Sadece kendileri için hak-hukuk diye bağırırlar!
Malum olduğu üzere Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, 30 Ekim'de "PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçlamasıyla tutuklanarak cezaevine gönderilmiş ve yerine de kayyım atanmıştı.
Ahmet Özer ‘Kent Uzlaşısı’ yöntemiyle aslında CHP/DEM ortak adayı olarak belediye seçimlerine girmişti. CHP bunu inkâr etse de bu böyle.
DEM’in Türkiye geneli seçim stratejisi bu ortaklığı zaten ortaya koyuyordu. Özellikle batı illerinde DEM’in zayıf aday belirlemesi veya hiç aday göstermemesi, teşkilatlarını CHP adaylarına yönlendirmesi bu birlikteliğin açık kanıtı olmuştu.
Burada, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in 28 gün sonra Ahmet Özer’i cezaevinde ziyareti sonrası yaptığı açıklamayla ilgili birkaç kelam etmek istedim.
Özgür Özel dün cezaevine ziyarete gitmeden önce sabahın erken saatlerinde Eski Belediye Başkanı Ahmet Özer’ın Yardımcısı Osman Yalçın ile ilgili de yakalama kararı çıkarıldı.
Sözü edilen şahsın terör örgütüne finansman aktardığı ve “Mali Alan Yapılanması”nda faaliyet yürüttüğü iddia ediliyor.
Daha önce KHK ile kapatılan Jiyan TV isimli medya kuruluşu ile de irtibatlı Osman Yalçın’ın halen Esenyurt Belediye Meclis üyesi ve tutuklanan Belediye Başkanı Ahmet Özer döneminde Fen İşleri Müdürlüğü, Park ve Bahçeler Müdürlüğü, Ruhsat ve Denetim Müdürlüğü ile Zabıta Müdürlüğünden sorumlu Belediye Başkan Yardımcısı olarak görev yaptığı belirtildi.
“Ortaklık şartları” gereği olsa gerek başkan yardımcılığı görevindeki Osman Yalçın’a epey bir sorumluluk alanı verilmiş. Zaten Eski Belediye Başkanı Ahmet Özer ile ilgili de PKK’yla irtibatlı olduğu konusunda epey bilgiler ortaya saçılmıştı.
Özgür Özel cezaevi ziyaretinden sonra yarım saatten fazla konuştu. Konuşmasında Özel, hukuka vurgu yaptı. Özgürlüğü elinden alınanlardan dem vurdu. İnsanların yatak odalarına kadar girildiğini söyledi. Daha önce cezaevine girip çıkanların itibarına vurgu yaparak, “Dışarda oldukları için itibarlı oldukları”nın altını çizdi. FETÖvari davrananların FETÖvari muameleyle karşılaşacakları tehdidini savurdu. Avukatsız aramanın hukuksuzluğuna vurgu yaparak “Avukatsız arama mı yapılır” diye tepki gösterdi. Önce suçlu ilan edip sonra suç bulmaya çalışmanın yanlış olduğunun altını çizdi. Algı operasyonlarına dikkat çekti.
Özgür Özel’den bunları dinlerken, onların başkalarıyla ilgili yürüttükleri algı operasyonlarını, iftiralarını, hakaretlerini, yalanlarını, operasyonlarını, yargı linçlerini bir bir düşündüm ve “Gerçekten konu başkası olunca siz işte tam tamına bunları yaptınız/yaparsınız!” diye söylenmeye başladım.
Bir anda, FETÖvari ve Ergenekonvari operasyonlara duçar kalarak hayatları zehir edilen vatandaşları hatırladım. Yapılan zulüm ve işkenceler nedeniyle sağlıklarını kaybedenlerin yanında ekonomik kayba uğrayanları düşündüm. Ondan sonra da haysiyet cellatlarının hışmına uğrayarak “terör” yaftalamasıyla karşı karşıya kalan binlerce mazlum vatandaşımızı anımsadım!
Bir zamanlar gece geç saatlerde veya sabahın erken saatlerinde kapıları kırılarak evleri basılan, haftalarca, bazen aylarca gözaltı cehenneminden geçirilen, ev baskınları ve gözaltı süreçlerinin hiçbirinde yanlarında avukat bulundurulmayan yüzlerce, binlerce dindar vatandaşımızı hatırladım!
Ama bütün bu mağduriyetlerden sonra cezaevinden çıkan ve herbiri normal vatandaşlar olarak hayatlarına devam eden bu zulüm görmüş itibarlı insanlarla ilgili Özgür Özel’in CHP’sinin ve onun şakşakçılığını yapan müfteri medyasının halen nasıl da karalama kampanyaları yürüttüğünü ve halen onlara nasıl da suçlu damgası vurarak linç etmeye çalıştığını da anımsadım!
Kendilerine suç atfedilen insanların ailelerinin, akrabalarının dahi karalama kampanyalarına kurban edildiği örnekleri ise ayrıca unutmamak lazım tabi.
Onun için diyorum ki; sakın ha bakmayın bunların öyle hak-hukuk-yanlış gözaltı- avukat bulundurma teranelerine!
Bunlar sadece kendileri için hak-hukuk diye bağırırlar, o kadar!
İnanmayın yaldızlı sözlerine!