• DOLAR 34.652
  • EURO 36.425
  • ALTIN 2927.469
  • ...

Seçim sonuçlarından sonra herkes Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 21 yıllık iktidardan sonra yeniden böyle bir başarının dinamiklerini anlatıyor. Aynı şekilde muhalefetin yapmış olduğu stratejik hatalar üzerinden yorumlar havada uçuşuyor. Bu yorumların gerçeklik payı elbette vardır. Fakat emin olun seçim sonuçlarıyla ilgili farklı bir tablo çıksaydı şu an sahada yapılan yorumların tam tersini ekranlardan dinleyecektik. Bütün bunlar bir tarafa ama bu atmosfer içerisinde bir tehlikeden söz etmek istiyorum. Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan şahsında tüm dindarların görmesi gereken bir tehlikeden söz etmek itiyorum. Bu da eğitim camiasındaki tehlikedir. Nesillerin şahsiyetini şekillendiren eğitim müfredatının ortaya çıkardığı genç nesilden söz etmek istiyorum.

Evet, bu konuda bir tedbir alınmazsa ileriki zamanlarda sağ blok olarak tabir edilen dindar nesil tümden tehlikeye girecektir. Dikkat ettiyseniz son seçimde ilk defa oy kullanan gençliğin çoğu sol bloku tercih etti. Bu durum ciddi manada sorgulanması gereken bir konudur. Bunun oluş dinamikleri iyice tespit edilmelidir.  Zira eğitimle ilgili manevi dinamiklerden beslenmeyen genç nesil bu manevi değerleri kendi hayatının dışında görüyor. Hatta “özgür hayat” olarak nitelendirdiği yaşamına bir tehlike olarak görüyor. Bunu daha çok CHP’nin kaleleri olan sahil kenarlındaki illerden biliyoruz.

Eğer eğitim alanında maneviyatı güçlendirecek yeni bir müfredat ve onu uygulayacak kadrolar yetiştirilmezse,  var olan durum tehlike sinyalleriyle kalmayacak, değerlerden yoksun bir nesille baş başa kalacağız. Bu konuda hükümet halktan aldığı yeni destekle ciddi bir irade ortaya koymakla mükelleftir.  Erdoğan açısından Türkiye’yle ilgili maddi başarıları saymakla bitmez. Sanayi alanıyla birlikte ülkedeki gelişim alanlarında çok büyük başarılardan söz edebiliriz. Fakat bu tür başarılar çok değerli olmakla birlikte insanı manevi anlamda yetiştirmez.  Hatta İnsanlar açısından bu tür başarılar geçicidir ve insanların bunları alkışlaması da geçicidir.

 Ancak insanın aklına yatırım yapan, insanın fikrine yatırım yapanlar uzun sürede hedeflediklerini elde edebiliyorlar.  Örneğin halifelikten kopup Cumhuriyete devşirilen Osmanlı vatandaşları o dönemde tamamıyla getirilen uygulamalara karşıydılar. Kabul edelim veya etmeyelim Atatürk ve ona destek veren ecnebi devletler insanın aklına ve fikrine yatırım yaptılar.  İlkinde eğitim alanından başlayarak “Harf devrimini” gerçekleştirdiler. Bugün Türkiye’de birçok alandaki yaşam tarzı ve özellikle sol blokun güçlü olduğu sahil illerine baktığımızda bu devrim in manevi tahribatlarını daha iyi anlıyoruz.

Kendi değerlerimizle meseleye baktığımızda da Peygamber Efendimizde ilkin insanların akıllarına yatırım yapmıştır. Vahyin ışığında dönüşümün orada olması gerektiğini çok iyi biliyordu. Ve bunu yaparken de eğitim alanından başlayarak “Oku” ayetiyle yola çıkıyordu. Zira okumak eğitimin ana kademesidir. Değişimin buradan olacağının başlangıcıydı. Ve kısa zamanda en görgüsüz bedevi topluluktan insanlığa medeniyet dağıtacak bir insan-ı kâmil profilini ortaya çıkarmıştır. Kısacası tarihte kim eğitime yatırım yapmışsa gelecekte başarılı olmuşlardır. Bugünde hükümet bu gerçekliği görmek zorundadır. Maddi kazanımlar yanında öncelemesi gereken en büyük yatırım insan aklına ve onun manevi değerlerine olmalıdır.  Şunu net olarak ifade edelim, eğitim alanı bugünkü haliyle devam ederse ileriki yıllarda sağ blok zayıflayacaktır. Hatta bugün çok konuşulan seçim sonuçlarını da etkileyecektir. Türkiye’de sağ blokun selameti için eğitim içerisindeki maneviyatsız canavarı yok etmemiz gerekir.

                Sonuç olarak; bu yeni süreç içerisinde ve Meclisin çok renkli tablosunda ipi elinde bulunduran hükümet, bu konuya ciddi manada yönelmesi tüm Türkiye’nin hayrına olacaktır. Bu konuda HÜDA PAR ve Yeniden Refah Partisi’nin Cumhur İttifakı içerisinde Mecliste olması bu şansı artırmaktadır. Eğitim içerisindeki manevi değerleri artıracak, İslami açıdan endişeli kadroların yetişmesi gelecek açısından hayati önem taşımaktadır.