• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Bütün dünyadaki acıların, özelde de coğrafyamızdaki acıların kaynağı kimlerdir? Bu acıların müsebbibi olanların yok oluşu ne de güzel olurdu. Bütün Müslümanların birlikte ortak bir tepki göstererek bu acılara sebep olanlara karşı duruşu benim hayalimdir. Evet, benim hayalim Amerikan`sız ve israilsiz bir dünyadır. Kastım cismani değil, emperyalist ve siyonist düşünceleridir.  Amerika ve israil denilince; insanların aklına ilk gelen şey kan ve katliamdır. Amerika ve israilin tarihi kan ve katliamla yazılmıştır. Her insanın ana görevi; fitne üreticileri olan Amerika ve israile karşı direnmeyi gerektiriyor. İnsaniyet mektebini Amerikan siyasetinden ve savaş stratejilerinden arındırmak, herkesin ana görevidir. ABD ve müttefiklerinin adaleti hiçe saymaları ve  “kuvvetli olan daima haklıdır” diyerek “orman kanunlarını” öne çıkarmaları zulmün kaynağıdır.

Düşünün bir devlet kalkıyor, diğer devletler üzerinde kendi ürettiği kanunlarla ve kendi politik-yargı sistemiyle kararlar veriyor, yaptırımlar uyguluyor, aldığı kararları silahla dayatıyor. Bu bir anlamda “Ben dünyanın jandarmasıyım” şeklinde pervasız bir şekilde filmin sahneye konulmasıdır. ABD`nin kendi politikalarına veya çıkarlarına ters düştüğü için birçok ülkeye yaptırımlar uyguladığı malûmdur. Katar, Rusya, Çin, İran, Kuzey Kore, Sudan bu ülkelerden bazılarıdır.

Uluslararası kuruluşlar değil, ABD`nin kendi kuruluşları başka ülkelerdeki kuruluşlara cezalar yazıyor, yaptırım kararları alıyor. Bir devlet kalkıyor, tek taraflı olarak “kara listeler” yayınlıyor. En son Gazze`deki Filistin Hükümeti Başbakanı ve HAMAS siyasi Büro Başkanı İsmail Haniyye`yi terör listesine aldığı gibi… Devletlerin başına bela olan ABD`nin emperyalist düşüncesine; İslâm coğrafyasında kangren haline gelmiş iradesiz liderler itaat ediyorlar. Bu yönetimler, iktidarda kalmak, devrilmemek ve ABD`nin hışmına uğramamak için para musluklarını açıyor. Petrol zengini yönetimler için bu hal, vücudu kurtarmak için kolu kesme anlamına geliyor.

Buna uymayanlar ise kendi orman kanunlarını “adalet” adı altında uygulamaya çalışıyor. Mesela; Türkiye ve İran gibi Müslüman olan iki ülkeyi, birbirleriyle yapmış oldukları ticaretten dolayı suçlu muamelesine tabi tutan Amerika, “İki Müslüman olarak benden izin almadan birbirinizle ticarette bulunamazsınız” diyor. Şeytan Amerika`nın oyunlarına karşı Müslümanlar olarak vurdumduymazlığa büründüğümüz günden bu yana coğrafyamız çalkalanıyor. Amerika`nın oyunlarını bozmanın elbette bir bedeli var. Ancak mezhepsel teferruatlar ve çıkarlar bir köşeye bırakılsa Amerika ve işbirlikçilerinin gücü bize yetmez.

Müslümanlar olarak; Amerika ve avenelerinin saldırıları karşısında birleşmekle, bir olmakla ayakta kalabiliriz. Amerika ve işbirlikçilerinin gücü bu coğrafyadaki zenginlikler vasıtasıyladır. Bu vasıtaları onların elinden alarak birlikte kullanmalıyız. İslâm`ın safi malı olan bu topraklar, Siyonist ve emperyalistlerin cirit meydanı olmayı hak etmiyor. İslâm coğrafyasının her köşesinde yaşayan her Müslüman`a seslenerek diyoruz ki; Şeytan Amerika`nın oyunlarına gelmeyerek birleşin ve onların hedeflerini vurun. Amerika`nın hedeflerini vurmanın yolu; Amerika ile ilişki ve münasebetleri kesmektir. Askeri ve ticari anlaşmaları iptal etmektir. Amerika`sız, israilsiz bir dünya kurmak ve Müslümanların birlikte olması en büyük hayalimdir. Rabbim bu dünya gözüyle bunu görmeyi bize ve bütün Müslümanlara nasip etsin.