• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

Kur`an-ı Kerim`de zekâtların harcama yerleri belirtilirken ayette geçen zekât toplama memurlarına “amil” denilir. “Sadakalar (zekât) ancak (dilenmeyen)fakirlere, yoksullara, onu (zekâtı) toplamak için (İslam devleti tarafından) görevlendirilen memurlara...”verilir (Tevbe 60). Bu ayetin ifadesinden anlaşıldığına göre, zekât işleriyle uğraşanlar İslâm`ın ilk devirlerinden itibaren vardı ve İslam devleti bu konu üzerinde durmakta idi. İslâm devletinin gelirlerini oluşturan, Müslümanların ödediği zekât ile gayr-i Müslimlerden alınan ganimet, fey cizye gibi vergilerin tarhı, tahakkuku, tahsili ve hak sahiplerine dağıtılması geniş bir memur kitlesinin görevlendirilmesini gerektirmektedir. İşte bütün bu görevleri yerine getiren memurlara İslâm hukuk literatüründe “amil” denilir.

Burada ele aldığımız amil kavramı ile zekât toplama memurları kastedilmektedir. Bunlar topladıkları zekâtları devlet merkezine getirir veya miktarını bildirirlerdi. İslam devleti hazinesi olan “Beytu`l-Mâl”da toplanan zekâtlar ayette belirtilen sekiz sınıfa dağıtılırdı.

Zekâtın İslami devlet tarafından toplanması Kur`an`ın bir emridir (Tevbe 103). İslam devleti bütün Müslümanların zekâtlarını toplamak üzere görevlendirdiği amiller, özellikle zahirî mallar dediğimiz meyve, hububât ve hayvanların zekâtlarını toplamakla görevlidirler. Bu tür malların zekâtlarının mutlaka İslam devletinin görevlisi olan bu amillere verilmesi gerekir.

Amillerin bir diğer görevleri de gittikleri yerlerde İslâm`ın öğretilmesi ve irşat işleri ile meşgul olmalarıydı. Gittikleri yerlerde halkı İslami tüm konularda ve özellikle zekât konusunda aydınlatırlardı. Zekât müessesinin icra edilmesi için tüm güçleri ile çalışırlardı. Necd bölgesinde görevlendirilen ve Peygamberimizin ümmetimin emini diye nitelendirdiği Ubeyde Bin Cerrah da bunlardan biridir.

Amillerin bir kısmı devlet merkezi Medine`nin dışında görevlendirilirdi. Bunların gönderdikleri mallar da merkeze geldiğinde, bu malları tasnif ve muhafaza etmek üzere Medine`de görevlendirilen amiller de vardı. Nakitlerin dışında kalan malların özellikle sürülerin korunması, otlatılması, hurma ve hububatın muhafazasını yapan amiller görev yapardı. Medine merkezindeki amillerin başında Hz. Ebû Hureyre geliyordu. Yukarıda ifade ettiğimiz gibi, merkezin dışına giden amiller yalnız zekât toplama işiyle değil öğretim, kazaî, malî vb. hususlarda da yetki ve görevleri vardı. Bu görev ve yetkiler bizzat İslam devletinin başkanı olan Hz. Peygamber tarafından belirlenirdi. Daha sonra gelen Halîfeler de aynı uygulamayı sürdürdüler.

Hz. Peygamber (s.a.s.) amillik görevini gereği gibi yerine getiren kimsenin Allah yolunda cihada çıkmış kimse kadar sevap kazandığını ifade buyurmuşlardır. (Ebû Dâvud, İmâre, 7; İbn Mâce, Zekât, 14).

Allah yolunda cihad ise:

 “Allah, müminlerden mallarını ve canlarını kendilerine verilecek cennet karşılığında satın almıştır. Çünkü onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler ve öldürülürler. Bu, Tevrat, İncil ve Kur`an`da sabit Allah`ın bir vaadidir. Allah`tan başka verdiği sözde duran ve yerine getiren kim vardır? Öyleyse Onunla yapmış olduğunuz bu alışverişe sevinin. Gerçekten bu büyük başarıdır.”(Tevbe 111)

“Ey iman edenler! Sizi acı bir azaptan kurtaracak ticareti size göstereyim mi? Allah`a ve Resulüne inanır, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihad edersiniz. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır. İşte bu taktirde O, sizin günahlarınızı bağışlar, sizi altından ırmaklar akan cennetlere, Adn cennetlerindeki güzel meskenlere koyar. İşte en büyük kurtuluş budur. Seveceğiniz başka bir şey daha var: Allah`tan yardım ve yakın bir fetih. Müminleri bunlarla müjdele.” (Saf 10-13)

Allah yolunda cihad ile ilgili ayet ve hadisler çoktur ve hepsini buraya alamayız. Peygamberimiz (s.a.v.) amilliği Allah yolunda cihad ile eş tuttuğu için bu ayetleri buraya aldık. Gayemiz bu görevin gerçekten büyük ve kutsal bir görev olduğunu ortaya koymaktır.

Kendisi için bir kuruş talep etmekten hayâ eden insanların sırf Allah rızası için kapı kapı; esnaf esnaf; köy köy dolaşmaları büyük bir fedakârlıktır ve karşılıksız da kalmayacaktır.

Mevla`m tüm amilleri çıktıkları bu kutlu yolda muvaffak etsin.  Âmin.

Yazarın Diğer Yazıları