• DOLAR 34.378
  • EURO 36.84
  • ALTIN 2970.998
  • ...

İktisadî hayatta işsizliğe mani olmayı ve üretimin devamını sağlamayı esas hedef yapar. İnsanları bu hedefe yönlendirirken, muhtemel anlaşmazlıklara karşı, taraflara mutlaka bir çözüm yolu sunar. Bir tarafın diğerini ezmesine, toplum yapısının zarar görmesine izin vermez. Dahası, getirdiği esaslarda efendi-köle, memur-işçi, zengin-fakir ayırımı yapmaz ve böylece toplum fertleri arasında bir kaynaşma ve yakınlaşma sağlar.

İslam bütün müesseseleriyle maarif, fazilet duygusunu geliştirir. Sevgi ve mürüvvet kapılarını açar. İnsanlığa şefkati ve herkesle anlaşıp uzlaşmayı öğretir. Onu, merhametsiz emellerden, süflî duygulardan korur. Bilhassa mukaddes mefhumlarına karşı saygılı yetiştirir.

Toplum içinde kendini güçsüz gören Müslim veya gayr-i Müslimlerin, yoksulların, fakirlerin, yolda kalmışların, işsizlerin görülüp gözetilmesi konusunda köklü ve kalıcı tedbirler alır. Değişik yardım fonları oluşturur ve bunlarla herkesin elinden tutmaya çalışır.

 İslam`da sadece haklara riayetle yetinilmez. Müslümanlara ait mal-mülk gibi şeylerde başkalarının da hakkı olduğu mülâhazasıyla hareket edilir. Kibir ve çalım duygusuna, minnet ve başa kakma düşüncesine girilmeden bu haklardan bütün muhtaçların istifade etmesi sağlanır. Bu ilahî sistemde, işverenlerin mütekebbir olmaları, servet ve mal yığmaları, sadece kendi saadetlerini düşünmeleri hoş görülmez. Bütün bir millet olarak, elemleri de lezzetleri de paylaşma anlayışı geliştirir.

Yukarıda saydığımız bütün görevleri icra edebilecek, insanların müracaat edecekleri bir merci mutlaka bulunmalıdır. İslam`da bu gayeye matuf hizmet amacıyla kurulan “Hisbe Teşkilâtı” vardır. İslam dünyasında, Peygamber Efendimiz devrinden itibaren varlığı bilinen hisbe, umumi manada “iyiliği emir ve kötülüğü nehiy” müessesesidir.

Hisbe, ikinci halife Hz. Ömer zamanında tam teşkilatlı bir müessese haline gelmiş ve cemiyet huzurunun sağlanmasında son derece önemli rol oynayan bir kurum olmuştur. Genel asayişi temin etmenin yanı sıra, zarurî ihtiyaç maddelerinin halkın eline uygun ve ucuz bir şekilde geçmesini sağlamak maksadıyla esnaf ve diğer ticaret erbabını kontrol altında tutmuştur. İşçi-işveren arasındaki meseleleri çözmüştür. Belde ahalisinin işlerini İslâm hukukunun esasları çerçevesinde kontrol etmiştir.

Hisbe teşkilatından sorumlu olan Muhtesibin görevleri,  İlahi haklar yani kamuya ait haklarla ilgili; bunlar, ibadetlerin ifası, umumî adabın korunması için yasaklara uyulup uyulmadığının kontrolü, İslâm hukukunun caiz görmediği muamelelerin önlenmesi, hususî hakları yani insan haklarının korunması ve sosyal güvenlik hakları gibi karma hakları korumaktır.

Muhtesib, ibadetlerin nasıl ifa edildiğini, umumî adabı, genel sağlığı (tıp ilmi, eşyaların temizliği, yiyecek içeceklerin temizliği vb.) kontrol edecektir. Çarşı pazarı, umumi yollar ve binaları, tartı ve ölçü aletlerini her açıdan denetleyecektir. Ticari muameleleri murakabe edecek, kamu yararı gerektiriyorsa fiyatları tespit edebilecek, karaborsacılığı kesinlikle önleyecektir. Kamu menfaatleri açısından olan her tedbiri alabilecektir. Kölelerin ve hayvanların haklarına karşı, işçi ve kiracıların hakları ise işveren ve ev sahiplerine karşı koruyacaktır.

Günümüzde hisbe teşkilatının görevini yerine getirmesi gereken belediyelerdir. Ancak bu belediyelerin görevlerini ne kadar yerine getirdiği ortadadır. İcra edilmeyen bu görevleri yerine getirebilecek dernek ve vakıflar kurulmuştur. Bu dernekler insanlara ayırım gözetmeden hizmet götürmeyi amaçlamaktadır. Esnafını kaynaştırmak, onların İslami çerçevede bir ticaret gerçekleştirmelerini sağlamak ve tüccarlar arasında meydana gelebilecek anlaşmazlıklarda çözüm üretecek, haksızlığa uğrayanlara hakkını iade etmek için uğraşmaktadırlar. Bu çerçevede kimi dernekler esnaf komisyonları kurmuştur.

Bilinçli esnafların esnaf komisyonlarını desteklemesi hem maddi hem de manevi kazançlarına katkı sağlayacaktır.

Selam ve dua ile….