• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Kur’an ayı olan Ramazan ayında, gerek ferdi gerek toplu, gerek evlerde gerek mescit ve camilerde Kur’an okuduk, dinledik ve takip ettik. Kur’an, Ramazan ayında indirilmekle beraber okunması bu aya has değildir. Ramazan ayının dışındaki on bir ayda da Kur’an okumak gerekir.

Kur’an’ı sadece okumak yeterli değildir. Onu anlamadan sadece okumanın insan hayatının üzerindeki etkisi istenilen şekilde olmaz. Bunu derken, kimileri: “biz anlamıyoruz öyleyse boşuna mı okuyoruz?” diye sorabilirler. Anlamadan okumanın da elbet sevabı vardır. Fakat Kur’an’ın iniş gayesi, anlamadan okumak değildir.

Kur’an, bir hayat düsturudur, insanı şirkten, küfürden ve Allah’ın dışındaki tüm sahte ilahlara tapmaktan alıkoyup sıyıran ve yalnız Allah’a kulluğa sevk eden bir hidâyet kaynağıdır. Okumakla beraber onu anlamak gerekiyor ki tüm sahte ilahlar, sahte dinler ve sahte düzenler reddedilsin. Onlara meyledilmesin.

Kur’an, hak ile batılı ayıran bir Furkan’dır. Okumakla beraber onu anlamak gerekir ki hak ile batıl birbirine karıştırılmasın. Fikir, zihin, düşünce ve ideolojisiyle kâfir ve siyonistin yanında yer alınmasın. Kâfire dost, mümine düşman olunmasın. Namaz saflarında müminin yanında yer aldığı gibi, zihnen, fikren, siyasi ve ideolojik tercihlerde de ne olduğu belirsiz sapık fikirlilerin safında değil, müminlerin yanında saf alınsın.

Kur’an, nurdur. Anlayarak okunmalı ki kalpteki bütün şek ve şüpheleri gidersin, kalbi aydınlatsın ve bir meşale kılsın. Bedeni aydınlatsın ki dil, hakkı konuşsun; göz, hakkı görsün; kulak, hakkı dinlesin; el, hakkı tutsun ve ayak, hakka yürüyüp hakkın peşinde koşsun. Hatta bedendeki bütün hücreler ve kıllar dahi el-Hak desin ve el-Hak’la parlasın, aydınlansın ve aydınlatsın.

Kur’an, şifâdır. Rûhî ve bedenî bütün hastalıkları tedâvi eder. Anlayarak okunmalı ki bütün nefsî hastalıkları gidersin. Dil gıybete, dedikoduya, insanları arkadan çekiştirmeye, lakap takmaya, fâhiş ve münker sözleri söylemeye tevessül etmesin. Göz harama, fâhiş ve münker şeylere nazar etmesin ve bununla kalbe ok saplamasın. Hayal ve fikir, daldan dala konarak haram şeylerin peşinde koşmasın. El, haram için kalkmasın, haramı tutmasın ve zalim için alkışlamasın.

Kur’an anlayarak okunmalı ki faize bulaşılıp Allah ve Resûlü’ne savaş açılmasın. Şeytanın işi birer pislik olan kumar ve şaraba bulaşılmasın. Zinanın herhangi bir çeşidine meyledip yanaşılmasın. Anne ve babaya isyan edip onlara kötü davranılmasın. Komşunun hakkı, mazlumun hakkı ve yetimin hakkı çiğnenmesin. Gazze ve tüm Filistin’deki anneler, babalar, masum bebekler öldürülmesin. İnfak, sadaka ve adaklarıyla onlara yardım edilsin. Hiçbir şekilde siyonistin yandaşı, destekçisi ve malının tüketicisi olunmasın.

Kur’an’ı anlayarak okumak gerekir ki cehennem ve azabının çeşitleri bilinip sakınılsın. Azaba müstahak kılacak her türlü günahtan uzak durulsun. Cennete götürecek sâlih ameller tanınsın, bilinsin ve işlensin ki cennetin mertebe ve nimetlerinin birer yolcusu olunsun.

Kur’an’ı anlayarak okumak gerekir ki cenazeden cenazeye okunan, sadece ölüler için hatim indirilen, bir merasim kitabına dönüşmesin. Raflardan indirilsin, tozları silinsin, ders olarak işlensin ve her bir âyeti üzerinde tedebbür edilsin ki “sirâtu’l-müstakim”den şaşılmasın. Ahirette Allah’ın nur-u cemalini görmeye mazhar olunsun diyor ve sizi Allah’a emanet ediyorum, ve’s-Selâm.