• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...

Toplum dört bir yandan çevrelenmiş durumda. Millet tam bir kuşatılmışlığı yaşıyor. Kadim kültürümüze ait her ne varsa saldırı altında.

Medeniyetimizin nişaneleri değerlerimiz, mimsiz medeniyetin tazyiki altında. Toplumu ayakta tutan dinamiklerin hepsi, örselensin diye operasyonla karşı karşıya.

Tesettür, namaz, cami, medrese, sarık, takke… İslami bütün değerler alçak saldırının hedefinde.

Ahlaksızlığa tanınan özgürlüğün, Müslüman ahaliye karşı saldırıya dönüşmesinin açık örneklerini yaşamaktayız.

Televizyonlar, organizeli sosyal platformlar, ahlaksızlık konusunda tek yerden yönetiliyormuşçasına hep birden saldırıyor.

Sağı-solu fark etmiyor, ahlaksızlıkta anlaşmış/uzlaşmış bir halleri var bütün bunların.

‘Gündüz kadın programlarına gelen şikayetlerin haddi hesabı yok’ diye yetkili merciler söylüyor; ama o merciler yine etkili bir önlem almada maalesef üzerlerine düşeni yapmıyor.

Millettin anasını ağlatanın sadece “silahlı terör” olduğu vehmine kapılarak diğer bütün ifsat yuvalarına, “ahlaksız terör şebekeleri”ne sessiz kalmayı tercih ediyorlar. Hatta çoğu zamanlar kahrolası bu ifsat vandallarına finansör oluveriyorlar.

Çirkeflik ve ahlaksızlık senaryolarına tabir yerindeyse çanak tutuyorlar. Ahlaksızlığı yapanın kimliğine bakarak müsamaha ediyorlar. ‘Siyasi desteği varsa istediği haltı işleyebilir’ diye bir yol tutturmuş gibidirler.

Oysaki altlarındaki dalı kesiyorlar. Değerleri aşındırarak mahallede aklı başında seçmen bırakmama projesi uygulanıyor; ama ne yazık ki gafiller bunun farkında değiller.

Cemaat ve tarikatları hedefe koymak suretiyle manevi değerleri korumada son kaleleri yıkmak için pusuda bekleyenlere adeta içten yardım-yataklık ederek kendilerine yazık, ülkeye de hiyanet ediyorlar.

Bu milletin değerlerini hiçe sayarak yayın yapan, filmler oynatan şu kanalizasyonlara ses çıkarmayıp yok olmayı kabullenmiş gibi bir davranış biçimi içinde görülüyorlar.

Ahlaksız medya yapımları, toplumun önemli değerlerini ve manevi kurumlarını haksız bir şekilde hedef alarak algı operasyonlarına alet ediliyor.

Bu örneklerden biri olarak, ‘Arka Sokaklar’ isimli dizide tarikat ve cemaatlerin çocuk istismarcısı olarak gösterilmesi, toplumsal birlik ve manevi değerlere yönelik bir saldırıdır. Bu tür hoyratlıklar ne ahlaka ne de vicdana sığar.

Cemaatler ve tarikatlar, toplumun ahlaki dokusunun korunmasında önemli bir rol oynar. Kesinlikle dikkatin, uyanışın olmadığı yerde fitne yayılır, önyargı büyür.

Medya, sorumluluk bilinciyle hareket etmeli ve toplumun inançlarına saygı göstermelidir. Basın-Medya milletin değerlerine saygı göstermek zorundadır. RTÜK başta olmak üzere ilgili organların da bunu kontrol ve takip etmek gibi bir görevleri vardır.

Bizler de tehlikenin farkındaki insanlar olarak bu gibi içerikler karşısında sessiz kalmamalı hem hukuki hem de toplumsal tepkimizi göstermek için harekete geçmeliyiz. Manevi değerlerimizi savunmak, aynı zamanda çocuklarımızın geleceğini korumaktır.

Farklı yayınlarla cemaatler ve tarikatlar üzerinden İslam’a ve onun değerlerine saldırı yapılıyor. İslami giyim kuşam, cami-minare ve diğer dini işaretler/semboller tahkir ediliyor. Dahası sözü edilen dizinin sahnelerinde cinsellikle ilgili vurgular yapılarak ayrıca ahlaksızlık yapılıyor.

Bu ve benzer pervasızlıklara birilerinin dur demesi lazım! Aksi takdirde -Allah korusun- çöküş mukadder olur!