Şehâdet Yolu
Şehadet yolu, zamanında o zamanın siyonistleri tarafından acımasızca şehid edilen Hz. Zekeriyya (aleyhisselam) ve oğlu Hz. Yahya’nın (aleyhisselam) başlattığı mübarek bir yoldur.
Hz. Peygamber’in (sallallahu aleyhi vesellem) en seçkin sahâbileri bu yolda yürümüş ve bu yolda seve seve canlarını vermişlerdir. Hz. Hamza, Hz. Mus’ab, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali gibi yüzlerce sahâbi bu şehâdet yolunun birer neferi olmuştur.
Hz. Hüseyin ve ailesi açlık, susuzluk ve uzun süren bir muhasaradan sonra mübarek kanlarıyla bu yolu sulamışlardır. Şehâdet yolunu takip eden nice Allah dostu, âlim, seyda ve önder bu yolda yürümüştür. Hasan Elbennâ, Seyyid Kutub, Abdulkadir Üdeh, Şeyh Said ve daha niceleri…
Büyük davalar büyüklerini, önderlerini, liderlerini, azizlerini, sadıklarını, âlim ve seydalarını davası uğruna feda eder. İslâm davası büyüktür ve azizdir. Kudüs davası büyüktür ve azizdir. En büyüklerimiz, en azizlerimiz bu dava uğruna şehâdet şerbetini içtiler. İçmeye devam ediyorlar.
İzzettin el-Kassâm, Şeyh Ahmet Yâsin ve Abdülaziz Rantisi aziz İslam davası ve aziz Kudüs için açılan şehâdet yolunda yürüdüler. Bugün İsmail Heniyye de bu şehâdet yoluna katıldı. Mevlam şehâdetini kabul eylesin.
Hak batıl mücadelesi kıyamete kadar devam edecek. Bu şehâdet yoluna daha nice azizler, daha nice dava önderleri, rehberler, âlimler ve seydalar katılacak. Davalar, uğrunda verilen fedakârlıklar ve uğrunda dökülen kanlarla büyür.
“Allah’ın yolunda öldürülenleri ölü sanmayın. Bilakis onlar diridirler” (Bakara 154) emri fermanı gereği, Allah yolunda öldürülenler ölmezler. Davaları da onlar gibi ölmez. Tam aksine davaları onların şehadeti ile güçlenir ve kuvvetlenir.
Şehadet Allah’ın Peygamberler, sıddıklar ve salihler ile beraber zikrettiği, müminlerin her gün Fatihalarında yollarına iletilmeyi talep ettikleri, yüce Allah tarafından tayin edilen büyük bir mertebedir. Herkese bu mertebe nasip olmaz. Hz. Halit gibi nice savaşa komutanlık yapmış, at sırtında cepheden cepheye koşmuş, vücudunda kılıç yarası almamış tek bir yer kalmamış nicelerine şehâdet mertebesi nasip olmamıştır.
“Onlar Allah’tan gelen nimet, bir lütuf sebebiyle ve Allah’ın müminlerin ecrini zayi etmeyeceği müjdesi ile sevinç içerisindedirler.” (Ali İmran 169-171)
Bütün bunlarla beraber sevdiklerinin gitmesi ile kalp hüzünlenir, gözlerden yaşlar dökülür ve bütün vücut sızlanır. Bugün aziz bir davanın aziz önderinin şehâdeti ile kalbimiz mahzun, gözlerimiz yaşlıdır. Fakat yumruklarımızı sıkmış, siyonistin kafasına balyoz gibi vuracağımız günü bekliyoruz.
İsmail Heniyye gibi aziz dava önderlerinin şehadetine müminler, İslam davası konusunda endişesi olanlar üzülecek, kâfir ve münafıklar ise sevinecektir. Fakat kâfir ve münafıkların sevinmesi boşunadır. Çünkü aziz İslâm davasının azizlerinin şehâdeti ile aziz İslâm davası sönmez. Bu kutlu yol kıyamete kadar devam edecektir. Bu kutlu yolun takipçileri ve fedaileri mutlaka olacaktır. Şehitlerin ve Şehit İsmail Heniyye’nin kanı nice yeni fedai yetiştirecektir.
Siyonist ve destekçisi ABD’nin sevinmesi boşunadır. Mücadele durmayacak. Şehit mücahit İsmail Heniyye’nin kanı siyonist ve destekçilerinin sonu olacaktır inşallah.
Mevla’m, Mücâhit İsmail Heniyye’nin şehâdetini kabul eylesin ve bizleri de şehâdet yoluna katsın inşallah.