• DOLAR 34.312
  • EURO 37.22
  • ALTIN 3018.549
  • ...

Aylardır gündemimiz neredeyse hep Filistin/Gazze oldu. Biz bu konuyu işlerken ahlaksızlığın üzerimize üzerimize geldiğinin farkındayız.

Müslüman bir memleketin, yüksek değerler manzumesi taşıyan bir milletin başına örülenleri gördükçe sessiz-suskun kalmak gerçekten mümkün değil.

Yüz yıldan fazladır gah zorbalıkla gah şeytani yöntemlerle Müslüman milletimizin geleneklerine, hassasiyetlerine, ilim-irfanına, adap-ahlakına savaş açılmıştır.

Unutulmamalı ki bu millet, tarihten gelen asalet timsali değerleriyle ayakta kalabilir. Milli kültür demek bir milletin kendi geçmişinden neşet ederek gelen davranışların bütünüdür. Bu milletin geçmişinde din vardır, vahiy vardır, Kur’anî terbiye ve adap vardır.

Bugün spor ve sanat adı altında işlenen çirkefliklerin, ahlaksızlıkların millilikle, milli değerlerimizle, kültürümüzle hiçbir alakası ve ilişkisi yoktur.

Hristiyan toplumların sanatında Hristiyanlığın sanat izleri görüldüğü gibi Müslüman toplumların sanatında da İslam’ın izlerinini görmek gerekmez mi?

Şu an spor ve sanatta çok daha farklı bir anlayışın, bir inanışın etkilerinin olduğu ortadadır.

Ülkemiz dahil şu an dünya sapkın ve ahlaksız lobinin baskısı, belası ve baskını altındadır.

Fransa’daki olimpiyatların açılışında hem Hristiyanlığın hem de ahlaki normları taşıyan bütün inançların söz konusu değerlerini hedef alan ahlaksız oyunların sergilenmesi bunun açık göstergesi olmuştur.

Aylardır “Milli Sporcularımız” diye tavsif edilen, ama üzerlerinde bu halkın değerlerinden zerre miktar iz taşımayan kadın voleybol takımına gösterilen ihtimam spor üzerinden normalleştirilmeye çalışılan bir gayri millilik durumunun söz konusu olduğu açıktır.

“Sporcu kadınlar”ın giyiminden, bağırışmalarından, haya timsali hanımların duruşuna meydan okurcasına yaptıkları densizliklerden gayet açık anlaşılıyor ki onlar bu milletin hiçbir değeriyle bağdaşmayan başka operasyonların figüranları gibi duruyorlar.

Bunlara gariban milletin lokmasından astronomik paralar akıtarak destek verenler vebal altındadırlar.

‘Filenin Sultanları’ diye tabir edilenlerden bütün şeytani hal ve hareketlerin sadır olması ve bunun ülke içinde spor üzerinden övüle övüle pazarlanması büyük bir oyunun parçasıdır.

Durum öyle bir hal aldık ki hacısından hocasına bırakın onları yermek tebrik etmeyenler bile hedefe konmuş durumda! Bu nasıl bir kuşatılmışlık? Gerçekten dikkat kesilmek lazım.

Aynı şekilde kimi gereklilikleri yerine getirmedikleri veya ahlaksızca yayınlar yaptıkları için erişime kapatılan Instagram ve oyun sitesi Roblox’un sözcülüğünü yerli işbirlikçiler yapıyor.

Bu ahlaktan yoksun platformların çocuklara yönelik alçakça yayınlarını eleştireceklerine şu ana kadar hiç yapmadıkları savunmayı yaparak, ‘Ama ebeveynler dikkat etmeli, gerekirse bu sitelere çocuklarıyla birlikte girmeli ve takip etmeli’ diye sözde çözüm üretiyorlar.

Yani sözü edilen platformlara, ‘Bu densizliği niye yapıyorsun?’ diyeceklerin veya ‘Bunu yaptığınız için engellenmeyi hak ediyorsunuz’, diyeceklerine, ‘Ama ebeveynler dikkat etmeli’ diyerek şeytanın avukatlığını yapıyorlar.

Oysaki başörtülü kızlarımız için, ‘Acaba ailesi mi baskı uyguladı, başörtüyü onlar mı giydirdi’ deyip duruyor ve çocuklarına sahip çıkan aileleri suçlayanlar da yine bu şeytani şebekeydi.

Bilelim; spor da sanat da özgürlük savunucuğu da bunlar için araçtır, bunların asıl amacı kepazelik ve ahlaksızlıktır.