• DOLAR 34.55
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3006.52
  • ...

Gazze’de yaşanan vahşet ve katliam devam ediyor. Gazze’de insanlık ölmeye devam ediyor. Kendi açıklamalarıyla ‘Bütün insanlıktan intikam almak’ gibi bir niyetleri olan şu insanlıktan yoksunların ateşkes gibi bir niyetleri de görünmüyor.

Defalarca ifade edildiği gibi herkesin katliama karşı elinden geleni yapma gibi bir sorumluluğu vardır.

Şu katillerin uçak yakıtlarının Türkiye içinden aktığı iddiaları ayyuka çıkmış durumda. Bu konudaki suskunluk, iddiaları kabul etmek anlamını taşır ki, doğruysa, bu bir felakettir gerçekten.

Gazzeli kardeşlerimiz bir yudum suya muhtaçken şu saldırganların enerjisi bizim yardım ve yataklığımızla gidiyorsa bu bir felakettir sahiden.

Bunların hayat damarlarını kurutacak bütün adımlar ivedilikle atılmalıdır. Soykırımcı ve savaş suçlusu israilin, hakkettiği cezayı alması adına adaleti sağlayacak yollar ıskalanmamalıdır.

BM, savaş suçu işleniyor diyor, ama müeyyide için herkesin adeta eli-kolu bağlı, olup bitenleri sadece seyrediyor.

Alimler cihad ilan ediyor, ama İslam ülkeleri, katil israil ile anlaşmalar yapmak suretiyle Gazze’deki yabancıların tahliyesiyle ilgileniyor.

Gazze-Mısır sınırındaki kapıdan bir lokma ekmeğin, bir kutu ilacın geçmesi için bile katil israilin izni bekleniyorsa, zillet çukuru mesken edinilmiştir demektir.

En azından, ‘insani yardım için kapıları açıyoruz ve sınır kapısı çevresindeki şu kadar kilometrekareye saldırılar olsa savaş ilan ederiz’ diye bir şart konsaydı, israilin cüretkarlığının sınırı da test edilmiş olacaktı. Ama yok, zilleti kuşanmışlar, sadece israilin verdiği izinle hareket edebiliyorlar.

Bir de şu sebze-meyve sevkiyatı meselesi... Onu da engelleyemediysek, söylenen sözlerin, yapılan tehditlerin, haykırmaların bir etkisi olmayacaktır demektir.

İsrail pratiğe bakıp, söylenenlerin kuru kalabalıktan öteye geçmediğini, geçemediğini anlayacak ve ona göre kulak asmayacaktır. 

İHH’nın başlattığı ve Peygamber Sevdalıları Vakfı ile diğer kimi sivil toplum kuruluşlarının İncirlik Üssü önüne gitmek için yaptıkları/yapacakları konvoy ve orada gerçekleştirecekleri miting programı da aslında idarecileri adım atma konusunda cesaretlendirmek için önemli girişimlerdir.

Bu ve benzeri devasa etkinliklerle halk, idarecilere, ‘israil ve destekçisi ABD’yle ilgili atılacak her adımda yanınızdayız’ demek istiyor.

Saldırıların başladığı günden bu yana camiler, okullar, evler yoğun saldırı altında ve Müslümanlar, vicdan sahibi insanlar artık farklı bir tepkiyi ortaya koymalılar.

Kimyasal silahlarla savunmasız halkın üzerine saldıran bu korkakları caydıracak pratik adımların atılmasının zamanı gelmiş ve geçmiştir.

Bu zalimleri durdurmak için savaş dahi gerekiyorsa birden fazla ülkenin bu kararı alarak müdahaleyi gerçekleştirmesi gerekiyor.

Yoksa insanlık öldükçe daha artık ses çıkaracak güç de kuvvet de kalmayacak.

Diğer Köşe Yazarları