Cemal Kaşıkçı meselesi
Son günlerde haberlerin ana gündeminde duran Cemal Kaşıkçın`ın sadece bir ülkede değil tüm dünyada konuşulmasıdır. Birkaç gün önce dünyanın jandarması olduğunu söyleyen ABD`nin Başkan Yardımcısı Mike Pence, kendi ülkesinin de gündemine giren bu konuyla ilgili “Suudi Arabistan talep ederse Türkiye`ye bir FBI heyeti gönderebileceklerini” açıkladı. Suudi`yle her türlü iş birliğini yapan ABD`nin “Suudi Arabistan talep ederse” ifadesi dikkat çekiciydi. Talep etmemesi halinde böyle bir yola girmeyiz mesajını kendi dostu! Kral Selman`a iletiyordu. Kendi direktifleri doğrultusunda bir tasfiye sürecine giren Selman`ın oğlu Veliaht Muhammed`e…
Veliaht Prens Muhammed bin Salman bir süredir kraliyet ailesi içerisinde kanlı bir tasfiye süreci yürütüyor. Normal şartlarda kendisinin bulunduğu makamda bugün Kral Salman`ın yeğeni olan Muhammed bin Nayef`in oturması gerekiyordu. Ancak Nayef, geçen yıl darbe yapılır gibi ani bir değişiklikle görevden alındı, yerine Selman getirildi. Yeni Veliaht Prens ise, ataması yapıldıktan kısa süre sonra, kraliyet ailesi içerisinde acımasız bir kampanya başlattı. Gözaltılar, tutuklamalar, infazlar…
Tam bu noktada Cemal Kaşıkçı figürü ortaya çıkıyor. Çünkü bir önceki Veliaht Prens Muhammed bin Nayef i destekleyen ve her platformda gündeme getiren Cemal Kaşıkçı idi. Hatta son zamanlarda Kaşıkçı`nın bir gazete çıkarmak için hazırlık yaptığı söyleniyordu. Öyle bir gazetenin nasıl bir yayın politikası izleyeceğini veliaht Selman tahmin ediyordu.
Olayın olduğu gün Suudi Arabistan`dan özel jetlerle Cemal Kaşıkçı`yı infaz etmek için İstanbul`a geldiği söylenen ekibin Veliaht Prens Salman`ın adamları olduğuna dair gazetelerde birçok haber çıktı. Hatta ekip içinde bir adli tıp uzmanının bulunmasının garipliği herkesin aklına bir vahşi infazı düşürdü. Yani Cemal Kaşıkçı`nın başına gelenler Kraliyet ailesi içinde yürütülen acımasız tasfiye kampanyasının bir devamı olarak okunabilir. Zira bu infazları aleni olarak anlatan Cemal Kaşıkçı onlar için tehlikeli bir figürdü.
Burada net bir açıklama yapmayan ABD yönetiminin bu meseleye neresinden tutarak yaklaşacağını dikkatle izlemekte yarar var. Cemal Kaşıkçı Amerikan medyasında da yazılar yazdığı için, bir gazetecinin infazının doğal olarak oradaki basın dünyasında da yankılandığından dolayı Suudi`yi incitmeyecek açıklamalarda bulundu. Zira Suudi Arabistan`daki Muhammed bin Salman projesi, ABD tarafından da desteklenmekte olan bir proje. Bir yerde Veliaht Selman`a verilen desteğin çekilmesi demek, bugüne kadar yapılan yatırımın heba olmasıydı.
Bunun yanında ABD, Suudi Arabistan Kraliyet ailesi içerisinde Türkiye ile ilişkileri kötüleştirme arayışı içinde olanlar üzerinden krizi derinleştirmeye çalışıyor. Muhammed bin Salman tayfasının Türkiye`ye dönük kimi zaman basın üzerinden, kimi zaman da doğrudan rahatsız edici söylemlerde bulundukları biliniyor. Bu tablo üzerinden çatlak olan Türkiye Suudi Arabistan ilişkilerini onarmayacak noktalara taşımaya çalışıyor. Cemal Kaşıkçı`nın muhtemel öldürülmesi üzerinden fırsat kolluyor. Yani bir taşla on kuş vurmaya çalışan büyük şeytanın tutumunda bir değişiklik göremezsiniz.