• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Ey iman edenler! Hep birden topluca, bütün varlığınızla barışa girin ve sakın şeytanın adımlarına uymayın. Şüphesiz o, sizin apaçık düşmanınızdır.” (Bakara 2/208)

Şeytanın karakteristik özelliklerinin en başta geleni kendi ırkını diğer ırklardan üstün görerek kibirlenmesi ve bu yolla diğerlerine düşmanlık etmesidir. Nitekim Allah (c.c.) Hz. Âdem’i (a.s.) topraktan yaratıp ona ruh üfleyip bütün varlıkların ismini öğretmiş ve bir ilimle donattıktan sonra meleklerin ona secde etmesini istemiş, bütün melekler nurdan yaratıldığı halde hiçbir itaatsizlik etmeden secde etmişler. Fakat ateşten yaratılan şeytan: “Ben ateşten yaratıldım o ise topraktan, ateş topraktan daha üstündür” diyerek kibirlenmiş, kendi aslını diğer bir ifade ile ırkını üstün görmüş ve itaatsizlik ederek secde etmemiştir.

Şeytan kibir ve inadı ile ırkının üstünlük iddiasını düşmanlığa çevirmiş ve Hz. Âdem’in (a.s.) yaratılışından günümüze kadar hep insanlara düşmanlık etmiştir. Allah (c.c.) da birçok ayette onun insanlara apaçık bir düşman olduğunu buyurmuştur. Tüm insanları, hassaten inananları onun peşinden gitmemeleri, adımlarına tabi olmamaları konusunda uyarmıştır. Çünkü onun adımları kendi ırkını üstün görmek suretiyle kin, nefret, düşmanlık ve fitneye götürmektir.

Günümüzde şeytanın bütün iş ve görevini üstüne alan ve şeytana da neredeyse ders verecek kadar şeytanlaşan en büyük şeytan olarak nitelendirilebilecek ABD ve onun Orta Doğu’daki maşası siyonist israildir. Siyonist israil, kendi ırkının üstünlüğünü savunarak Filistin’e, Gazze’ye, Lübnan’a düşmanlık beslemekte, kin, nefret ve adavetini kusmakta, barbarlığın en alasını işlemektedir. Yahudi’nin karakteristik özelliği şeytandan devraldığı, ırkını, milliyetini üstün görmesidir. ABD’nin başındakiler ise siyonist israilin başında bulunanlardan daha ırkçı ve siyonisttirler.

Önemli olan inananların şeytanın adımlarına uymaması, hep birlikte ve bütünüyle barışa ve sulha girmesi, konuşup anlaşması, fer’i meselelere takılmadan asli meselelerde bir araya gelip vahdeti sağlaması, gerçek şeytanın, büyük şeytan ABD’nin ve onun maşası siyonist israilin oyun ve tuzaklarını boşa çıkarmasıdır. Müslümanların fitneye gelmemesi, birbirlerine düşmanlık beslememesi, kardeş olması, büyük şeytana ve piyonuna doğrultmaları gereken namlularını birbirlerine doğrultmamasıdır.

İnananların namlularını birbirlerine doğrultmaları en fazla emperyalist, siyonist israil ve onun destekçilerine yarayacaktır. En büyük zararı Kudüs ve onun mücadelesini veren mücahitler görecektir. En büyük zararı birbirinden fer’i meselelerin peşine takılmış, biri diğerini neredeyse tekfir ederek ayrışmış ümmetin unsurları görecektir.

Şeytanın adımlarına uymak en büyük fitnedir. Fitne çanları bu gün Suriye’de hemen dibimizde kardeşlerimizin arasında çalmaktadır. Yakın zamanda bu fitneden kaynaklı binlerce kardeşimiz katledildi, kaç milyonu memleketlerini terk ederek muhacir konumuna düştü. Çoğu hala muhacerettedir. Yaralar henüz sarılmamışken, yeni yaralar açmamak adına hangi ırka mensup olursa olsun, hangi mezhebe mensup olursa olsun fark etmeksizin Allah’ın emir ve buyruğuna uymaktır. Bir araya gelip diyalog kurmak, diyalog yoluyla çatışmadan anlaşmak, sonrasında namlularını en büyük şeytan ve piyonuna çevirerek, ümmetin en büyük yarası olan Gazze ve Filitin’deki kardeşlerimizin yaralarına merhem olmaktır. Dertlerine çare, feryatlarına bir emân olmaktır.

Allah’tan temennimiz, şeytanın adımlarına ve tuzaklarına uymamak ve aralarında vahdeti sağlamak üzere inananlara gerçek bir uyanış vermesidir.