• DOLAR 34.651
  • EURO 36.413
  • ALTIN 2925.922
  • ...

CHP kendi tarihinde şimdiye kadar doğru dürüst Türk dindarlardan ve özelde Kürtlerin dindarlarıyla birlikte sekülerlerinden de oy alamamıştır. Bu günlerde ise partiler bazında bazılarıyla aşikâr bir şekilde bazılarıyla sözde saklı olan ama oda aşikâr olan bir ittifakla tüm dindarların ve Kürtlerin oyuna taliptir. Asıl soru şu: Türkiye’deki dindaralar ve özelde Kürt seçmeni CHP’ye oy verecek mi? Ya da onun Cumhurbaşkanı adayını destekleyecek mi?

 Şu bir gerçek ki Türkiye’deki tüm dindarlar ve Kürtler, CHP’nin yaptıklarını asla unutmayacaktır. Diğer bir soru ise, CHP partnerliğini kabul eden partilerin kendi içinde barındırdıkları dindarları ve özelde Kürtleri bu kadar ters istikamette yürütmeye çalıştıkları seçmenin refleksi ne olacak? Ya da CHP’ye koltuk değneği olan kendi partilerine tepkileri ne olacak?  CHP’nin dine karşı bakışı ve yıllarca Kürtlere düşmanlık etmesi seçimle ilgili söz konusu seçmende nasıl bir sonuç doğuracak? Lakin CHP, bugünlerde binbir maskeyle tüm muhafazakârın ve Kürtlerin oylarını devşirmeye çalışıyor.  Bazı siyasi partiler de ihtiraslarının peşine takılarak onların değirmenlerine su taşıyor. Peki, halk bu tuzağa düşer mi?

               Hiç sanmıyorum. Zira CHP’nin yaptığını bu halkın unutması imkânsızdır. Her ne kadar binbir maske takmışsa da ve “Helalleşme” güzellemeleriyle yola çıkmışlarsa da zihniyetlerinin değişmediğini herkes biliyor. Evet, bu zihniyetin gerçekliğini ve değişmediğini CHP’nin ilk kurucularından ve Genel Başkanlığını yapan İsmet İnönü ve günümüzdeki son CHP sözcüsü Özgür Özel üzerinden vermek istiyorum. CHP’nin kurucularından ve ilk dönemlerinde Genel Başkanlığını yapan İsmet İnönü,  “Elimizde güç varken hocaları kaldıralım, gençliğin kafasını Allah-Peygamber gibi boş kavramlardan kurtaralım” diyordu. Şu anda onun mirasçıları olan ve aynı partinin bugünkü sözcüsü Özgür Özel de, “Kur’an öğretmek ortaçağ zihniyetidir” diyor.  Yani anlayacağınız din konusunda CHP ilk çizgisinden bir milim dahi sapmamıştır.

               Diğer konu ise Kürtlerin hakları ve varlıklarıyla ilgili CHP’nin düşünceleridir. Yine bu konuda İsmet İnönü şöyle diyordu,  “Her ne pahasına olursa olsun ülkemizde yaşayanları Türkleştirecek, Türkler’e ve Türklüğe karşı çıkanları yok edeceğiz” sözleri her Kürdün hafızasındadır.  Yine aynı partinin son sözcüsü Özgür Özel, HÜDA PAR’ın parti programında “Türkçeyle birlikte Kürtçe ikinci resmi dil olsun” vurgusuna sert eleştiri getirmiş ve bunu söyleyen kişilerle görüşmeyi dahi büyük bir kabahat olarak görmüştür. Yani bırakın Kürtleri ve Kürt haklarını, bunu dile getirenlerle görüşmeyi dahi suç olarak gören bir zihniyetten söz ediyoruz. Şimdi tekrar soruyoruz. Böyle bir zihniyete sahip bir partiden Kürt haklarıyla ilgili bir adımın atmasını beklemek saflıktan başka bir şey olabilir mi?  Aynı şekilde Kürtleri buraya kanalize eden, sözde Kürt hakları adına siyaset yapan HDP’yi nereye oturtmak gerekir? Kürt seçmenini, Kürt düşmanı olan CHP’ye koltuk değneği yapmaya çalışanların maskesi de bu seçim ittifakında düşmüştür.

               Aslında tarihsel süreciyle meseleye baktığımızda, Kürt ve Türkleri ayıran ve her ikisinin çatısı olan “İslam” olgusuna darbe vuran CHP zihniyetidir. Bin yılı aşkın bir zamanda Türk ve Kürt tarihi birlikteliğinde idari paylaşımın ve dil haklarının verilmesi konusunda CHP Kürtlere ihanet etmiştir.  Tarihsel süreçte bu birlikteliği sağlayan İslam olmuştur.  Hatta Kurtuluş savaşı sırasında omuz omuza savaşmanın tek çatısı İslam’dı. Bu kardeşliğe darbe vuran ve hala bu konuda en uç noktada siyaset yapan yine CHP’dir.  Fakat bugün onların oylarına muhtaç olduğu için köprüyü geçene kadar onlara kur yapmaktadır.

               Buradan CHP’nin gemisine bindirilmeye çalışılan tüm dindarlara ve özelde Kürtlere sesleniyorum. CHP’nin tarihsel sürecinden bugüne kadar  “Din düşmanlığı” ve “Kürt düşmanlığı” kurumsal hale gelmiş bu yapının gemisine binilebilir mi?  Yıllardır tüm dindarlara savaş açan ve haklar konusunda Kürtlere yaptıkları ortadadır. Kürtlerin  dilini dahi “x” dil olarak zabıtlara geçiren CHP’nin gemisine binilir mi? Aynı şekilde Türküyle-Kürdüyle dindar olan herkese karşı “Tevhid-i Tedrisat” noktasında bir milim bile taviz vermeyen CHP’nin gemisine binilebilir mi? İttifaklarla ilgili bir tarafta eksiklikler var diye “din” ve “dil” konusunda halkın değerlerini ve varlığını kabul etmeyen birileri desteklenebilir mi? Ey dindarlar ve ey Kürtler, inancınızı ve dilinizi kabul etmeyen CHP’nin gemisine binilir mi?...

Sonuç olarak; hiçbir değerimizi kabul etmeyen ve yıllarca bu halka kan kusturanlara kırmızı kart gösterme zamanı gelmiş, geçmiş bile. Aynı şekilde sizleri bu zihniyetin güçlenmesine baston yapmaya çalışanlara da kırmızı kart gösterme zamanı gelmiştir. Ve bu kırmızı kart 14 Mayıs’ta seçim sandıklarında olması gerekir.