• DOLAR 32.322
  • EURO 35.091
  • ALTIN 2282.01
  • ...

Bir bayram sabahı bir akraba benimle karşılaştı ve bana “yahu sen nasıl akrabasın, nasıl Müslüman kardeşsin!” diye çıkıştı. Bir an ne kabahat işledim diye düşünürken, “Ben şu ana kadar fıtır sadakamı vermeyi unutmuşum, sen de bana hatırlatmıyorsun” deyince, bana çıkışmasının sebebini anladım.

  Fıtır, orucunu açmak, iftar etmek anlamlarına gelir. Bu, oruçlu olanın oruçlu olduğu günün sonunda orucunu açması anlamına gelse de Ramazan ayının sonunda oruç tutmanın bittiği ve bayrama erişildiği zamana da denir. Bayrama ulaşmanın şükrü olarak verilen sadakaya da fıtır sadakası, bu bayrama da id’ul fıtır denmiştir.

Fıtır sadakası, sadakayı veren kişi için orucu sağ salim tutup bayrama eriştiği için bir şükür, verilen kişi açısından ise ona ve ailesine de bayramı yaşatma, bayramı yapabilecek maddi bir imkân sunmadır. Fıtır sadakası, bayramdan evvel verilebilse de vermenin asıl zamanı bayram günüdür. Bayramdan sonraya bırakmak ise âlimlerin çoğunluğuna göre haram kimisine göre ise mekruhtur.

Fıtır sadakası, Hanefi mezhebine göre zekât mükellefi olan kişinin vermesi gereken vacip bir sadaka, cumhura göre mesken, ev eşyası ve temel ihtiyaçları dışında bayram günü ve gecesi kendisi ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin yiyeceklerinden fazlasına sahip olan her mümine farzdır. Verilen bu sadaka kişinin başının, zekât ise malının sadakasıdır. Fıtır sadakası kişiyi, zekât ise malını arındırır anlayışı varsa da ikisi de sadaka adı altında hem kişinin kendisini hem de malını arındırır. Sahibini kaza ve belalara karşı korur, Mevlasına manen yaklaşmasına, temizlenmesine ve arınmasına vesile olur.

Allah (c.c. ) âyet-i kerimede: “Onların mallarından sadaka al ki onları temizleyip arındırasın…” (Tevbe/103) buyurmaktadır.  

Fıtır sadakasında amaç, bir fakire sabah akşam kendisini doyurabilecek kadar o günün temel gıda maddelerinden birini vermektir. Arabistan gibi yerlerde temel gıda maddesi hurma, Türkiye gibi yerlerde buğdaydır. Hanefi mezhebine göre yarım sa, diğer mezheplere göre bir sa kadardır. İster Hanefi mezhebine göre verilsin ister diğer mezheplere göre, bu kadar buğdayın bir fakiri sabah akşam doyurması zordur. Bu sebeple fıtır sadakasının her sene belirlenen TL miktarı üzerinden verilmesi daha uygundur.

Kişi bizzat kendisi fakire fıtır sadakasını verebilir. Ancak bu fakirin minnet, töhmet altında kalması ve ezilmesine sebep olabileceğinden, vakıf ve dernekler aracılığıyla verilmesi daha uygundur. Kişinin bizzat kendisinin vermesi başa kakma ve ezaya da sebep olmaktadır ki bu sadakanın hayır ve sevabını süpürüp götürür. Ayet-i kerimede Allah (c.c.): “Ey iman edenler sadakalarınızı minnet ederek ve başa kakarak boşa çıkarmayın…” (Bakara/264) buyrulmaktadır.

Sadakayı verirken hak edeni bulmak en büyük sorunlardan biridir. Kişinin kendi başına fakirin evine bakıp durumunu yerinde tespit etme imkânı yoktur. Dernek ve vakıflar ise yerinde tespit yapabilmekte, fakirin sadakaya müstahak olup olmadığını araştırabilmektedirler. Hayat bahalılığının çok yüksek olduğu günümüz şartlarında ihtiyaç sahibi olan ile olmayan sadaka isteyebilmektedir. Bu açıdan fakirin doğru tespiti önemlidir.

Allah (c.c.) ayeti kerimede : “Sadakaları,    Kendilerini Allah yoluna adadıklarından seyahat ve ticarete imkân bulamayan yoksullara verin. Yoksulluklarını gizli tuttukları için bilmeyen onları zengin sanır. Kendilerini simalarından tanırsın. Onlar insanlara asla el açmazlar. Hayır için yaptığınız her harcamayı Allah hakkıyla bilmektedir” (Bakara/273) buyurmaktadır.

Zekât mükellefi olan birine ve Hanefi mezhebine göre kişinin usul ve furuuna, Şafii mezhebine göre ise nafakası başkası tarafından karşılanan kişiye fıtır sadakasının verilmesi uygun değildir diyor ve sizi Allah’a emanet ediyorum.