Yasak, kalkmasına kalktı da
Yıllardır süre gelen zalimane uygulamalardan bir ikisi daha kalktı. Andımız ve kamuda başörtüsü yasağı resmen kaldırılmış oldu. Ancak daha önce de ifade ettiğimiz gibi başörtüsüyle ilgili emniyet, hakim-savcılar ve askerlerle ilgili bir kısıtlamanın konması yasakçı zihniyeti hatırlatıcı yönü olması hasebiyle doğru olmamıştır. Bunu söylerken kadınlar polis-asker olsun demek istemiyoruz tabi. Bu meslekler içerisinde hakime olabilecek hanımlar olabilir mesala; avukat olabildikleri gibi. Konan bu sınırlamayla bunların hakları gasp edildi ve hak tamamen verilmemiş oldu, bunu böyle bilmek lazım. Bunca bekleyişten ve bağlanan umutlardan sonra hakkın tamamen verilmesi en doğru olanıydı. İnşaallah o da olur diyelim.
Yasak, kalkmasına kalktı da, başörtüleri veya cilbapları üzerine uzun zamandır fırtınalar kopartılan başörtülüler Müslüman halka hayal kırıklığını yaşatmayacaklardır inşallah. Rabbimizin bu emri, bizi diğer kötülüklerden de uzak tutacak bir görev görmeli. Birçok konuda cilbabımız bize basiret yolu açmalı. Tesettürümüzle dürüstlükte, adalette, samimiyette, haramdan kaçınmada parmakla gösterilecekler arasında olmalıyız. Birilerinin bahsettiği gibi “ölçü değildir” laflarına kanmadan başörtünün dürüstlüğe, doğruluğa takvaya bir ölçü olduğunu yaşantımızla göstermeliyiz.
Bu süreçten çok memnun olanlar olacağı gibi çok kızanlar ve karşı çıkanlar hatta provoke etmek isteyenler de olabilir. Başbakan`ın da aslında işaret ettiği gibi niyeti örtünmek olmayıp da örtünenleri bir anlamda töhmet altında bırakmak isteyenler de çıkabilir. Bunlarla beraber, Müslüman olarak bilinip de bunun kendileri için aslında çok şey ifade etmeyenleri de olabilir. Yani, ‘olsa da olmasa da olur ama olduysa iyi olmuştur` türünden müzebzebinler de çıkabilir. Mesela “Müslüman” bir gazetenin yazarı tam da başörtüsünün kamuda serbest bırakıldığı bir hengamede memnuniyetini ifade ettikten sonra satır aralarında bunun “ölçü olmadığını” derc ediyor ve şöyle diyor: “Başörtüsü konusu bir inanç konusudur ama bir ölçü değildir. İnanç bir tercihtir, başörtüsü de bu tercih içinde bir tercihtir. Takva yaşamak isteyenler için bir basamak olabilir ama tek başına yeterli değildir. Başı örtülüler içinde yalan söyleyenler, dedikodu yapanlar, gıybet ve iftira edenler olduğu gibi, bu günahlardan sakınan nice başı açık insan var…” Yazarımız, başörtüsü konusu bir inanç konusu ama ölçü değildir. İnanç bir tercihtir başörtüsü de bu tercih içinde bir tercihtir, diyor. Allah`u tealanın “Örtünün!” şeklindeki kesin emri, nasıl bir tercih seviyesine indirgenebiliyor, gerçekten anlamak mümkün değil.
Zaten birileri, başörtüsüne “tercih” gözüyle baktığı için başörtüsü okullarda yasak edildiğinde hiç sıkıntı çekmeden Allah`ın emrine değil yasağa uyuvermişlerdi. Ondan sonra tabiri caizse kalede açılan gedik misali mağdur edilen ve horlanan insanlarımızın sayısı fazla olmuş ve yasak da daha rahat uygulanabilmişti. Daha geçenlerde Antep`te yine bir özel okulda aynı yasak çerçevesinde tavır alınmıştı; hem de başörtülü öğretmen ve “müspet” idareciler tarafından bu reva görülmüştü. Öğretmenin -başörtü- “tercih”ine izin varmış da öğrencinin “tercih”ine daha izin yokmuş diye.
Dünya alem bunu bilsin ki! Kadınlar için tesettür -buna başörtüsü de dâhildir- Allah`ın kesin emridir ve burada bir Müslüman için tercih edip etmeme hakkı değil, uyma zorunluluğu vardır. Bir konuda Allah ve resulünün emri varken artık bizim için uymaktan başka bir seçenek yoktur. Hele bu emir imtisal edilmediği takdirde başkasını ifsat ediyorsa…
Sonuç olarak, yasak kalktı iyi ve sevindirici olmuştur. Ancak bunun salt bir başörtüsü şeklinde değerlendirilmesi ve o şekilde tatbik edilmesi amaçlananı tahakkuk ettirmeyebilir.
Bu arada, bütün Müslümanların Mübarek Kurban Bayramını en içten dileklerimle kutlar, hayırlara vesile olmasını cenabı Allah`tan niyaz ederim.
Taziye: Bir kaza haberiyle yürek yakan vefatlar… Mardin`in Ortaköy beldesinde meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybeden öğrenciler Esra Sungur (18), Songül Doğan (17), ve Nurcan Yaşar (15) ile sürücü Emin Sekmen Nusaybin`de toprağa verildi. Ömürlerinin baharında müteveffa bu kızlarımıza ve insanlarımıza Allah`tan rahmet kederli ailelerine sabırlar diliyorum. Nurcan Yaşar kızımızın İslami davadan hükümlü babası Mustafa Yaşar kardeşime özellikle sabırlar diliyor ve acısını paylaştığımı ifade etmek istiyorum. Allah yardımcıları olsun!
Selam ve dua ile…