• DOLAR 34.447
  • EURO 36.303
  • ALTIN 2837.002
  • ...

Diyarbakır bir kez daha safını belirledi, bir kez daha bütün dünyaya Muhammedî olduğunu haykırdı, bir kez daha tarih yazdı. Evet, Diyarêbekir tarih yazdı ve yazmaya da devam edecektir biiznillah!

Diyarbakır bütün komploları, bütün kirli ve deni hesap-kitapları allak bullak etti. Amed, Diyarêbekir, Diyarbakır! Hangi isimle anarsanız anın o, Resullullah`a ittiba`ını, Peygamber`e bey`atını bir kez daha ilan etti.

Fransa`daki rezil derginin saygısızlığına karşılık Kürdistan`ın ana kentinde Müslüman Kürt halkı bir kez daha Resulullah`a, Allah`ın Peygamberine saygıya durdu. Bu aynı zamanda Fransa`daki dergiye saygı duranlara da bir şamar, bir tokat, bir ders mesabesindeydi. Halk, Peygamberine saygı duyulması gerektiğini öğretiyordu.

Müslüman Kürt halkı, saygılarının kime olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Bu halkın mayasının İslam olduğu bir kez daha tescil edildi. Bunu görmek istemeyenlere bir vesika hükmündedir İstasyon Meydanı`ndaki ihtişam.

Uzun bir süreden sonra İstasyon Meydanı`ndaki bu insan seli, Doğu-Batı`daki muvahhitlerin, daha doğrusu Dünya Müslümanlarının umudu ve gururu oldu. Onun için ‘Gururumuzu Kurtardınız` diyen Müslüman yazarlar, doğru söylemişlerdir.

Mezhebi hiçbir taassuba meyletmeden, şahsi hiçbir çıkar gözetmeden, ırki hiçbir endişeye kapılmadan Türkiye`nin en büyük saygı mitingini düzenleyenler, bu ümmetin gururu olmayı hak etmişlerdir.

Bunu görmezden gelenler kendilerine zifiri etmişlerdir. Muhammedi aşkın güneşi bütün karanlığı darmadağın edecek kadar enerjiktir. Yüz binlerin meydanları doldurmalarını hazmedemeyenler sadece kendilerine yazık etmişlerdir.

Bölgede son dönemlerde Müslümanlara karşı estirilen bütün bir baskı ve zulme de bir ültimatomdu İstasyon Meydanı. Genç-yaşlı, kadın-erkek, ümmi-âlim hep bir ağızdan Şehid Yasin, Şehid Hüseyin, Şehid Hasan, Şehid Turan ve diğer şehidlerin, uğrunda can verdikleri davaya, o davanın Resulüne lebbeyk diyorlardı.

Bütün gayri İslami ve gayri ahlaki reklam ve ilanlar için seferber olan, hatta onlara dokunulmasın diye davalar açan, ama Resulullah`a Saygı Mitingi için engel çıkarmaya çalışan zihniyetin bilinmesinde de fayda var. Bunlara nasıl güvenebiliriz, bir şehri bunlara nasıl teslim edebiliriz, bunlar nasıl bizim zabıtamız veya polisimiz olabilir? Bilmiyorum, şuan İslam düşmanı hangi ülkede böylesi bir program için dağıtılan broşürlere engel çıkarılıyor olabilir?

Bu satırları yazarken, birilerin o yanlış tutumu dolayısıyla onların linç edilmesi gerektiği namına bunları söylemiyorum. Sadece üzülüyorum. Bir kısım zevatların Müslüman halka rağmen nelerin peşinde olduklarını ifade ederek onların bu yanlışlarından dönmeleri gerektiğini belirtmek istiyorum, onların tövbe etmelerinin faydalarına olacağını söylemek istiyorum o kadar.

Birilerinin emir eri olmakla kurtulamayacağımızı artık anlamamız lazım. Neye tepki verdiğimizin farkında olmamız lazım. Biz Müslümanların evlatları olarak bu Müslüman topraklarda zalimlerin jandarmalığına soyunaraktan bir yere varamayız.

Bize maaş verenin kulu kölesi olacak değiliz. Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimize karşı çıkacak kadar sınır ihlalinde bulunmak sadece kaybettirecektir.

Peygamber Efendimizin adının anıldığı programlara yardımcı olmak, oralara insan taşımak, işleri kolaylaştırmak, destek vermek Müslüman bireylerin göreviyken; karşı çıkmak, engellemek, sorun çıkarmak veya saldırmak da başkaların üstlenmiş olduğu görev olsa gerek.

Diyarbakır`ın bu ihtişamına sadece selam durmak gerek. Peygamber âşıklarına destek çıkmak vazifemiz olsa gerek. Çünkü onlar, dünya âleme bir kez daha safımızın MUHAMMEDÎ olduğunu ilan ettiler. Allah onlardan razı olsun, onlara zeval-ziyan vermesin!

Yazımızı bir Ayet-i Kerime`yle bitirelim:

“Kim Allah`ı, Resûlü`nü ve iman edenleri dost (veli) edinirse, hiç şüphe yok, galip gelecek olanlar, Hizbullah`tır” (Maide Süresi 56)

Selam ve dua ile…