• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Bakara sûresi 155. âyeti kerimede Allah (c.c.): “Andolsun ki sizi biraz korku ve açlık; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmek suretiyle imtihan ederiz. Sabredenleri müjdele!” buyuruyor.

Sürekli bir imtihan içerisinde olmakla beraber kimi imtihan çok büyük olabiliyor veya kimi imtihanlar beraber olabiliyor. İşte bu sefer de imtihan üzerine imtihan yaşıyoruz. Bu sefer ki imtihanın adı deprem olmakla beraber sadece deprem değil. Deprem, sonra yine deprem… Yani deprem üzerine deprem… Sadece deprem üzerine deprem de değil. Kış, kar, yağmur, soğuk ve daha birçok faktörle birlikte imtihan oluyoruz.

Deprem ama öyle bir deprem ki yakın dünya tarihinde arka arkaya ve bu kadar şiddeti büyük böyle depremler görülmemiş.

Allah’ın esma ve sıfatlarından müteşekkil Âyetel-Kürsî’yi; İhlâs, Felak, Nâs sûrelerini okuyorsunuz, salavât getiriyorsunuz, dua ediyorsunuz ama depremin sarsıntısı durmuyor. Batıdan doğuya, sonra kuzeyden güneye sonra da çaprazlama sallıyor. Artık her şey bitti, tamam diyorsunuz ve şehadetinizi getiriyorsunuz…

Yaşanan depremlerle birlikte sahibi olmak için yıllarca çalışarak, borçlanarak, sıkıntı ve darlığa girerek aldığınız yüksek binaların katlarındaki daireler gözünüzde kararıyor. Bir daha içlerine girmek istemiyorsunuz, içinde kalmak kaygılandırıyor ve korkutuyor. Müstakil bir evde kalan bir akrabanın yanına, cami ya da bir taziye evine sığınıyorsunuz. Tabi bu kurtulanlar için. Peki ya yıkılan o binaların yığma betonları altında kalıp kurtulamayanlar…

 Kimisi bin bir uğraştan sonra bir şekilde kurtarıldı, kurtarılıyor ve kurtarılacak inşallah. Birçoklarının ise cansız bedenleri çıkarıldı. Birçoklarının cansız bedenleri belki günler sonra çıkarılabilecek. Allah vefat edenlerin tamamına rahmet eylesin. Yaralılara şifalar nasip etsin. Enkazların altında kalmışların sağ salim ailelerine kavuşmalarını nasip etsin.

Binlerce kişinin evleri yerle bir oldu. Evsiz, barksız kaldılar. Kış günü dışarıda kaldılar.

Kar kış kıyametin olduğu bu günlerde evleri yıkılıp dışarıda kalanlar. Onlar ayrı bir imtihanda, diğer vatandaşların tamamı da ayrı bir imtihanda.

Gün; birlik, beraberlik, kardeşlik ve yardımlaşma günü. Gün, kapıları ve gönülleri birbirine açma günü. Gün imkân ve kuvvetince elini taşın altına koyma günüdür.

Gün; ‘bana ne, neme lazım, ben kurtuldum başkası beni ilgilendirmez’ deme zamanı değildir. Gün birbirini, birilerini suçlama ve suçlu arama zamanı da değildir. Gün dayanışma, yardım etme ve destek olma günüdür. Gün, tek yürek olma ve el ele tutuşma günüdür. Gün samimiyet ve fedakârlık günüdür.

Dikkat edilirse deprem çoğu zaman herkesin uykuda olduğu gecenin son üçte birlik diliminde gerçekleşiyor. İnsanların gaflet içinde olduğu ve uykunun en tatlı olduğu zaman dilimidir bu vakit. Öyle anlaşıyor ki Mevla her an ve tam bir gaflet anında yakalıyor. Öyleyse hazırlıklı olmak, her an tetikte olmak, cismen ve manen gelebilecek afete hazır olmak gerekiyor. Her an Mevla’mızla bulaşacakmış gibi bir hal içerisinde olmak gerekiyor.

Yaşanan depremlerdeki sarsıntılar kıyametin sarsıntısının belki trilyonda biri kadar değil ama bu kadar tahribat yapıp binlerce canı alabiliyor. Öyleyse dağları dahi un ufak edecek kıyamete hazırlıklı olmak gerekiyor.

Mevla’mız memleketimizi tüm afet, bela ve kazalardan korusun ve bizi her daim tüm imtihanlara hazırlıklı olup imtihanlarını başarıyla geçenlerden kılsın. Âmin.