• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Rabbim 2015 yılında umre, 2016 yılında da hac ibadetiniifâ etmeyi nasip etti. Hacca görevli olarak gittimve 42 hacım vardı. Gitmeden evvel hacılarıma, ibadetleri nasıl ve ne şekilde yapacağımız konusunda seminer verirken elli yaşlarında biri: “Hocam, ben şahsen çok sabırsız ve aceleciyim” dedi. Bu söylemine karşılık: “Hacıların içerisinde yaşlı ve hasta olanlar olduğunu ne aceleci ne de ağır, ikisinin arasında itidal üzere vasat olmamız gerektiğini” belirttim.

Hakikaten bu hacımız hac menasikleri esnasında çok hızlı ve aceleci hareket ediyordu. Eşi şişmanca olduğundan kendisine ayak uydurmadı ve takatten düştü. Aceleci hacımız, onu tekerlekli sandalyede yürütmek zorunda kaldı. Halbuki itidal üzere, tempo ile vasat hareket etmiş olsaydı, hanımı da kendisine ayak uydurabilir ve tekerlekli sandalyeye mecbur kalmazdı. Peki itidal üzere olmak nedir?

FatihadaAllah’ın bizi yöneltmesini istediğimiz “sırât-ı mustakîm”:İnançta, amelde, ahlâk ve yaşayışta her türlü yanlışlık ve aşırılıklardan uzak, doğru, dengeli ve orta yol üzere olmaktır. Her gün kıldığımız kırk rekat namazda bunu Rabbimizden istiyoruz. “İhdina’s-sirata’lmustakim” diye dua ediyoruz. Bu aynı zamanda itidal üzere olmayı istemektir.

İtidal, iki aşırı tutum ve davranış arasında orta bir hal üzere olmaktır. Ölçülü ve ılımlı olma, denge, düzen ve istikamet üzere olmaktır. Ne ifrat ne de tefrit içerisinde olmamaktır.

Allah (c.c.) insanı biyolojik olarak itidal üzere uyumlu ve düzgün yaratmıştır. İnanç, amel, ahlak, eğilim ve huylarında da kendisinden itidal üzere olmasını, aşırılıklardan uzak durmasını ister. Harcamalarında ne israf etmesini ne de tamamıyla cimri kesilmesini, bu ikisinin arasında orta bir hal üzere, cömert olmasını ister. Dostluk ve düşmanlıklarında da orta bir hal üzere olmasını emreder. Peygamberimiz (s.a.s.) düşmanlıkta aşırı gitmeyi münafıkların alametlerinden saymıştır.

Hadislerde ibadetlerden yeme içmeye, giyim kuşamdan tüm ihtiyaçlara kadar hayatın her alanında dengeli, ölçülü olmaya önem verilmiş, genel olarak duyguların, tutum ve davranışların normal ve dengeli olması istenmiştir. Meselâ aşırı sevginin gözü kör, kulağı sağır edebileceği uyarısında bulunulmakta, insanlar sevdiklerini ölçülü sevmeye çağrılmıştır. Aşırı dünyevîleşme reddedildiği gibi din ve ibadet adına dahi olsa bütünüyle dünya işlerinden kopacak kadar aşırılığa sapmak da yasaklanmıştır.

Bir kişinin aşırı yemek yemesi kendisini oburlaştırıp birçok hastalığa müptela kılar. Yeterli yemek yememesi kendisini zayıflatıp kuvvetten düşürür. Bunun yerine yeterli ve dengeli yemek yenmesi ise kendisinin sağlıklı kalmasına vesile olur. Bu da itidal üzere olmaktır. Bayanlarda insanın tenini göstermeyen, vücut hatlarını belli etmeyen ve tüm vücudunu kaplayan elbise, tesettürdür ve aynı zamanda itidal üzere olmaktır. Bunun aşırısı ifrat; teni gösteren ve vücut hatlarını belli eden elbise ise tefrittir.

İtidal fazilet sahibi olmaktır. Bundan sapma ya fazlalık veya eksiklik yani aşırılıktır. Fazlalık yönünde sapmaya ifrat, eksiklik yönünde sapmaya da tefrit denir. İster fazlalık isterse eksiklik şeklinde olsun her aşırılık bir rezalettir. Farabi, bütün iyi fiillerin bu iki aşırı uç arasındaki mutedil ve orta fiiller, aynı şekilde bütün erdemlerin, yine ikisi de erdemsizlik olan aşırılıklar arasında orta mahiyetteki psikolojik eğilimler ve yetenekler olduğunu ifade eder. İffet, cömertlik, yiğitlik, tevazu, hilm gibi çeşitli erdem ve sahip olma itidal üzerine olmaktır. Bunlardan sapmalar sonucu meydana gelen hal ise erdemsizlik ve faziletsizliktir.

Rabbim bizi itidal üzere kılsın inşallah.