• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

Sanırım ilkokul ikinci sınıftaydım. Dönem başında kitaplarımızı almıştık. Merakla kitap sayfalarını çeviriyordum. Resimleriyle birlikte bir konu dikkatimi çekmişti.

Konu başlığı, “Cırcır Böceği ile Karınca” idi. Cırcır böceği olarak bilinen ağustos böceği gün boyunca saz çalarak ve türkü söyleyerek yaz aylarını geçirirken, karınca kışa hazırlık yaparak yoğun bir çalışma içerisinde olduğunu anlatıyordu.

Yaz son bulmuş, kış kapıya dayanınca soğuk ve tipiye hazırlıksız yakalanan ağustos böceği, karıncanın kapısına gelerek yardım ister. Karınca ise cırcır böceğine meşhur sözünü söyler; ne yaptın yaz boyunca?...

Küçük dünyamda bu hikâyeyi okurken beni çok etkilemişti. Aslında bugün kendi gündemlerini oluşturmamayla ilgili İslam dünyasının halini anlatan bu küçük hikâyeden ders almalıyız.

Hikâyedeki cırcır böceği misali İslam dünyası ancak kriz zamanlarında kendi gündemlerine dönmeyi hatırlıyor ve bu durumlarda refleks gösterebiliyor.

Kendi gündemimizi oluşturma konusunda büyük çıkmazlar yaşıyoruz.

Kendi gündemlerini oluşturmak, istikamet sahibi fertler yetiştirmek, gündemi etkileyecek kurumlar oluşturmak ve Müslümanları yapay gündemlerden kurtarmak her Müslüman ferdin görevidir.

Hele bu günlerde batıya hizmet eden bazı medya kuruluşlarının o ülkelerden hibe alması ve onların gündemlerini oluşturmaları bu konunun ne kadar üzerinde durulması gerektiğini gösteriyor. Özellikle büyük şeytan ABD merkezli Chrest Foundation’dan para almaları Müslüman ülkelerdeki gündemin onları ne kadar ilgilendirdiğini gösteriyor.

Bunun içindir ki Müslümanlar yapay gündemlerin etkisinden kurtulmalıdır. Kendi hedeflerini ve gündemlerini kendileri belirlemek zorundadır. Tıpkı Peygamber Efendimiz gibi kendi gündemini oluşturarak farklı din mensupları ve dönemin farklı toplumları kendisini dinlemek zorunda kalmışlardır.

Diğer toplumların gündemini belirleyen Peygamber ve yanındaki ashap olmuştur. Böyle bir durumda İslam, hâkim olmadığı dönemde de psikolojik olarak etkin ve toplumda hâkim bir pozisyonda olmuştur. Hatta o dönemde lehte ve aleyhte söylenilen sözler, İslam dininin araştırılmasına vesile olmuştur. Birçok insan konuşulanları merak ederek araştırmış ve Müslüman olmuştur. Çünkü gündemleri belirleyen Müslümanlardı ve bu gündem takip ediliyordu.

Günümüzde ise İslami hareketlerin çoğu gündem belirlemekten ziyade yapay gündemlerin seline kapılmaktadır. Bir kısmı da bu hassasiyeti taşımalarına rağmen gündem belirleme konusunda sıkıntı çekmekteler.

Bu hassasiyet oluşturulmadığı müddetçe genel anlamıyla tüm Müslümanlar, özelde İslami hareketlerin fertleri başkalarının gündemiyle meşgul olacaklardır.

Sonuç olarak; kendi gündemlerini oluşturmayan Müslümanların hayat tarzları ve yaşam biçimleri batı kültürü karşısında aşağılık kompleksinin resmi olacaktır.

Özellikle yazar ve çizerler bu konuda daha çok mesuldürler.

Batının süfli gündemlerine karşı net ve berrak bir gündem oluşturmakla mükelleftirler.

Yozlaşan medya kültürüne ve gündemine karşı İslami bir gündem oluşturulmadığı müddetçe batı kültürü ve gündeminden kurtulamayız.

Bunu sağlamanın yolu da tüm Müslümanların elbirliği içerisinde vahyin inşa ettiği bir bakış, zihin ve şahsiyeti oluşturacak kendi gündemimizle meşgul olmakla olabilir.

Bunun içinde karınca misali iyi bir çalışma içerisinde olmalıyız.