• DOLAR 34.312
  • EURO 37.22
  • ALTIN 3018.549
  • ...

İsmail Heniyye’nin şehadeti ve Yahya Sinvar’ın HAMAS’ın başına lider seçilmesinden sonra değerli bir kardeşimin şu paylaşımı dikkatimi çekmişti:  “Ve devam etti Resulullah; “Sonra sancağı Allah’ın kılıçlarından bir kılıç aldı. Allah’ım sen ona yardım et” 

Evet, 10 aydır Gazze’nin tablolarına baktığımızda sahabe tablolarından farksız manzaralar görüyoruz. Tüm dünya bu milletin sabır ve teslimiyetine hayran kalmışken İsmail Heniyye’nin şehadetiyle yüreğimiz yandı. Fakat onun yerine seçilecek kişi tüm dünyada merak ediliyordu. Halid Meşal, Musa Ebu Merzuk, Halil el Hayya gibi isimler konuşulurken Yahya Sinvar’ın seçilmesi herkesi şaşırtmıştı.

Peki, Yahya Sinvar’ın seçilmesi ne anlama geliyor?

Yahya Sinvar’ın seçilmesinden hemen sonra HAMAS’ın seri bir şekilde Siyonist israil’in tanklarını havaya uçurması dikkatinizi çekmiştir. Bu hareketlilik sahadaki motivasyonu en güzel şekilde gösteriyor. Çünkü Yahya Sinvar saha adamı ve askeri komutan olarak biliniyor. Hatta 7 Ekim operasyonunun baş mimarı kabul ediliyor. Evet, HAMAS’ta işler şurayla yürüyor ve Sinvar, HAMAS’ın kademe komutası olan 50 kişilik meclisin içindedir. Bu şura meclisinin, Sinvar’ı oy birliği ile Siyasi Büro Başkanlığına getirmesi büyük mesajlar barındırıyor.

Bu mesajlara gelince:

Birincisi; Meydan okuma: Heniyye Suikastına karşılık çok daha sert tavır takınılacağı ve bir meydan okuma olarak görülüyor. Gazze’deki direnişin çok güçlü olduğunu ve onun başında bulunan kişinin artık emir komuta düzeninin daha hızlı işleteceğini gösteriyor. Mücadelenin daha da sertleşeceği ve Siyonist israil’in kâbusu olan tünellerden saldırıların çok daha artacağını gösteriyor.

İkincisi; Esirler: Diplomatik ilişkilerin kıymetini bilmeyen Siyonist israil’in barış görüşmelerinde ve esirleri kurtarma konusunda daha zor şartlarda çözüm araması mesajını barındırıyor. Özellikle israil iç kamuoyunda Netanyahu’ya baskı yapan esir edilen kişilerin ailelerin umudu azalmıştır ve daha çok Netenyahu’yu suçlayacaklardır. Artık ateşkesin ve esirlerin bırakılmasının “çantada keklik” olmadığını ve bunun müsebbibinin Netanyahu olduğu mesajını veriyor.  

Üçüncüsü; Siyonistlerin zayıflığı: Aksa Tufanından sonra Netanyahu, Yahya Sinvar için “Yürüyen ölü” demişti. 10 ay geçmesine rağmen yürüyen ölü hala yürüyor ve ona ulaşamadılar. 40 bin insanı katleden Siyonistler, Yahya Sinvar’a ulaşamamış ve şimdi de işin başında resmi olarak duruyor. HAMAS’ın, Sinvar’ı işin başına getirmesiyle düşmanın umudunu kırmış ve onların ne kadar zayıf olduğunu, “Kartondan aslan” olduklarını ve güçlerinin sadece sivillere yettiğini anlatıyor.   

Dördüncüsü; Direnişi tüm Filistin’e yaymak: Halkıyla bütünleşen, sonuca varmak için ölümün kıyısında dolaşmaktan çekinmeyen Sinvar, direnişi artıracağı gibi Batı Şeria ve Doğu Kudüs’teki Filistinlileri tetikleyecektir. Batı Şeria ve Kudüs’teki işgal ve aşağılanan Filistinlileri hareketlendireceği ve direnişe katacağı kesindir.

Sonuç olarak; 1948 yılında Han Yunus’ta mülteci kampında doğan, benliği Siyonistlerin tüm zulümlerini görmüş, 23 yıl cezaevinde kalmış ve tünelleri mesken edinen bu adam, HAMAS ve Filistin halkının kahramanlıklarını resmeden bir şahsiyettir. Bu şahsiyetin HAMAS’ın başına getirilmesi Netanyahu’yu zelil bir şekilde ateşkese evet demek zorunda bırakacaktır. Şehadet zincirinde bayrağı Heniyye’den devralan Yahya Sinvar, Siyonistlerin korkulu rüyası olmuştur…  “Sonra sancağı Allah’ın kılıçlarından bir kılıç aldı. Allah’ım sen ona yardım et”