayatın felç olması demek. Bu yüzden anlaşma, Türkiye için ve aynı zamanda Rusya için hayati önem arz ediyor. Ancak enerji alışverişinde de eski seviyeye gelmek zaman alacak.

Her iki ülke arasında birçok kalemde ithalat ve ihracat yapılıyordu. Ve ihracat limiti çok yüksekti. Bu seviyeyi yakalamak önemli. Ancak zamana ihtiyaç var. Bir de iş adamlarının rahat görüşebilmelerini ve her iki ülkeye girişi zorlaştıran vize engelinin kaldırılması lazım.

2015`te Rusya, 3 milyar 679 milyon dolar ihracat ve 20 milyar 377 milyon dolar ithalat hacmi ile Türkiye`nin üçüncü büyük ticaret ortağıydı. Her ne kadar ihracat hacmi az gibi görünse de özellikle tarım ve tekstil ürünleri açısından Rusya,  Türkiye için önemli bir pazar konumunda. 2015 yılındaki uçak kriziyle birlikte ekonomik yaptırımlar yaşandı ve özellikle dış ticaret, istihdam kısıtlamaları, vize muafiyetlerini tek taraflı askıya alması sonucunda ticaret hacmi daha da daraldı. Geçen yıl ihracat sıralamasında 9. sırada bulunan Rusya, bu yıl ilk 9 aylık dönemde 1 milyar 166 milyon 253 bin dolar ile 20. sıraya geriledi.

Normalleşme süreci yaşanıyor. Alınan son kararlar iki ülke ekonomisini de olumlu etkileyecek. Rusya`ya bu yılın ilk 9 ayında 1 milyar 166 milyon 253 bin dolarlık ihracat var. Bunun yaklaşık 110 milyon dolarlık kısmını yaş sebze ve meyve ihracatı oluşturuyor. Geçen yılın aynı dönemine baktığımızda 544 milyon dolarlık bir yaş sebze meyve ihracat gerçekleşmiş. Rusya`nın bu ürünlere uyguladığı kısıtlamaları kaldırması, kısa ve orta vadede tarım ihracatını yükseltecektir. Olumlu gelişmeler sonrası, özellikle ihracat, ithalat ve turizmde, iki ülkenin ticaret hacmi çok daha yüksek rakamlara ulaşabilir. Her ne kadar kademeli normalleşme sürecine girilmiş olsa da söz konusu sürecin ekonomik hacim bazında kalıcılığı yıl sonu itibariyle netleşecektir.

Son gelişmelerle birlikte, yaş sebze ve meyve ile kuru meyvenin yanı sıra hazır giyim, otomotiv yan sanayi gibi sektörler olumlu etkilenecektir. Bu yıl, geçtiğimiz yılın rakamları yakalanamasa da önümüzdeki yıldan itibaren artış olacaktır.

Allah`a emanet olun.

 

Yazarın Diğer Yazıları