• DOLAR 34.488
  • EURO 36.208
  • ALTIN 2953.303
  • ...

İnsanlığın her dönem karşılaştığı farklı imtihanlar olur. Her dönemin insanının kendine has öne çıkan davranış biçimleri olur veya özellikle onun ilgi gösterdiği hasletler, meziyetler, araç-gereçler olur.

Çağımız dünyasının öne çıkan ve insanlığın adeta müptela olduğu bir bağımlılık var. Hem de bütün bağımlılıkların kaynağı diye tanımlanabilecek bir bağımlılık; iletişim araçlarına ve sosyal platformlar diye tabir edilen alanlara bağımlılık.

Bu iletişim ağlarına, iletişim araçlarına bağımlılık, insanlığın neredeyse tamamen iletişimini kesmiş durumda. İnsanlık bu bağımlılıktan mütevellit birbiriyle sorunlar yaşıyor; kavgalar, gürültüler görüyor.

‘İletişim Çağı’ diye tabir edin bu çağda insanlar, ‘iletişimsizlik’ten adeta paramparça olmuş vaziyette!

Maalesef neredeyse kimsenin birbirini anladığı, gördüğü, sorduğu yok artık. Herkes iletişimsizlikten şikayetçi ve her bir birey kendi yanındaki, etrafındakilerden yakınarak dinlenmediğinden, duyulmadığından şikayetçi.

İnsanlık büyük bir girdabın içerisinden kendini kaybedecek düzeyde adeta bir o yana bir bu yana savrulur vaziyette.

Ve ne yazık ki bu bağımlılık bütün bağımlılıklara da kaynaklık etmektedir. Bu bağımlılık insanı benliğinden koparıp tamamen başkasına/yabancıya/ecnebiye bağımlı yaparak adeta köle haline sokmuş durumda.

Cinsellikten uyuşturucu belasına, aşırı israftan başkasının pisliklerine özlem duyma rezaletine kadar bütün düşüklüklerin kaynağı, bu iletişim ağlarına ram olma ve sosyal platform dedikleri alanlarda gezinmekten kaynaklanıyor.

Bizim ülkede sadece bir tek sözde sosyal platformun takipçi sayısı 50-60 milyonu aşarsa ve bu mecra gece gündüz yabancı olduğumuz bir kültür ve yaşam biçimini dayatırsa, o zaman bizim en yakınlarımızla yaşayacağımız yabancılığı varın siz düşünün işte! Bizim onların empoze ettiği hayata, nesneye, oyuna, eğlenceye nasıl bağımlı hale geleceğimizi varın siz hesap edin o zaman!

Bu bağımlılık tek kelimeyle ortalığı dağıttı! Bu bağımlılık başıboşluğu dayattı; aile reisliğini bitirerek adeta kuzuyu kurda karşı savunmasız ve çaresiz bıraktı! Bu bağımlılık aileyi parçaladı! Bu bağımlılık toplumu böldü, bölüştürdü! Bu bağımlılık cehaleti arttırdı; çünkü kitabın, okulun, medresenin kapısına kilit vurdu!

Ortalama her bir bireyin günde sekiz saat gezindiği kötülük dolu bu alanlar, kötünün ve kötülüğün önünü açarak onlara adeta koruma zırhı giydirdi!

Bu bağımlılık saygıyı, sevgiyi, empatiyi, sempatiyi hor görerek dolayısıyla iyiliğin adeta canına okudu! İyilik artık utanılacak durum ve enayilik diye sayılmaya başlandı!

Bu bağımlılık yerliyi yabancılaştırdı, yabancı olanı getirip içimize yerleştirdi. Bu bağımlılık şaşı bakmayı kanıksattı, doğru okumayı köreltti.

Kesinlikle devlet olarak, sivil toplum kuruluşları olarak, eğitim yuvaları olarak, medreseler olarak acilen buna bir çözüm bulmak durumundayız, zorundayız!

Aksi takdirde büyük savaşların yaşatamayacağı hezimeti yaşamak işten bile değil! Allah korusun!