• DOLAR 34.546
  • EURO 36.186
  • ALTIN 2982.684
  • ...
SON DAKİKA

Millet dürüst, doğru ve ilkeli siyasetin özlemiyle yeni bir seçimin arifesinde. Seçimler yaklaştıkça ilkelerden taviz veren verene maalesef. Sanki asıl amaç halka hizmet değil de o koltukları ele geçirmekmiş gibi.

Bir tarafta balyalarla parayı götürenlerin görüntüleri, öte tarafta ellerinde bu görüntüler olduğu halde seçim arifesini bekleyenler… Bir tarafta halkın iradesine saygı duymayı ağızlarına sakız edinenler, öte tarafta o iradeyi ‘satın almak’ için bütçe ayıranlar… Bir tarafta siyaseti insanlık için yaptıklarını iddia edenler, öte tarafta en önemli insani konuları siyasete alet edenler… Bir tarafta paylaşımdan, birlik beraberlikten, empatiden dem vuranlar, öte tarafta gece gündüz adeta sokak eşkıyaları eliyle rakip partilerin afiş, branda ve pankartlarını yırtmak için görevlendirme yapanlar...

Bunların dürüst, doğru ve ilkeli siyasetle nasıl bir alakaları olabilir?!

Allah için, belediyeleri kazandıkları takdirde buraları belli bir kesimin rant merkezi haline getireceklerinin adeta işaretini vererek, ötekileştirdikleri insanları belediyeye sokmayacaklarını açık açık deklare edenlerin siyaseti halkçı siyaset olur mu, adil siyaset olur mu?!

Peki, olmadık uçuk vaatlerle halkı kandırmanın uğraşı içerisinde olanların ekranlarda bolca boy gösterdiği bir dönemde adil veya eşitlikçi bir siyaset ortamından söz edilebilir mi?!

Dahası dün verdiği sözleri hiç vermemiş gibi inkâr ederek, bugün belediyeden veya bulunduğu görev ve konumlardan aldığı güç ve destekle en etkin imkanlardan istifade ederek yeni yalanlarla halkı kandırmaya çalışanlardan ilkeli ve dürüst siyaset beklenir mi?!

Başta söyledim ya, bu millet gerçekten dürüst, doğru ve ilkeli bir siyasetin özlemiyle seçimlere gidiyor.

Bu kadar karmaşa ve gürültünün içerisinde dürüst ve doğru olanı bulmak gerçekten o kadar kolay değil. Çünkü dikkat ederseniz; büyük diye gördükleri, lider diye etiketledikleri, başkan diye vasıflandırdıkları zevat, utanmadan gece gündüz aynı yalanı tekrarlıyor ve yüzü de kızarmadan bunu yapıyor. ‘Bekar kadınları sahiplendirecekler’ deyip duruyor.

Bu kadar büyük bir yalanı yüzü kızarmadan uyduranın bu alanda gerçekten uzman olması gerekiyor. Bunu ancak yalanda level atanlar yapar, yapabilir.

Yalan söz söylemek, bilerek yanlış ifadede bulunmaktır. Gerçeği söylemenin oluşturacağı sonuçlardan kaçınmak için yalan söylenir. Ama gerçeğin er geç ortaya çıkması gibi de bir huyu vardır.

Hal böyle olunca gerçekten doğru ve dürüst olanı bulmak zor oluyor; zor oluyor, ancak imkânsız da değil.

O siyasetin özlemiyle heyecanlanan halkımızın onu bulması, ona kavuşması kolay olmasa da imkânsız değildir.

İnşaAllah yakında hep birlikte onu göreceğiz; az kaldı. HÜDA PAR bu anlamda gerçekten ümit veriyor.

Yolu da bahtı da açık olsun!