• DOLAR 34.244
  • EURO 37.001
  • ALTIN 2937.962
  • ...

Allah’ın verdiği sayısız nimete rağmen bir mümin, neden cimri davranır ve Allah’ın kendisine lütuf ve keremiyle ihsan ettiklerinden Allah yolunda harcamaz? Elbet bunun birçok sebebi vardır.  Bunlardan ilki ve en önemlisi müminin dünyanın fani ve imtihan mekânı, ahiretin ise kalıcı ve daha hayırlı olduğunu unutmasıdır. Dünyanın fani ve imtihan mekânı olduğunu unutunca ebedi yaşayacağı zannıyla ona sarılır ve bütün gayret ve çabasını onun için harcar. Hırsla kazanmak için mücadele eder. Kazandıkça daha fazla kazanayım der ama kazandığı da kendisine yetmez. Dünyanın peşinde koştukça dünya da onu uğraştırır, onu peşinde koşturur. Dört elle dünyaya sarılınca tamamen dünyevileşir ve tüm derdi dünyalık olur. Günümüz şartlarında mümini saran onu Allah’a kulluktan alı koyan en büyük bela ve musibet belki de dünyevileşmesi ve mala olan tutkunluğunun artmasıdır.  Bu tehlikeye asırlar öncesinden Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle işaret etmiştir:

“Her ümmetin bir fitnesi vardır. Benim ümmetimin fitnesi de dünya malıdır.” Başka bir hadisi şerifte: Resulullah (s.a.s.), Ebu Ubeyde’yi (r.a.) Bahreyn’e cizyeleri toplamak için gönderdi. Ebu Ubeyde(r.a.) bir takım mallarla geri dönünce, Ensar geldiğini duydu ve Hz. Peygamber’in (s.a.s.) etrafında toplandılar. Namaz bittikten sonra, Hz. Peygamber (s.a.s.) tebessüm ederek: “Öyle zannediyorum ki Ebu Ubeyde’nin (r.a.) bir şeyler getirdiğini işittiniz” hep birlikte “evet” dediler. Bunun üzerine Allah Resulü (s.a.s.): “Öyleyse sevinin ve sizi sevindiren şeyi ümit edin. Allah’a yemin olsun ki sizin için fakirlikten korkmuyorum fakat sizin dünyevileşmenizden korkuyorum. Sizden öncekiler dünyevileşti ve dünya için birbirleriyle boğuşup helak oldular. Genişleyen dünyanın sizi de helak etmesinden korkuyorum” buyurdu.

Dünyaya karşı olan aşırı hırs insanın elindekilere daha çok sarılmasına sebebiyet verir. Elindekilerin yetmeyeceği ve fakirlik korkusu bir nevi onu sarar. Haliyle daha çok cimrileşir ve eli kaskatı kesilir. Diğer yandan şeytan da ona telkinlerde bulunur ve onu fakirlik ile korkutur. Bu gerçeği Allah (c.c.) ayeti kerimede şöyle buyurur:

“Şeytan sizi fakirlikle korkutur ve size cimriliği telkin eder. Allah ise size katından bir mağfiret ve bir lütuf vaat eder. Allah her şeyi hakkıyla kuşatan ve bilendir.” (Bakara, 2/268)

Dünyaya olan düşkünlük kişiyi hayır yolunda değil kendi arzu heves ve istekleri uğruna harcamaya sevke eder. Bir nevi ona bir kere dünyaya geldin, bu dünyanın tüm lezzet ve zevklerinden faydalan. Bu da onu dünyevi lezzetler uğrunda harcamaya sek ederken Allah ve ahiret uğrunda harcamaktan ise alıkoyar.  En kötüsü de bu durumun kendisi için en hayırlı olan şey olduğuna inanmasıdır. Hâlbuki o bununla kendisini tehlikeye attığının farkında değildir. Ayeti kerimelerde Allah (c.c.):

“Allah yolunda harcayın. (Cimrilik yapmak suretiyle) Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. Her türlü hareketinizde dürüst davranın. Çünkü Allah dürüstleri sever.” (Bakara, 2/195.)

“Allah’ın bol ihsanından kendilerine verdiği şeylerde cimrilik edenler bunun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Hayır; bu onlar için şerdir; kıyamet günü cimrilik ettikleri boyunlarına tasma olarak asılacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah’ındır. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.” (Âl-i imrân, 3/180.)

“İşte sizler, Allah yolunda harcamaya çağırılıyorsunuz. İçinizden kiminiz cimrilik ediyor. Ama kim cimrilik ederse, ancak kendi aleyhine cimrilik etmiş olur. Allah zengindir, siz ise fakirsiniz. Eğer O’ndan yüz çevirirseniz, yerinize sizden başka bir toplum getirir, artık onlar sizin gibi de olmazlar. (Muhammed, 47/38.)

Allah, bizi cimrilerden eylemesin. Amin.