Afganistan İslam Emirliği’nin Önemi!
Geçen hafta Afganistan İslam Emirliği’nin üçüncü yıldönümüydü. Sanki dün gibi ABD askerlerinin apar topar kaçışmaları hafızalarda tazeliğini koruyor. Aslında İslam Emirliği’nin sürdürdüğü duruş, İslam âlemi için çok derin mesajlar barındırıyor. Bugün Gazze’de yaşanan katliamın ana nedeni, “İslam Emirliği” gibi düşünmeyen ve hareket etmeyen İslam devletlerinin yönetimleridir. Afganistan İslam Emirliği yönetiminin ayakta durması hem batı ülkelerine hem de İslam âlemine büyük mesajlar veriyor.
Bu mesajlara gelince:
Birincisi; Şeriatın varlığı: Afganistan İslam Emirliği’nin var oluşu özelde İslam âlemine genelde tüm dünyaya “Şeriatın” var olduğunun ispatıdır. Küresel emperyalizme karşı dimdik ayakta olmanın ispatıdır. Zira mefkûresi kokuşmuş bazı yorumculara göre böyle bir yönetim imkânsızdır. İşte Afganistan yönetimi bunun imkânsız olmadığını ortaya koydu. İslam ülkelerindeki yöneticiler bu noktayı iyi okumalı ve küresel emperyalizmin dayatmalarına mahkûm olmadıklarını ve daha özgün bir duruş sergileyebilecekleri açısından da büyük öneme sahiptir.
İkincisi; ABD balonu: ABD’nin yenilgisizlik gömleğini patlatmıştır. Yıllardır hafızalara kazılan ABD emperyalizminin tehditlerle devletlere giydirmek istediği hâkimiyetin gerçeği resmetmediğidir. Zira büyük şeytan ABD tüm imkânlarına rağmen 20 yıl sonra Afganistan’dan zelil bir şekilde kaçmak zorunda kaldı. Kıt imkânlarına rağmen Afgan mücahitleri önce Rusya’ya daha sonra ABD’ye diz çöktürdü. 40 yıllık mücadelede de iki süper güç olarak kabul edilen iki devleti dize getirdi ve özgürlüklerine kavuştular. Küresel emperyalizmin aslında göründüğü gibi güçlü olmadığını tüm dünyaya gösterdiler.
Üçüncüsü; Fitneye yer vermeme: Üç yıl aradan geçmesine rağmen tüm şer odakları siyasi bir istikrarın Afganistan’da oluşmaması için çeşitli fitne oyunlarını devreye soktular. ABD’nin Afganistan’dan kaçmasından hemen sonra bazılarının iddia ettiği gibi yeni bir iç savaşa sürükleneceği tezi de boşa çıkmıştır. Aslında bu söylenenler, iddiadan ziyade arzu ve temennileriydi. Fakat tam tersi bir tabloyla üç yıldır Taliban, siyasi istikrar ve güveni sağlayarak uluslararası arenada kendisini kabul ettirmeyi başardı. Yani şer odaklarının başka ülkelere uyguladıkları fitne politikaları Afganistan’da prim etmemiş ve tüm girişimleri başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
Peki, küresel güçlerin Afganistan’a mesafeli durmasının nedeni nedir?
Bunu iki noktada değerlendirebiliriz:
Birincisi, küresel güçlerin hesabına uymayan bir çizginin uygulanması ve onlardan bağımsız özgün bir siyasi duruştur.
İkincisi, İslami kimliklerinin ön planda olması ve tercihlerini bu çizgide sürdürerek diğer Müslüman devletlere model olma yönleridir.
Aslında küresel güçlerin İslam Emirliğine mesafeli durmasını “dini temelli bir otoriteyi” bahane ederek söylemeleri gerçekçi değildir. Mesafeli durmalarının nedeni, Afganistan’daki dini otoritenin kendi çıkarlarına göre işlenmemesidir. Çünkü dünyada “din temelli” başka devlet yönetimleri mevcutken bunlara karşı bir yaptırım yoktur. Çünkü bu devletler din temelli olmasına rağmen küresel emperyalizmin çarklarına göre hareket etmekteler. Yani Afganistan’da küresel emperyalizmi rahatsız eden ana etken, Taliban’ın siyasi bağımsızlığı, onların değirmenlerine su taşımamaları ve İslami duyarlılığın verdiği yönetimin diğer İslam ülkelerine model olabilme potansiyelidir.