Ben öğretmen olacağım!
Sanırım ilkokul ikinci sınıftaydım. Kızıltepe’de üç tane ilkokul vardı. Bunlardan biri olan inkılap ilkokulunda okuyordum. Bir gün bana göre çok özel bir soru sorulmuştu bana. “Büyüyünce ne olacaksın?” sorusuydu. Heyecanlanmıştım. Şimşek hızıyla benliğimdeki rol modeli dışa vurarak, “Ben öğretmen olacağım” demiştim… Soruyu soran Mücessem öğretmen başka çocuklara dönmüştü; ama kulaklarımda hala o soru uğultusu vardı. Sorunun cevabı “öğretmen olacağım” bana çok özel gelmişti. Çünkü öğretmen benim dünyamda en özel rol modeldi. Okuldan eve döndükten sonra akşama kadar verdiğim cevabı düşünüyordum. Hatta yatarken bile verdiğim cevap zihnimi kaplamıştı. O hülyalarla uykuya dalmıştım…
Evet, günümüzde de her çocuğun defalarca muhatap olduğu bir sorudur, “büyüdüğünde ne olacaksın?” sorusu. Çocuklarda, bulundukları çevreye, yaşlarına, yaşadıkları kültüre göre verirler bu sorunun cevabını. Zihinlerindeki karakterleri, yaşanılan düşünsel yatırımları ve bir kültürün meslek algısını anlamakta çok etkileyici ve buna ayna tutan bir sorudur bana göre.
Bizim kuşakta en çok doktor, öğretmen, mühendis, hâkim, hatta şoför olmak yeni nesil çocukların pek gündeminde değil. Tabi hayat şartları ve hedef meslekler zaman içinde değişiyor. Değiştikçe de çocukların rol model aldıkları kişiler ve o kişilerin meslekleri değişiyor. Klasik mesleklerden fenomen mesleklere hızla kayıyor çocuklar. Günümüz çocuklarında hatta gençlerinde de bu alanda iki önemli sorunla karşı karşıyayız maalesef.
Bir grup çocuğun gelecekle ilgili hiçbir plan, düşünce ve kaygıları yok. Çocukların anlam dünyasında gelecek adına idealsiz ve hayalsiz olmaları gelecek açısından pek iç açıcı değildir. Çocuk ve gençlerin hayal dünyası demek, gelecekle ilgili hayallerine ulaşamasalar dahi onun verdiği motivasyon ve enerji çok değerlidir. Zira idealsiz ve hayalsiz çocukların yaşadığı bir toplumun geleceği de olamaz.
İkinci gurup çocuklar ise; yoz kültürün sunduğu hayalperest medya baskısı altında kısa yoldan meşhur olup para kazanma hevesindeler. Okul okumadan, ders çalışmadan, çaba sarf etmeden para kazanmak ve makam elde etmektir. Son zamanların en değerli makamı ise meşhur olmak, fazlaca tanınır olmaktır. Sosyal medya fenomenleri gibi olmak, onlar gibi meşhur olmak tek amaçları. Kimi sosyal medya alanlarında çektikleri kısa videolar, farklı söylemleri veya yazdıkları yorumlar ile meşhur olmayı hedefleyen binlerce çocuk ve genç var maalesef. Sonuç ise tam bir hüsran ve hayal kırıklığıdır. Zira istedikleri ilgiyi görmüyorlar. Ve hep aynı çerçeve içinde farklı arayışlar içinde debelenip duruyorlar ancak sonuç yine değişmiyor.
Sonuç olarak; Çocuk ve gençlerimize model olacak, yaşamın tek amacının meşhur olmak, para kazanmak olmadığını bizlere gösteren birileri var. Değersiz yaşanamayacağını anlatan, değerleri için tüm dünyanın güzelliklerini elinin tersiyle iten birileri var. Öz değerlerini, manevi hassasiyetleri korumayı görev bilenlerle birlikte olmak ne güzel…