• DOLAR 34.649
  • EURO 36.384
  • ALTIN 2932.005
  • ...

Rusya-Ukrayna savaşında birçok varsayım anlatılıyor. Bu varsayımlardan; Rusya nerede duracak? Putin “Çarlık” dönemine varmak istiyor. Rusya, Avrupa tarafından kurulan düzeni değiştirmek istiyor. Üçüncü dünya savaşı çıkacak. Putin, NATO’nun karasızlığını ve çatlaklığını iyi kullanıyor. Rusya, Karadeniz sahillerini kontrol etmek istiyor ve daha birçok senaryo dillendiriliyor…

Fakat bugünkü köşe yazımda büyük şeytan ABD’nin, Ukrayna’yla ilgili timsah gözyaşlarını ele almak istedim.  Malum olduğu üzere “Timsah gözyaşları” deyiminin kaynağı; timsahlar avını yerken ağlama hallerine sahte gözyaşı denilmiştir. Başka bir ifadeyle, timsahların aç kaldıklarında kendi yavrularını yediği ve yerken de gözünden yaşlar akıttığı söylenir… Aynı şekilde insanların veya devletlerin yapmacık bir duruşla ağladığı durumu temsil eder. Rusya-Ukrayna savaşında da ABD’nin bu hali dikkatimi çekmiştir.

               Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasından sonra en fazla açıklama ABD tarafından yapılmıştır. Ukrayna’yı destekleyen tüm Avrupa’yı, Rusya’ya karşı konumlandırma isteğindedir. Peki, ABD gerçekten bu savaşı istemiyor muydu ya da gerçekten Ukrayna’nın hamisi mi?

Hiç de öyle değil. İşin özüne baktığımızda bu savaşın iki yönden ABD’nin işine yaradığı ve bunu fırsata çevirme isteğidir. Yani Rusya ve Ukrayna denkleminde oluşan tablo, ABD’nin küresel çıkarlarına uyuyor. Bunlardan birincisi; Rusya’nın kötüye giden ekonomisini daha da zayıflatmak ve birçok devletle olan ilişkilerini kesme hesaplarıdır. Diğeri ise, Avrupa ülkelerini kendi tarafında konumlandırma ve Rusya’ya karşı cephe oluşturmadır. Bu yönüyle Rusya ve Ukrayna savaşına baktığımızda ABD için bulunmaz bir fırsat olarak ortada duruyor.

               Bunun farkında olan Putin, büyük ihtimalle savaşı uzatmayacaktır. Ve daha savaşın ilk gününde,  “Parçası olduğumuz dünya ekonomisine zarar vermek istemiyoruz” açıklamasını yaptı.  Yani Avrupa ülkelerinin ambargo kararları şimdiden Putin’i endişelendirmiş diyebiliriz. Bu bağlamda diyebilirim ki bu savaşın uzama ihtimali zayıftır. Tıpkı 2008 yılında Rusya-Gürcistan savaşında 5 gün gibi kısa bir sürede tamamlanacağını öngörüyorum. Yani bazı yorumlarda denildiği gibi Rusya’nın yeni bir “Çarlık dönemi” hevesiyle hareket ettiğini düşünmüyorum. Rusya’nın bu denli büyük bir riski alacağını da düşünmüyorum. Çünkü böyle bir hamlenin maliyeti Rusya için çok ağır olur.

               Rusya’nın bu durumunu okuyan ABD, bu savaşın devam etmesini istiyordur. Bu şekilde de Avrupa ülkelerinin uygulayacağı yaptırımlarla Rusya’nın yayılan politikasını dizginlemek istiyor. Bu fırsatı yakalayan ABD, hem NATO üzerinden hem de Avrupa ülkeleri üzerinden Rusya’yı izole etmeye çalışıyor. Bıden, daha savaşın ilk gününde adeta gülerek, “G7 liderleri yaptırım ve önlemler konusunda anlaştı” açıklamalarını tüm devletler adına yapıyordu. Yine Bıden, “Yaptırımlar füze kadar etkili olacak” açıklaması da hangi saiklerle rol aldığının göstergesidir. Başta ABD olmak üzere Rusya’ya karşı hiçbir devletin askeri bir girişimde bulunmaması ve sadece yaptırımlarla hareket etmesi tam da ABD’nin küresel çıkarlarına uyuyor. ABD bu rolü sürdürmek için de Ukrayna için timsah gözyaşlarını akıtmaya devam edecektir.