• DOLAR 34.587
  • EURO 36.451
  • ALTIN 2957.866
  • ...

Yazımın başlığı; Çarşamba günü katıldığımız HÜDA PAR’ın  4. Olağan Büyük Kongresi salonunun  arka bölümündeki sloganıydı. Delege olarak katılmıştık. Bayrak yarışında genel başkanlığı devralan Zekeriya Yapıcıoğlu omuzlarına yüklenen yükün ağırlığının ve kutsallığının farkında olduğunu ifade etti…

  Her insan dünya hayatında anlam dünyasına bazı değerler yüklemektedir. Anlam dünyasına dünyevi amaçları yükleyenler bunları elde ettiğinde bununla sevinir ve mesrur olur. Fakat anlam dünyasına uhrevi değerleri yükleyenler ve bu değerlere hizmet ettiğinde bununla sevinir.  Katıldığımız kongrede bu değerleri ruhlarının derinliklerine yükleyenlerle beraber olmak çok anlamlıydı.   Kongrede konuşulanlar ve katılım gösteren delegelerin teslimiyeti ve siyasi polemiklerden uzak duruşları salonun her tarafına yansıyordu.

 O topluluğa ayinedarlık yapan HÜDA PAR, kuruluşundan beri gerek haftalık gündem değerlendirmelerinde gerekse gelişen iç ve dış meselelere karşı duruşu çok olgunca ve dikkat çekicidir. Anlam dünyalarında, kutuplaştırıcı söylemlerden ziyade insan merkezli bir adalet ve tutum gözüküyor. Gerek genel başkan İshak Sağlam’ın yapmış olduğu açıklamalar gerekse mana âlemine işaret eden yeni genel başkan Zekeriya Yapıcıoğlu bu dengenin oluş şeklini sunuyorlardı. 

                Bu dengeyi kaçıranlar; halka rehberlik yapayım derken toplumu daha büyük buhranlara sürüklemektedir. Zira Türkiye halkı aşırı derece politikleşmeyle kamplaşmış ve toplum kutuplaşmıştır. Aşırı kutuplaşma bir halkın başına gelebilecek en büyük çıkmazdır. Lakin bu durum toplumu ikiye böler ve uzlaşma yerine öfke ve nefret yeşerir.  Böyle bir durumda “aklıselim” kaybolur ve kontrolü kaybeden duygular konuşmaya başlar.

                Aşırı derecede kutuplaşma ve mana dünyasını kaybeden toplumlarda gerçekler bulanık görülür ve farklı olaylara davetiye çıkarır. Toplumun yaşadığı buhranlar ve kutuplaşmalar birçok sorunu da beraberinde getirir. Örneğin; toplum bu kutuplaşma üzerinden “kimlik krizi” sorununu yaşayabilir. Bu sadece siyasi meselelerde değil tüm alanlarda başkasının gözüyle meselelere bakmak demektir.

İşte bu durumlarda misyonu sağlam öz değerlerimiz olan Kur’an ve sünnetten beslenen, kendilerinden emin kişilere ihtiyaç vardır. Memleketin hasret kaldığı sükûneti ve güveni sağlayacak birilerine ihtiyaç vardır. Memleketin sıkıntılarına sükûnetle yaklaşabilecek ve derin nefes alarak anlamlandırabilecek birilerine ihtiyaç vardır. Öz eleştiri yapmaktan ürkmeyen, tüm sorunlara soğukkanlılıkla yaklaşabilecek birilerine ihtiyaç vardır. Memleketin etnik köken ve inanç üzerinden kamplaşan halka uzun soluklu perspektifle çözüm üretecek birilerine ihtiyaç vardır…

                Bu konuda katıldığımız kongrede HÜDA PAR’ın bu misyonu taşıyabileceklerini bir kez daha gözlemledim. Bu gözlemlemeyi merak eden herkes, HÜDA PAR’ın kuruluş tarihi 2012 yılından beri söyledikleri fikirlerin çok dikkatle takip etmelerini tavsiye ediyorum. Memleket mesellerine sükûnetle yaklaşan ve uzun soluklu perspektifle çözüm üreten HÜDA PAR’ın mana dünyasını anlamak herkesin faydasına olacaktır. Bu memleketin siyasi ve politik kutuplaşmasını engelleyecek kişilerin tanınması ve tanıtılması her duyarlı vatandaşın görevidir.  Gerçekten memleketin buna ihtiyacı var.