İnsani filonun rotası yine Gazze olacak!
Filistin’de 4 günlük ‘ateşkes’ dün itibariyle başladı. Esirlerin takası söz konusu olacak. HAMAS daha önce 4 esiri serbest bırakmıştı.
Şimdi de ilk etapta serbest bırakılacak 50 esirden söz ediliyor. İşgal rejimi de 150 veya kimi haberlere göre 300 rehineyi serbest bırakacak.
Serbest bırakılması öngörülen Filistinli tutuklulardan çoğunun 16 ila 18 yaşındaki erkeklerden oluştuğu belirtiliyor. Rehineler içerisinde 14 yaşındaki çocuklar da yer alıyor. Bırakılması beklenen rehinelerden 33'ünün de kadın olduğu ifade ediliyor.
İşgal rejiminin alıkoyduğu toplam Filistinli sayısı 8 bin 300 civarıdır. İşgalciler, Gazze’ye yönelik saldırıların arttığı şu 49 günlük süre içerisinde bile özellikle Batı Şeria bölgesinde yoğun ev iş yeri baskınları düzenleyerek yüzlerce belki binlerce insanı esir aldı.
İşgal rejimi elebaşı Netanyahu ve aveneleri kesinlikle büyük bir baskı ve çaresizlikle karşı karşıya kaldılar ki, ‘insani ara’ dedikleri ‘ateşkes’e razı oldular. Ama geçen günkü yazımda da ifade ettiğim gibi; bu ‘ara’nın içerisinde de Siyonist işgalci fırsat bulsa şayet, anlaşmayı vs. dinlemeyecek, saldırı ve nokta suikastlarını yapmaktan geri durmayacaktır.
Kesinlikle işgal devam ettikçe katliamlar ve soykırım devam edecek. Bu işe dur demenin yolları acilen bulunmalı. İsrail’in barbarlık yapacak imkan ve kabiliyeti elinden alınmalıdır. Kurulacak bir İslam ordusu Gazze’nin güvenliği için görev alabilir mesela.
Ambargonun kaldırılması, insani yardımların ivedilikle ulaştırılması için havadan, karadan ve denizden seferler düzenlenmeli. Bunu sivil oluşumlar başlatsa da devletlerin desteğinin sağlanması için özel çaba ve gayret gösterilmelidir.
Uluslararası Gazze’yi Kurtarma hareketi veya kampanyası ile alakalı İstanbul’da önemli bir basın toplantısı oldu. Toplantıya ben de katıldım. Birçok ülkeden önemli sivil hareketlerin destek verdiği bir Gemi Filosu hazırlığının önemi ve bu hazırlıklarıyla ilgili gelinen aşama aktarıldı. Dünyanın birçok yerinden temsilciler katılmıştı. Basının ilgisi de yoğundu.
Bu zulme dur demenin elbette birçok yolu vardır ve bu gemi seferleri seçeneği de önemli bir seçenek olarak ortada duruyor.
Anlaşılan bu sefer Mavi Marmara’dan daha büyük bir organizasyon düşünülüyor. Türkiye’den özellikle HÜDA PAR’ın bu organizasyona desteği üst seviyededir. Birçok ülkeden -Gazze duyarlılığının yüksek olduğu bu zaman dilimi içerisinde- akınların gerçekleşebileceği imkan dahilindedir. İşgal gücü direk olarak bütün dünyayı karşısına almayı göze almaz herhalde; böyle bir gücü de yok zaten.
Onun için bu insani gemi seferberliği, seçenekler içesinde en isabetlisi gibi duruyor. Ama daha önce de ifade ettiğim gibi; büyük bir filo olacak ve bütün vicdan sahibi herkesin bir şekilde destek sunduğu, medyanın da yayınlarıyla arkasında durduğu bir vicdani kalkışma şeklinde olmalı ki, müspet neticeler getirsin. İnşaallah öyle olur.