• DOLAR 34.62
  • EURO 36.342
  • ALTIN 2918.504
  • ...

Askıda olan ve uzun yıllardır tartışılan Dağlık Karabağ üzerinden Azerbaycan ve Ermenistan hesaplaşması başladı. Suriye’de ve Libya’da olduğu gibi ilgili devletler kartlarını gizli oynuyor. Eğer bu çatışma devam ederse ileriki günlerde kartların açık ve daha net oynanacağı kesindir. Şu anda kim haklı, kim haksız, kim savaşı başlattı tartışmaları konuşuluyor. Her savaş ve çatışma başlangıcında bu tartışmalar konuşuluyor. Bazı çevreler ilk olarak hangi tarafın elini tetiğe götürdüğünü tartışıyor. Aslında bu hiç de önemli değil. Süreci Ermeni ordusu başlattıysa bunun manası, zaten hareketlenen Azerbaycan ordusundan evvel davranıp pozisyon kazanmak olabilir. Eğer süreci Azerbaycan ordusu başlattıysa bu da işgal edilen topraklarını yeniden alma gücünü kendinde bulmuştur. Ya da birileri ona güvence vermiştir. Bugün bu güvence Türkiye üzerinden tartışılıyor.

Aslında bu savaşta ilgili devletlerin Rusya’nın rolünü iyi okuması gerekir.  Bu süreçte Rusya’nın sessizliği ve taraf olmaktan ziyade arabulucu rolünde görünmesi atlatılmaması gereken bir detaydır.  Zira Rusya’nın kendisi için kritik ehemmiyette olan Kafkasya’yı bizzat kendisi karıştırarak elde edeceği kazanıma dikkat etmek gerekir. Rusya, Ermenistan’ı yeni bir Gürcistan hâline getirmek isteyen bir dinamiğin işlemesini zaten istiyor. Azerbaycan’ı destekleyen Türkiye’nin tutumuna göz yumuyor.  Ermenistan’ın bu savaşta mağlup olacağını da biliyor. Bir bakıma Azerbaycan üzerinden Ermenistan’ı cezalandırmak ve kendine itaat ettirmek istiyor. Bitik ve mağlûp bir Ermenistan’ın kendisine daha şartsız tâbi olacağını biliyor. Ermenistan’ın Azerbaycan’la sürekli “huzursuzluk” hali, Rusya’nın Ermenistan’ı elinde tutabilmesi için kaçırmayacağı bir fırsat. Ermenistan’ın, Rusya’nın kendisini koruyup kolladığına inanacak bir ülke olmaktan başka şansı kalmayacaktır.

Diğer taraftan, Türkiye’nin hamasi duygularla Azerbaycan’ın, Karabağ’daki işgali topyekûn ortadan kaldırma tezini savunuyor. Ama gerçekçi olursak bunun varılan aşamada bütünüyle sonuç vereceğini düşünmüyorum. Belki Ermenistan’ı terbiye etmek ve Azerbaycan’la birlikte Türkiye’nin gazını almak adına Dağlık Karabağ’a mücavir olan yerleşim yerleri Azerbaycan’a bırakılabilir. Bu da tarihe Azerbaycan’ın zaferi olarak geçecek müthiş bir başarı olarak görülecektir. Böyle bir pozisyonda Rusya’nın burada da “Soçivâri” bir oluşum üzerinden Türkiye’yi de devreye alan yeni bir yaklaşımla Kafkasya’yı daha etkin kontrol edebileceğini söyleyebilirim…

Peki, burada ABD’nin konumu nedir? Ona da bakmalıyız. Büyük şeytan! boş durmaz ve her fırsatı değerlendirmek ister. Burada ABD’nin yaptığı hesap; hem enerji ve lojistik düzeyde bir hesap olmakla birlikte ilgili ve rakip devletlerin pozisyonunu da hesaplamaktadır. Özellikle “tek yol projesi” için kritik saha olan Kafkasya’yı istikrarsızlaştırmak için ilgili ülkeleri karşı karşıya getirmek isteyecektir.  Özellikle Türkiye-Rusya-İran münasebetlerini hırpalamak üzere adım atmış, bir saha alanı olarak görüyor. Tıpkı Suriye’de olduğu gibi… Sonuç olarak; hangi devlet olursa olsun aralarındaki istikrarsızlık ve savaş sömürgeci devletlerin iştahını kabartıyor. Kimin savaşı kazanmasından ziyade, elde edecekleri pastayı hesaplamaktalar.