Her İşte Seni Alkışlayan Senin Dostun Değildir!
Özellikle idare makamında olan kişilerin etrafındaki insanların yönlendirmeleri hayati öneme sahiptir. Bu kişiler idarecinin her yaptığını alkışlıyorsa kesinlikle maslahatı gözetmeyen bir kalabalık yığınıdır. Çünkü insan beşerdir ve bazı kararları yanlış olacaktır. Ya da kişinin yanılma payı çok fazladır. Etrafındaki insanlar onun dostuysa ve hem onun hem de halkın maslahatını düşünüyorsa yanlış yaptığında onu uyarmakla mükelleftir. Yok, “Benim konumum tehlikeye girer” diye yanlışı söylemeyip o yanlışı alkışlıyorsa o kişi idarecinin en büyük düşmanıdır. Maalesef bugünkü siyaset kurumuna bu hastalık bulaşmıştır.
Bunu daha da özele alırsak; bugünkü iktidarın başı olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aynası olan medyaya baktığımızda, sahanın gerçekliğinden uzak bir yayın yaptığını söyleyebilirim. Yapılan her şeyin mükemmel olduğunu söylemek ve bunu hem baş aktöre hem de halka empoze etmeye çalışmak en büyük hatadır. Türkiye’nin asıl sıkıntılarından uzak bir gündemle karşı karşıyayız. Toplumu ilgilendiren meselelerden ziyade her gün muhalefetin durumunu ana gündem olarak sunuyorlar. Muhalefette tek aday çıkar mı? Kılıçdaroğlu’nun liderliği devam edecek mi? Muhalefet dağılacak mı? gibi konular her gün ısıtılıp ısıtılıp ekranlarda konuşuluyor. Sanki Türkiye’nin başka sorunları yokmuş gibi günlerce, hatta aylarca bu konular konuşuluyor. Oysa Türkiye hem maddi hem de manevi çok büyük sorunlar yaşıyor.
Öncelikle şunu söyleyeyim ki halkımızın birinci gündemi, geçinme derdidir. Bir türlü söndürülmeyen mutfak masrafı, fahiş kiralar, yüksek gelen elektrik, su ve doğalgaz faturaları halkın belini bükmüş. Devlet kurumlarındaki israfın önlenmemesi ve bu israfı devam ettirmek için halka yüklenilen vergiler… Bu ve buna benzer halka yük olan birçok alan anlatılabilir. Fakat bu konular hükümete yakın medya organlarının hiç gündeminde yok. Eminim bunun gibi Cumhurbaşkanının etrafını oluşturan kişilerin gündeminde de değildir. Zira verdikleri raporlara göre her şey mükemmeldir…
Diğer taraftan toplumu ayakta tutan değerler, halkın maneviyatını ilgilendiren konular da bu kişilerin gündeminde değildir. Muhalefeti yıpratacak bir haber bütün manevi değerlerden daha önemlidir onlara göre. Oysa halkımız manevi alanda ciddi bir boşlukla karşı karşıyadır. Bu boşluğu doldurmaya çalışan şer güçleri her türlü sapıklığı yaymaya çalışıyorlar. Halkların helakına sebep olan cinsi sapıkların tehlikesi hiç gündemlerinde değil. Aileyi içerden çökertmek için uyuşturucuya bulaşan gençliğin ve bu sayının her geçen gün artması gündemlerinde değil. Eğitim kurumlarımızın ve genç neslimizin hangi saiklerle eğitildikleri hiç gündemlerinde değil. Yine aileyi yıkan ve karı-kocanın arasına dinamit sokan “Kadının beyanı esastır” gibi ucube bir yasa gündemlerinde değil. Genç yaşta evlendiği için yıllarca cezaevinde yatan ve dışarda ailesi perişan olan garibanlar gündemlerinde değil…
Bu olumsuz tabloları görmeyip tüm gündemini muhalefetin çekişmelerine odaklamak ve bu yönde yayın yapmak, bu yönde raporlar sunmak iktidarın başında olan kişilere yapabilecekleri en büyük kötülüktür. Bunu yapanlar dost değil, kendi konumları için yöneticilerin gözlerini perdeleme peşindeler. İktidarın her yaptığını alkışlayan ve her şeyin düzgün gittiğini söyleyenler kesinlikle dost değiller. Sadece oturtmuş oldukları menfaat çarklarının bozulmaması için her şeyin iyi gittiğini söyleyerek onları kandırıyorlar. Bunlar her yapılanı alkışlayan dost görünümlü zehir saçan düşmanlardır.