• DOLAR 34.244
  • EURO 37.001
  • ALTIN 2937.962
  • ...

Şeytan insana sağından, solundan, arkasından ve önünden yanaşarak vesvese verir. Damarlarında dolaşan kan gibi dolaşır. Yaldızlı söz ve laflarla kandırmaya çalışır. İbadetten soğutur ve ibadetini yapmaya engel olur. Yaptığı ibadette farz, vacip, sünnet, adap ve tadili erkâna riayet etmesin diye aklına bin bir şey getirir. İbadetini huşu içerisinde, hakkını vererek yapmasın diye daima bir mücadele içinde olur.

Şeytan, çeşitli vesveselerle kişiyi ibadetini yapmamaya, yaptığı ibadetin hakkını vermeden yapmaya çalışırken diğer yandan zayıf tarafından kendisine yanaşarak günaha sürüklemeye çalışır. Her bir insanın zayıf bir tarafı vardır. Bedendeki yaraya ve zayıf tarafa yanaşan mikrop gibi şeytan da bu zayıf ve hastalıklı taraftan yanaşır. Bedendeki yara mikroptan korunsun diye merhem ve benzeri ilaçlar kullanılarak tedavi edilmesi gerektiği gibi, ruhtaki zayıf taraf da manevi ilaç ve gıdalarla tedavi edilip güçlendirilmeli ve şeytanın şerrinden korunmalıdır.

Bedendeki yaranın tedavi edilmesi, ilacın etkisini gösterip iyileşmesi için mikrobun çoğalmasına katkı sağlayan kirli ve temiz olmayan ortamlardan uzak durmak gerektiği gibi ruhi yara ve hastalıklardan kurtulmak için de günahı tetikleyen kötü ortamlardan uzak durmak gerekir. Mesela, ruhen şehevi duygularının etkisinde olan birinin şehvetini tetikleyen açık saçıklığın olduğu çarşı, film, internet ve benzeri etkenlerden uzak durması gerekir. Paranın parayı çektiği gibi bakış bakışı çeker, duygular kabarır ve derken günaha düşülür.

İşlenen günahlar küçük olsa da kişinin ibadete karşı olan azim ve kararlığını kırar. Hastalanan bir beden gibi zayıflatır ve güçsüzleştirir. Şeytana ve emmare nefse karşı mücadelede daha rahat yenilmesine sebep olur. Bir günah bir diğer günahı tetikler ve derken maazallah büyük günahlara düşülür. Günah arta arta bazen kalbi çepeçevre kuşatabilir ve yapılan günahı meşru görecek kadar ileri götürebilir. Bu şekilde sahibini ebedi cehennemliklerden bile kıla bilir. Çünkü büyük günahlar azmi tamamen kırar ve direnme gücünü öldürür. Sahibinin kurtuluş ümidini söndürüp bitirir.

Günaha düşmemek için ruhu güçlendirecek manevi gıda ve ilaçlara ihtiyaç vardır. Ruhu güçlendirecek ve şeytana karşı yenilmesine mani olacak gıdaların başında yalnız kalmama gelir. Yalnız kalan kişiye şeytan, yanında kimsenin olmadığı, kimsenin kendisini görmediği hissi verir ve onu rahatlıkla günaha sürükler. Hâlbuki hiçbir kişi yalnız değildir ve Allah ona şah damarından daha yakındır. Her daim onu görüp gözetlemektedir. Aynı zaman da yanında her dediğini ve yaptığını yazan melekler vardır.

 Ruhu besleyecek, şeytana ve günahlara karşı koruyacak ikinci gıda, iyi ve iyiliğe teşvik edecek bir arkadaşlık ortamında bulunmaktır. İyi bir arkadaşlık ortamı kişinin etrafında bir kalkan ve zırh gibi onu korur. Tam aksine kişiyi kötülüğe sürükleyen en büyük etmenlerin başında kötü arkadaşlık ortamı gelir. Nice iyi, temiz ve ailesi de dindar olan kişiler kötü arkadaşlık ortamları yüzünden, hırsızlık, uyuşturucu ve fuhuş gibi bataklıklara saplanmışlardır. Arkadaşları şeytanları olmuş ve o da onları atına bindirerek günah bataklığında batırmıştır.

Camiye gitme, Kur’an okuma, kitap okuma, zikir ve sohbet ortamlarında bulunma da kişiyi şeytana, nefse ve günaha karşı koruyan manevi gıda ve ilaçlardır.

Allah her daim ruhen güçlü kullarından eylesin, şeytana ve nefse uyup günah bataklığında sürüklenen kullarından eylemesin. Amin