• DOLAR 34.57
  • EURO 36.132
  • ALTIN 3012.571
  • ...

Hangi işle uğraşıyorsanız uğraşın, yaptığınız iş helal ise, mesleğiniz size hayırlı olsun. Yaptığınız iş değerlidir. İşinizi yapmaya devam edin. Çünkü her meslek değerlidir. Dünya dengesinin devamı için gereklidir. Elbette ki bazı meslekleri elde etmek zordur ve toplum nezdinde bu meslekler hem popüler hem de daha değerlidir. Bu, diğer mesleklerin değersiz olduğu anlamına gelmez.
Doktorluk, öğretmenlik gibi meslekler elbette ki gözde mesleklerdir. Ancak bir marangoz, bir berber ya da bir temizlikçi olmadan da olmaz. Temizlikçinin bir hafta sokakları temizlemediğini düşünün. Sokakların hâli ne olur? Çöpten, kokudan sokaklar geçilebilir mi?
Çoğu kişi mesleğinin kıymetini bilmez. Yaptığı işi dünyada yapılacak en son iş olarak görür. Kimisi de yaptığı işi layıkıyla yapmaz. İşini yarım yamalak yapar. İşini geliştirmez. Hatta geliştireceğine geriletir. Hâlbuki her meslek geliştirilebilir. Yapılan işte uzmanlaşılabilir. İşçi iken kalfa, kalfa iken usta olunabilir. Hatta yapılan her iş üzerine firma kurulabilir. Bu durum tüm meslekler için geçerlidir. Mesleğimi geliştiremem düşüncesine sahip temizlikçi dahi temizlik malzemesi satan bir iş yeri ya da bina ve işyerlerinin temizliğini yapan bir firma kurabilir.
Bazıları vardır ki çok güzel bir meslek sahibidir. Ancak çalışmaz. Avanak avanak dolaşır. İşte bunların toplum nezdinde hiçbir kıymeti yoktur. Toplum hep bunların neden çalışmadığını ve boş boş dolaştığını, mesleklerini neden icra etmediğini konuşur. Hâlbuki mümine boş durmak yakışmaz. Helalinden çalışmak ve boş işlerden yüz çevirmek yakışır.
“Onlar, `tümüyle boş` şeylerden yüz çevirenlerdir.” (Müminun 3)
Bazıları da her mesleği becerdiğini söyler. Ancak hiçbirisinin hakkını vermez. Beş karpuzu aynı koltukta taşımaya çalışır. Ama yolda hepsini kırar. Toplum nezdinde bu tür kişilerin de pek sevildiği söylenemez.
Kimileri mesleğini her şeyin üstünde görür. Tüm hayatı mesleğidir. Mesleğinde kariyer yapmaktan başka hiçbir düşüncesi yoktur. Ama mesleğini geliştirmeye çalışırken Allah`ı unutur. İbadeti, zikri ve sohbeti terk eder. Kitap okumaz ve İslami ilimlerle de hiç uğraşmaz. Okumanın mümkün olmadığını, ilimle uğraşılamayacağını ya da uğraşılacaksa bir meslek ile uğraşırken bunun gerçekleştirilemeyeceğini düşünür. Hâlbuki İslam tarihinde mesleklerinin hakkını verip aynı zamanda İslami ilimde de zirve yapan âlimler pek çoktur. Kişinin işi ve sanatı, onun ilim yapmasına, onun ilim alanında yükselmesine, hocalığının değerlendirilmesi ve saygı görmesine engel değildir.
İmam Ebu Hanife manifaturacıydı. Ondan sonra gelen nice tüccar ve sanatkâr aynı zamanda fıkıh alanında uzman idiler. İmam Hassaf Ahmet b. Ömer b. Müheyr bizzat mühtedi billâh adına Kitab`ul Haracı telif ediyordu. Bir taraftan ayakkabı tamirciliği yapıyordu. Bir taraftan da fıkıh dalında büyük eserlerini yazıyordu.
İmam Karabisi, dokuma kumaşlarının satışı ile uğraşıyordu. Kaffal kilit yapıyordu. Kutlubuğa terzi idi. Cessas zamanın en ünlü bilginlerindendi ve alçı işleri ile uğraşıyordu. Saffar bakır ve sarı kap satıcısıydı. Saydalani atar idi. Hulvani helva ve tatlıcı idi. Dekkak, Sabuni, Naali, Bakkali, Kuduri ve daha niceleri yaptıkları işle anılmaktadırlar.
Bir takım kimseler vardır onlar yücedir. Meslekleri onlarla yücelir. Bazıları da vardır zelildirler. Meslekleri onlarla zelil olur.
