• DOLAR 35.443
  • EURO 36.354
  • ALTIN 3063.15
  • ...
Başlık garibinize gitmiştir. Bu günlerde sıkça telaffuz edilen o bildik rakamlardan biraz daha uzun bir rakamı görmeniz sizin farklı bir formül düşünmenize sebep olmuş olabilir.

Aslında son zamanlarda çokça konuşulanlardan farklı bir şeyin ifadesi değildir bu başlık. Buradaki farkı, diğer kurum ve kuruluşların, telaffuz edilen bu rakamlardan kendi açılarından bakarak hüküm çıkarmaları. 4+4+4 eşittir 12, bölü 2 eşittir 6 ay hapis cezası. Buradaki sevindirici taraf, hâkimlerin bunu “6 yıl” olarak değil de, “6 ay” olarak kararlaştırmaları. Tam da ceza muhakemeleri kanununa uygun bir madde…

Milli Eğitim, çocukları sıkmadan, mağdur etmeden nasıl daha iyi eğitebilirim arayışıyla bazı rakamları birbirine ekleyip “toplama”ya çalışırken bizim mahkemeler bunları yine yanlış değerlendirip ceza maddeleri şekliyle algıladı. Bu işlemi “topla”dıktan sonra bir de “bölme” işine gittiler. Kendilerine göre iyi ve kötü veya huzuru bozanla okumak isteyeni “bölmeye” çalıştılar.

Yargıçlarımız bu kararla herkesin eşit olamayacağına, birilerinin daha eşit olması gerektiğine kanaat getirmiş olmalılar ki (adil olup hukuku referans edenler istisnadır) bu fırsat eşitliğinden yararlanmak isteyip de çocuğunu başörtüsüyle okula gönderen veliye 6 ay hapis cezası verdi.

İbretlik olay, Bursa`nın Gürsu ilçesinde yaşandı. Çocuğu, İsabey Yüksel Bodur İlköğretim Okulu`na başörtüsüyle giden Mehmet Polat, 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Çocuğunu okula gönderen kendisi… Çocuğu okula almamak için psikolojik işkenceye tabi tutulanlar okul idaresi… Ama gelin görün ki cezayı alan yine Mehmet Polat`ın kendisi…

Çocuk eğitim-öğretimi için bu kadar kampanya düzenlendi. “Haydi, kızlar okula” kampanyaları için hiçbir masraftan kaçınılmadı. Son zamanlarda okumayla erken evlenmenin önüne de geçilebileceği ve bunun için de bu eğitimin kesintisiz olması gerektiği üzerine bir düzine laflar edildi.

Ancak konu başörtülü öğrenciler olunca aniden işler değişiyor maalesef. Bazı yerlerde çocuklar/genç kızlar, okula alınmasın diye müdürler, emniyet ve yargı el birliği etmişçesine bir tavır sergiliyor.

Hiç kimse bu çocukların psikolojisini vs. geçirdiği travmaları veya erken evlenme/evlendirme konularını dillendirmiyor. Örneğin kimse ‘bu kızı okula almadığınız takdirde babası onu evlendirebilir` diye bir şey söylemiyor. Eğitim ve öğretimden herkesin istifade etmesi gerektiği hususu adeta unutuluyor.

Unutulmakla da kalsa yine iyi... Bu çocuklar üzerinden bir de aileler mağdur ediliyor. Düşünebiliyor musunuz? Bir baba kendi çocuğu okusun diye elinden geleni yapacak, her gün çocuğunun elinden tutup okula götürecek. Çocuğu kem gözlerle izlenmekle beraber bir de kendisi olmadık mağduriyetlerle karşı karşıya kalacak.

Çocuğunu okusun diye okula götüren baba, ilkin polis karakoluna çağrılacak, her gün veya her hafta imza vermek zorunda bırakılacak. Bu da yetmezmiş gibi bir de hapis cezasıyla cezalandırılacak. Buna ben normalleşme diyemiyorum… Buna ben demokratik özgürlük diyemiyorum… Buna ben insan hak ve hukuku diyemiyorum… Buna ben fırsat eşitliği diyemiyorum… Buna ben adalet diyemiyorum… Allah aşkına çocuğunu başörtüsüyle okula götüren bir babaya imza zorunluluğu ne diye getiriliyor?!!! Bunu açıklayabilecek birileri varsa bize de anlatsın…

Bu ayrıştırıcı ve bölücü tavrın sebebi ne? Yıllardır başörtüsü düşmanlığı yapılmadı mı? Cezalar verildi, insanlar okullardan atıldı, okul önleri mülteci kampları gibi, hak arayışında bulunan insanların feryatlarıyla inledi. Peki, bütün bunlara rağmen bir arpa boyu kadar bir netice aldınız mı? Hayır!

Geçen hafta çocukların veli toplantısı vardı; ben de katıldım. Toplantıya katılan 40 kişiden 5`i beyefendi, diğerlerin hepsi hanımefendi`ydi ve sadece ikisi hariç hepsi başörtülü ve tesettürlüydü. Hepsi de medenice çocuklarının eğitimiyle ilgili bir heyecan ve üslup içerisindeydiler. Peki, o zaman bu sünnetullah muannitliği niye?

Halkı Müslüman olan bir ülkede bu tablodan daha doğal olanı ne olabilir ki? Akıntının tersine su akıtmanın akıllıca bir çaba olmadığı gibi, bir sonuç vereceğini de sanmak beyhudedir. Onun için “artılar”ımız varken, “bölme” ve bölüştürmeyi bırakmak, naçizane tavsiyem olsun. Bu arada çocuğu başörtüsüyle okula gidiyor diye 6 ay hapis cezası alan Mehmet Polat`a, bu hukuk skandalı dolayısıyla, “geçmiş olsun, Allah günahlara kefaret etsin” demeyi bir borç biliyorum.
Selam ve dua ile…