Zekât ve Fıtır Sadakalarımız İle...

Ramazan-ı Şerif`in sonuna doğru yaklaştığımız şu günlerde infak konusu daha bir önem kazanıyor. Bu günler fıtır sadakalarını çıkarmamış olanların fıtır sadakalarını çıkaracakları, zekâtlarını vermemiş olanların zekâtlarını verecekleri, sadaka vereceklerin sadakalarını verecekleri en güzel günlerdir.

Ramazanın son günleri içinde Kadir Gecesi yer alır. İnsanlık tarihinin ve insan hayatının kendisi ile terbiye olduğu Kur`an, bu gecede inmiştir. Bu gecede iyi ameller bin kat fazlasıyla hesaplanır. Ramazanın son günleri içinde bu geceyi aramak; zekât, fıtır sadakası ve diğer sadakalarımızı bu günlere denk getirmek, on misliyle hesaplanacak olan mükâfatımızın bin kat ile hesaplanmasına vesile olacaktır.

Ramazanın son günlerinde verilecek zekât, fıtır sadakası ve diğer sadakalar ile bu hayırlı günlerin akabinde gelen Ramazan bayramında babası olmayan yetimlere, anası olmayan öksüzlere, bir tas çorbası olmayan fakirlere, kafasını sokacak bir yuvası olmayan evsizlere, yurdundan sürülmüş muhacirlere, savaştan kaçan mültecilere bir nebzede olsa bayram yaşatılmış olacaktır. Üzerlerine giyecekleri bir kat elbise veya misafirlerine ikram edecekleri bayram şekerleri olacaktır.

Yapılacak yardımlarla çocuklar ve annelerin bir nebze gözleri gülecek ve yüzlerine bir sevinç gelecektir. Gülen o gözler, sevinçli o bakışlar, ta kalplerimizin derinliklerine inip ruhumuzu sevindirecektir. Kazancımızı ona belki de yedi yüze ve belki de yedi yüzden daha fazlasına katlayacaktır. Bir tohum gibi bahçemize düşüp bitecek ve bize kökleri sağlam başaklarla dop dolu bir hasat kazandıracaktır. Kalplerimizin paslarını silecek, günahlarımızı temizleyecek, yemin ve yalanlarımıza kefaret olacak. Kaza ve belayı üzerimizden savacaktır. Şifa kapılarını açacak, dertlerimize deva olacaktır. Hasenat kefemizi ağırlaştırarak ve cennet kapılarını aralatacaktır. Bizi cehennem azabından koruyacak; şefaatin, dostluğun ve alışverişin fayda etmediği günde bizim için kurtuluş vesilesi olacaktır.

Bizi, Allah (CC)`ın övdüğü muttakiler zümresine dâhil edecek, sarp yokuşu aşanlardan kılacaktır. Bizleri Mevla`mızın İnsan Süresinde vadettiği mükâfatlara nail kılacaktır. Mevla`mız şöyle buyuruyor:
“Kendileri, ona duydukları sevgiye rağmen yemeği yoksula, yetime ve esire yedirirler. Biz size ancak Allah`ın yüzü (rızası) için yediriyoruz; sizden ne bir karşılık istiyoruz, ne bir teşekkür.

Çünkü biz, asık suratlı, zorlu bir gün nedeniyle Rabbimizden korkuyoruz. Artık Allah, onları böyle bir günün şerrinden korumuş ve onlara parıltılı bir aydınlık ve bir sevinç vermiştir. Ve sabretmeleri dolayısıyla cennetle ve ipekle ödüllendirmiştir. Orada tahtlar üzerinde yaslanıp-dayanmışlardır. Orada ne (yakıcı) bir güneş ve ne de dondurucu bir soğuk görürler.

(Meyvelerin) Gölgeleri onlara pek yakın ve devşirilmeleri kolaylaştırıldıkça kolaylaştırılmış. Çevrelerinde gümüşten billur kaplar, kupalar dolaştırılır. Gümüşten billur kaplar ki onları belli bir ölçüyle tespit etmişlerdir. Orada onlara bir kadeh içirilir ki karışımı zencefildir. Bir pınar ki orada “selsebil” olarak adlandırılır. Çevrelerinde (gençlikleri ve dinçlikleri) ebedi kılınmış civanlar dolaşır-durur; sen onları gördüğün zaman saçılmış birer inci sanırsın. Her nereye baksan, bir nimet ve büyük bir mülk görürsün. Onların üzerinde hafif ipek ve ağır işlenmiş atlastan yeşil elbiseler vardır. Gümüşten bileziklerle bezenmişlerdir. Rableri onlara tertemiz bir şarap içirmiştir. Şüphesiz bu, sizin için bir mükâfattır. Sizin çaba-harcamanız şükre değer (meşkûr, makbul) görülmüştür. (İnsan Suresi: 8-22)

Tüm kardeşlerimin Ramazan bayramını tebrik eder. Tutuklu kardeşlerimizin en kısa zamanda hürriyetlerine kavuşmalarını, Mısır`daki kardeşlerimizin muvaffakiyetlerini, Suriye`deki dramın hayırla neticelenmesini Cenab-ı Hakk`tan niyaz ederim.
Selam ve dua ile Allah`a emanet olun.