• DOLAR 34.592
  • EURO 36.278
  • ALTIN 2968.689
  • ...

 Varsın birileri bu sevdadan rahatsız olsun. Varsın birileri “bidat” safsatalarına sarılsın. Varsın birileri Muhammedi sevdanın yükselişini hazmedemesin… Ancak bu kutlu kervan yola çıkmış ve Allah`ın izniyle hiç kimse peygamber sevdalılarının önüne geçemez. Nisan`ın gelişiyle birlikte her yer bu sevdayla coşmaktadır… Daha önceleri bizim bu coğrafyamızın çok farklı kalabalıklara sahiplik ettiğini biliyoruz. Fakat son yıllarda bizim bu bölgemiz, özelde de Diyarbakır, artık Muhammedi kalabalıklara sahiplik ediyor ve edecektir Allah`ın izniyle. Bu sesin bu coğrafyadan yükselmesi bu hareketin kerametidir. Özellikle bizim bölgemizdeki sert tabiatı içerisinde bu sevdanın yükselmesi tesadüfî değildir. Bu nurun doğu`dan başlaması ve batı`ya doğru kayması bir kerameti barındırıyor.

Empati kurduğumuzda; Mekke`nin sert mizaçlı insanları arasında Muhammedi nurun yükselmesi bir kerameti barındırıyordu. Sert tabiatlı insanların arasında zulmün hat safhada olduğu, insanların kendi kız çocuklarını gömdüğü bir zaman diliminde Muhammedi nurun çıkması tesadüfî değildi. Bu sert tabiatlılar arasından sıyrılan insanların “devlet idaresine” hazırlanmasını sağlıyordu. Sert Mekke insanlarının arasından sıyrılan insanlar, Medine`nin yumuşak iklimiyle dünyaya açılıyordu. 23 yıl gibi bir zaman zarfında dünyanın dört bir ucuna Muhammedi misyon; zorlu şartlarda yetişmiş insanların sırtında yayılıyordu. Karanlıklardan aydınlığa doğru giden bir nura şahitlik ediliyordu…

Peki, bu sadece o döneme has bir misyon mu olacaktı. Tabiî ki hayır. Yakın tarihimize baktığımızda da ne zaman ki zulümler ve işgaller baş göstermişse ümmetin bu sevdaya ihtiyacı doğmuştur. Haçlıların İslam ümmetine saldırdığı yakın tarihimizde bütün İslam âlemi tarumar edilmiş ve izleri silinmeyecek katliamlar gerçekleşmişti. Hatta ilk kıblemiz olan Kudüs`ümüz bile Haçlıların eline geçmişti… İşte tam böyle bir zaman diliminde bir kahraman ortaya çıkıyordu. Yeniden İslam âlemini bir araya getirecek bir tılsım arıyordu. Bu zat tarihin seyrini değiştiren Salhadin-i Eyyubi`ydi. Salhaddin, ümmeti tek şemsiye altında toplayacak sırrı ve kerameti bulmuştu. O dönemde ümmet ruhunu diriltmek için tıpkı bugün gibi mevlit etkinliklerine başlamıştı. Ve bu sevda çok kısa bir zamanda bu kadim coğrafyanın her yerinde gözükmüştü. Gerçekleştirilen bu sevdayla ümmet bir araya gelmiş, Haçlılar yenilgiye uğratılmış ve başta “Kudüs” olmak üzere İslam âlemi azat olmuştu.

İşte bugün de İslam âlemi aynı saldırı ve zulümler içinde boğulmuştur. Yanı başımızda olan Suriye başta olmak üzere Irak, Filistin, Myanmar, Yemen gibi birçok İslam coğrafyasında zulümler hat safhaya ulaşmış bir zaman dilimindeyiz. Ve yeniden Muhammedi nura ihtiyaç vardır. İslam âlemini aynı şemsiye altında toplayacak ruha ihtiyaç vardır. Tarihte olduğu gibi bugün de bu nurun semerelerini bu coğrafyada görüyoruz. Bu nura sahiplik eden “Peygamber Sevdalıları” birçok dengeyi değiştirecektir. Çünkü bu nurun, bu sert coğrafyadan zuhur etmesi tesadüfî değildir. Buna sahiplik edenler ise aziz olacaklardır. Çünkü tarihte olduğu gibi, Muhammedi davaya sahiplik edenlere Allah`u Teâlâ da sahiplik etmiştir. Peygamber Sevdalıları da bu sevdayla aziz olmuşlardır. Bunun için diyoruz ki; aziz olmak isteyenler, haydin kutlu doğum etkinliğine “haydin Amed`e”  haydin tarihin seyrini değiştireceklerin arasına…