Selam ve dua ile…
Hangi işle uğraşıyorsunuz? Marangoz mu, kasap mı, zeytinci mi, çorapçı mı, çantacı mı, gazeteci mi, yazar mı, bakkal mı, manav mı, doktor mu, öğretmen mi, imam mı veya temizlikçi misiniz?
Hangi işle uğraşıyorsanız uğraşın, yaptığınız iş helal ise, mesleğiniz size hayırlı olsun. Yaptığınız iş değerlidir. İşinizi yapmaya devam edin. Çünkü her meslek değerlidir. Dünya dengesinin devamı için gereklidir. Elbette ki bazı meslekleri elde etmek zordur ve toplum nezdinde bu meslekler hem popüler hem de daha değerlidir. Bu, diğer mesleklerin değersiz olduğu anlamına gelmez.
Doktorluk, öğretmenlik gibi meslekler elbette ki gözde mesleklerdir. Ancak bir marangoz, bir berber ya da bir temizlikçi olmadan da olmaz. Temizlikçinin bir hafta sokakları temizlemediğini düşünün. Sokakların hâli ne olur? Çöpten, kokudan sokaklar geçilebilir mi?
Çoğu kişi mesleğinin kıymetini bilmez. Yaptığı işi dünyada yapılacak en son iş olarak görür. Kimisi de yaptığı işi layıkıyla yapmaz. İşini yarım yamalak yapar. İşini geliştirmez. Hatta geliştireceğine geriletir. Hâlbuki her meslek geliştirilebilir. Yapılan işte uzmanlaşılabilir. İşçi iken kalfa, kalfa iken usta olunabilir. Hatta yapılan her iş üzerine firma kurulabilir. Bu durum tüm meslekler için geçerlidir. Mesleğimi geliştiremem düşüncesine sahip temizlikçi dahi temizlik malzemesi satan bir iş yeri ya da bina ve işyerlerinin temizliğini yapan bir firma kurabilir.
Bazıları vardır ki çok güzel bir meslek sahibidir. Ancak çalışmaz. Avanak avanak dolaşır. İşte bunların toplum nezdinde hiçbir kıymeti yoktur. Toplum hep bunların neden çalışmadığını ve boş boş dolaştığını, mesleklerini neden icra etmediğini konuşur. Hâlbuki mümine boş durmak yakışmaz. Helalinden çalışmak ve boş işlerden yüz çevirmek yakışır.
“Onlar, `tümüyle boş` şeylerden yüz çevirenlerdir.” (Müminun 3)
Bazıları da her mesleği becerdiğini söyler. Ancak hiçbirisinin hakkını vermez. Beş karpuzu aynı koltukta taşımaya çalışır. Ama yolda hepsini kırar. Toplum nezdinde bu tür kişilerin de pek sevildiği söylenemez.
Kimileri mesleğini her şeyin üstünde görür. Tüm hayatı mesleğidir. Mesleğinde kariyer yapmaktan başka hiçbir düşüncesi yoktur. Ama mesleğini geliştirmeye çalışırken Allah`ı unutur. İbadeti, zikri ve sohbeti terk eder. Kitap okumaz ve İslami ilimlerle de hiç uğraşmaz. Okumanın mümkün olmadığını, ilimle uğraşılamayacağını ya da uğraşılacaksa bir meslek ile uğraşırken bunun gerçekleştirilemeyeceğini düşünür. Hâlbuki İslam tarihinde mesleklerinin hakkını verip aynı zamanda İslami ilimde de zirve yapan âlimler pek çoktur. Kişinin işi ve sanatı, onun ilim yapmasına, onun ilim alanında yükselmesine, hocalığının değerlendirilmesi ve saygı görmesine engel değildir.
İmam Ebu Hanife manifaturacıydı. Ondan sonra gelen nice tüccar ve sanatkâr aynı zamanda fıkıh alanında uzman idiler. İmam Hassaf Ahmet b. Ömer b. Müheyr bizzat mühtedi billâh adına Kitab`ul Haracı telif ediyordu. Bir taraftan ayakkabı tamirciliği yapıyordu. Bir taraftan da fıkıh dalında büyük eserlerini yazıyordu.
İmam Karabisi, dokuma kumaşlarının satışı ile uğraşıyordu. Kaffal kilit yapıyordu. Kutlubuğa terzi idi. Cessas zamanın en ünlü bilginlerindendi ve alçı işleri ile uğraşıyordu. Saffar bakır ve sarı kap satıcısıydı. Saydalani atar idi. Hulvani helva ve tatlıcı idi. Dekkak, Sabuni, Naali, Bakkali, Kuduri ve daha niceleri yaptıkları işle anılmaktadırlar.
Bir takım kimseler vardır onlar yücedir. Meslekleri onlarla yücelir. Bazıları da vardır zelildirler. Meslekleri onlarla zelil olur.
Selam ve dua ile…

Yazarın Diğer Yazıları