• DOLAR 34.261
  • EURO 37.179
  • ALTIN 2970.868
  • ...

Avf b. Malik adındaki sahabenin oğlu müşriklerce esir alınmıştı. Hz. Peygambere (s.a.s.)  giderek şikâyette bulundu. Çocuğun annesinin kaygı duyduğunu belirterek kendilerine ne yapmalarını emir buyurduğunu sordu. Hz. Peygamber kendisine: “Allah’tan kork ve sabret. Sana ve eşine ‘la havle vela kuvvete illa billah’ sözünü çok çok tekrarlamanızı emrediyorum” buyurdu. Avf b. Malik evine dönerek eşine: “Allah Resulü bize ‘la havle vela kuvvete illa billah sözünü’ çokça tekrarlamamızı emretti. Kadın: “Bize emredilen şey ne güzeldir” dedi. Karı-koca bu sözü sürekli tekrar etmeye başladılar. Nihayetinde oğulları düşmanın gafil bir anını yakalayıp önüne büyük bir sürüyü de katarak evine geldi.

Bunun üzerine Talak süresinin “kim Allah’tan korkarsa, Allah ona bir çıkış yolu açar. Onu beklemediği yerden rızıklandırır. Kim Allah’a tevekkül ederse o kendisine yeter. Şüphesiz Allah emrini yerine getirendir. Allah her şeye bir ölçü koymuştur” ayetleri indirildi.

“La havle vela kuvvete illa billah” sözü “her türlü değişim ve her türlü kuvvet Allah iledir” manasına gelir. Her değişim Allah iledir. O’ndan habersiz, O’nun izni olmadan, O emretmeden hiçbir şey veya hiç bir iş gerçekleşemez. Güç ve kuvvet tamamen O’nun elindedir.

Kup kuru olan araziye gökten yağmur yağdırarak yemyeşil yapan, yerde otlar, çayırlar, meralar, sebzeler ve meyveler yetiştiren O’dur. Ölüye hayat veren, canlı olanın hayatını alan ve yeniden diriltecek olan O’dur. Karanlığı aydınlığa, aydınlığı karanlığa çeviren O’dur.

Küfrün karanlıklarında yüzerken, hidayet verip İslam’ın nuruna çıkaran, dalalet ve sapkınlık içerisindeyken “siratel müstakime” çıkaran O’dur.

Yokken var eden, varken yok eden, hiçbir emaresi yokken bir anaya evlat veren O’dur.

Zindanlarda tutuklu iken hürriyete kavuşturan, hür ve serbest iken zindanların karanlık dehlizlerine atan O’dur.

Bir memlekete hükmedip yönetirken, astığı astık, kestiği kestik iken, alaşağı edip yerine mustadafları getiren O’dur.

Hasta ve bi çare iken, dertli olup derman bulamazken, Şafi ismi ile şifa verip derman veren O’dur.

Mekke’yi Mekke-i Mükerremeye, Yesrib’i Medine-i Münevvere’ye çeviren O’dur.

 Ahlaki çöküntünün içerisinde boğulan gençliğimize iman ve İslam nasip edip camilerimizi gençlerle ve çocuk cıvıltılarıyla şenlendirecek olan O’dur.

İslam’dan uzaklaşmış çarşılarımıza İslam’ın hükmünü hakim kılıp mizanlarımıza düzen getirecek olan O’dur.

Mademki tüm değişimler güç ve kuvvet O’nun elindedir. Öyleyse kendisinden korkulmaya, sakınılmaya, önünde boyun eğip acizliğimizi kendisine arz edeceğimiz O’dur. Elimizi açıp yardım dileyeceğimiz. “La havle vela kuvvete illa billah” diyerek kapısına gideceğimiz, sıkıntılarımızı, dertlerimizi, kendisine arz edeceğimiz O’dur.

Çaresiz kalıp çıkış kapısı bulamadığımızda, sıkıntılar içerisinde boğulup sıkıntılarımızı giderecek yol bulamadığımızda, yalnız kalıp arkadaş bulamadığımızda, kendisine güveneceğimiz, sığınıp dayanacağımız O’dur.

Hz. İbrahim veya Hz. Zekeriya gibi yaşlı iken ve hanımları kısır iken evlat hasretine son vermek için kendisine gideceğimiz, mihraba girip bana katından hayırlı bir evlat, hayırlı bir zürriyet nasip et diye dua edeceğimiz O’dur.

Zalimin zulmüne son verecek, hakkı hâkim kılacak olan O’dur diyor ve sizi Allah’a emanet ediyorum.