• DOLAR 34.564
  • EURO 36.234
  • ALTIN 2962.49
  • ...

Zalim, katliamda sanır tanımıyor. Her gün farklı saldırılarla mazlumların kanını heder ediyor. Siyonist israil ile ilgili konuşulacak tek söz artık CİHAD kavramı olmalı. Halkı Müslüman ülkeler, yönetimlerini cihada ikna etmeli, cihada zorlamalı.

Müslümanların bu barbar vahşete karşı, Müslüman liderlerini cihada çağırmaları, onları cihada zorlamaları kaçınılmazdır.

Batı’dan yükselen vicdan sesinin dahi bu vahşeti durdurmaya yetmediğini hep birlikte gördük, görüyoruz.

Zalime tolerans, zulme ortak olmaktır. Caniler muhacirlerin yaşadığı çadır kentleri bile ateşe vererek çocukları, kadınları diri diri yakmaktan çekinmediler.

Siyonizm gerçekten terörizmdir. Terör tanımlamasındaki her cürme imza atan bu haydutlara karşı Birleşmiş Milletler derhal harekete geçmelidir.

Birleşmiş Milletler, üzerine düşeni yapacak bir yapıda değilse şayet -ki öyledir- o zaman vicdan sahibi bütün ülke yönetimlerinin, estirilen terör karşısında yeni bir oluşuma gitmeleri için çalışma başlatmaları kaçınılmazdır.

193 üyeli BM’nin, 2-3 ülkenin boyunduruğu altında kalarak adeta eli kolu bağlı bekleyedurmaları akılla da vicdanla da izah edilemiyor. Böyle bir kölelik görüntüsü her açıdan problemli.

Konu İslam ülkeleri olunca hemen savaş kararı alanlar, israilin soykırımı karşısında bırakın suskun kalmayı destek vermeyi görev addediyorlar. Bunlar karşısında yeni bir oluşumun oluşması için hareket edilmelidir. Bu zor değil.

Yeter ki bu liderler önce kapalı kapılar ardında bir araya gelmeyi becerebilsin. Yeter ki kendi aralarında bu hassas konu için görüşme yapma zahmetinde bulunabilsinler.

Bugüne kadar böyle bir gayretin olmadığı ortadadır. Ey vicdan sahibi liderler, görüşün! Birileri o görüşmeleri deşifre etse de etsin! Hiç olmazsa belki bu hareketlilik caydırıcı olur.

Olmayan kimyasal silahlar için Irak’a savaş açan saldırganlar, tek bir insanı teslim etmiyor diye Afganistan’ı harabeye çeviren vampirler; 36 bin insanın öldürülmesine destek veriyor. Bunlar karşısında izzetli duruş sergileyerek gereken ders verilmelidir.

Aksi takdirde belanın bütün bir dünyayı etkisi altına alması olasıdır. Gerçekleştirilen vahşetler Gayretullaha dokunur da insanlık yeni bir musibetle karşı karşıya kalırsa artık ‘tövbe’nin de bir anlamı kalmayabilir.

İnsanlık sözün bittiği noktadadır; harekete geçmek için daha kaç masumun can vermesi gerekiyor?!

Sözün, hareketle değer bulduğu/bulacağı zaman dilimindeyiz! Kan emicilerin artık sözü de tehditleri de taktıkları yok çünkü!