İşyerinizi kaçta açıyorsunuz?
Sabahın bereketinden faydalanıyor musunuz? Kimi tüccar sabah namazını kılar, tesbihatını yaptıktan sonra sıcak bir çayla beraber kahvaltısını yapar ve işyerinin yolunu tutar.
İşyerini “euzu besmele” ile açar ve şu duayı okur: “ Ya Ğaniyyu, ya Hamid, YaMubdiu ya Muid, ya Rahimu ya Vedud ikfini bi helalike an haramike ve eğnini bi fadlika an min sivake“ âmin.
Sağında ve solunda işyerini açmış olan komşularına hayırlı işler dileğinde bulunur. İşyerine güzel bir temizlik yapar. Bozulmuş olan raflarını temizler. Eksik rafları doldurur. Sonra abdestini alıp iki rekât duha namazını kılar ve oturur müşterisini bekler.
“Bereket sabahın erken saatlerindedir.”
“Erken kalkan yol alır.”
Eskiden insanlar bir ticaret için yola çıktıklarında fecir ile beraber yola çıkar ve Güneş ışıkları ile beraber gidecekleri yere varırlardı. Erkenden mallarını o yerin pazarında sergiler ve malını tamamen satarak iyi bir kazançla evlerine dönerlerdi. Kimileri ise geç kalkar ve geç yola çıkarlar. Yolun sıcaklığına ve Güneşin keskin ışıklarına yakalanır ve gidecekleri yere geç varırlar. Müşteriler o saate kadar alacağını almış olduğundan bu tür kişilerin malları ellerinde kalır. Ya da ucuz bir fiyata satmak zorunda kalırlardı.
Günümüzde genelde insanlar saat altıdan sonra iş için evden çıkmaya başlar. Saat yediden sonra bu çıkışlar yoğunlaşır. İşine erken varmak isteyenler işyerlerinden ne kadar uzakta da otursalar otursunlar, yarım saat erken yola çıkarak büyük şehrin trafiğine yakalanmadan işlerinin başına varırlar.
Bu kişiler sabahın erken saatlerinde iş yerlerini açtıkları için, bereketli bir kazanç elde ederler. Saat yediden sonra yola çıkanlar ise, yoğun bir trafiğe yakalanır. Daha işine varmadan enerjilerini trafikte harcamış olurlar. İşine geç varır, büyük bir telaşla açarlar. Tezgâhlarını yarım yamalak açar ve bazen öğlen saatlerine kadar istiftah yapamazlar.
Genelde tüccarın yapacağı o günkü ciro kendini sabahtan belli eder. Sabahleyin satışı iyi olmayan kişi sonrasında iyi bir iş yapsa da istediği ciroyu yakalayamaz.
Bir market düşünün ki saat dokuzda açılıyor. Sabah erkenden işe gidenler ekmek ve kahvaltı malzemeleri gibi ihtiyaçlarını bu kişiden karşılayacakları halde başka yerden karşıladılar. “ E ben bir iki gün erken açtım ama kimse gelmedi” mantığı tamamen yanlıştır. Çünkü müşteri sizin iş yerinizi dokuzda açtığınızı bildiğinden ihtiyaçlarını başka yerden karşıladı. Müşteriyi alıştırmanız için biraz sabretmeniz gerekecek herhalde.
Bazen bazı işyerleri geç açıldığından müşterilerinin iş yeri önünde dolanıp durduğunu görürsünüz. Sonrasında bir de bu işyeri sahibi işsizlikten dem vurmaz mı? Hem iş yerini sabah açmayıp duha vaktine kadar mışıl mışıl uyuyacaksınız. Sonra apar toplar yarı uykulu iş yerine geleceksiniz. Sabahın bereketini kaçıracaksınız. Ondan sonrada iş yok diyeceksiniz. Ne garip değil mi?
İş yerinde işlerinin iyi gitmesini isteyen, iş yerini erken açar.
Sahr (r.a.) adlı sahabe herhangi bir ticari faaliyette bulunacağı zaman sabah erkenden bu faaliyete koyulduğundan zenginleşerek bol servete ulaşmıştır.
Peygamberimiz (s.a.v.): “Allah`ım sabahın erken saatlerini ümmetim için bereketli kıl” diye dua ederdi. Bir askeri birlik çıkaracağı zaman sabahın en erken saatlerini tercih ederdi.
Selam ve dua ile…