• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Müslümanların ilk kıblesi ve etrafı mübarek kılınan Mescid-i Aksa, her geçen gün farklı bir işgal yöntemiyle karşı karşıya.

 70 yıldır sürdürülen işgal ve katliam, Müslümanları can evinden vurmaya devam ediyor.

Ümmetin üzerinde ittifak edebileceği ve bütün ihtilafları bir kenara bırakacağı yegâne dava da Kudüs Davası!

Şu an İslam coğrafyasında başlatılan bütün savaşların temelinde de kim bilir belki de Kudüs`ü işgal senaryosu yatmaktadır.

Mescid-i Aksa ve Filistin etrafındaki bütün ülkelerde devam ettirilen savaş, kaos ve gerginlikler bunu bize fehmettiriyor.

İşgal rejimiyle yaptıkları anlaşmalar muvacehesinde ülkeler, görünürde kendilerini sağlama almaya çalışmaktalar.

Türkiye`nin, Mavi Marmara konusunda ön gördüğü koşullardan hatta esas olarak sunduğu şartlardan vazgeçerek israille anlaşması, kapandan kurtulmanın bir çırpınışı veya manevrası olarak değerlendirilemez mi?

Tüm bunlarla beraber İşgal rejimi hayranı idarecileri olan BAE`nin, Dahlan ekibi üzerinden Türkiye`deki FETÖ darbecilerine para aktardıkları ve onları darbeden önce defalarca BAE`de misafir ettikleri ortaya çıkmıştı.

Öte tarafta Filistin davasına ekonomik ve lojistik destek sunan bir Katar`ın, İsrail muhibbi BAE`nin dijital oyunları sonucu şu an kıstırılmaya çalışıldığı durumu göz önünde bulundurun.

Malumunuz Katar`ın resmi internet sitelerinde yayınlanan sözüm ona ‘teröre destek` ‘ABD'ye karşı ve İran'ı destekleyici` açıklamalarının BAE`nin düzenlediği saldırıyla siteye konduğu ortaya çıktı. Washington Post gazetesinde yayınlanan istihbarat raporunda Körfez Krizi`ne Birleşik Arap Emirlikleri`nin düzenlediği siber saldırının yol açtığı belirtildi.

Filistin`deki İslami Direniş hareketi HAMAS`a destek veren üç ülke; Türkiye, İran ve Katar`a uygulanan ambargo ve kıstırmaların yanında ıslah hareketi İhvanla ilgili sürdürülen çabalara bir göz atın! ‘Terör ve terör finansmanı` uydurmasıyla Filistin davasına destek sunanlar hedef tahtasına oturtuluyor.  Belki de İhvan`ın isteği ve yol göstermesiyle HAMAS bile, ‘İhvanla bağım yok` açıklaması yapmak durumunda bırakıldı.

HAMAS`ı mı İhvanla, İhvanı mı HAMAS`la mahkûm etmeye çalıştıkları da belli değil aslında. Zalimlerin derdi bölüp, parçalayıp yutmak, işgal rejimi karşısında herkesi etkisiz hale getirmektir.

Anlayacağınız bütün mesele Filistin, bütün mesele Kudüs, bütün mesele arz-ı mevud… Ve bütün mesele işgal rejimi israilin rahat bir ‘işgal sürecini tamamlama` meselesidir.

Onun için diyoruz ki; gerek HAMAS Lideri İsmail Heniye`nin; “İşgal rejimi Mescid-i Aksa'nın yalnız kalacağını düşünüyor ve bu nedenle "Birleşik Kudüs Kanunu" gibi kararlarla Yahudileştirme faaliyetlerinde ileri gidiyor` şeklindeki açıklaması; gerekse de HÜDA PAR`ın, değerlendirmesinde yer verdiği; “İşgal rejiminin Müslümanları katletmesi ve güvenlik bahanesiyle ibadeti kısıtlayıcı kararlar alması adım adım Mescid-i Aksa'yı ele geçirme ve ‘Kudüs'ün tamamı üzerinde söz sahibi olma` çabasıdır" tespiti ile, buna benzer diğer Filistin-Kudüs hassasiyeti olanlardan gelen uyarılar, Dünya Müslümanlarının cidden uyanmaları için yeterli sebep olsa gerek.

Bu arada israilin Suriye`deki ateşkesten memnun olmadığı ifade edildi. İşgal rejimi bu endişesinde haklı; çünkü kendi aralarındaki çatışmaları durdurdukları takdirde, Müslümanların etrafında birleşecekleri konuların başında Mescid-i Aksa geliyor. Bu da doğal olarak Siyonist rejimi endişelere sevk ediyor.

Tüm bunlarla beraber zalimlerin daha ne gibi entrikalar içerisinde oldukları da belli olmuyor. Bir yerde katliam sürecine ara verip başka yerde bunu başlatırken, ara verdikleri yerde ‘soğutma çalışmaları` da fazla ümit vermiyor. Suriye`deki yüzbinlerin ölümü sonrası başlatılan soğutma seansları esnasında Musul`da 25 bin insanın şöyle veya böyle katledildiği ifade edildi.

Bütün bu canlar bizden gitti, gidiyor. Bu gençlerin, bu sivillerin, bu kadın-erkeklerin hepsi bizden gitti; başka izahı yok bunun! Geçmişimize ışık tutacak/tutan İslamî kültür ve tarihî mirasımızın yerle bir edilmesi de, üzerine kahrolunası ayrı bir konu...

Bütün bu olup bitenler, inanın işgal süreci için, başka değil!

Selam ve dua ile…