6’lının ‘dini inanç’ hazımsızlığı!
Seçim ittifakıyla ilgili tartışmalar devam ederken özellikle 6’lı Masa’nın toplanıp dağılmaları basının hep baş gündemi olmuştur.
Sahiden şimdiye kadar yapılan toplantılardan bir sonucun elde edildiğine dair hiçbir emare yok ortada.
Önceki gün yapılan 11. toplantı öncesi, ittifakın adayının netleşmesine yönelik adımların atılabileceği ifade ediliyordu. Ancak yine yayınlanan sonuç bildirgesinde birkaç satırla adayın belirleneceğine dair atıflar var, o kadar. On ay adayın özellikleri konuşuldu, bu ay da adayın nasıl belirleneceğine dair yol konuşuldu. Bakalım bu süreç ne kadar sürecek.
6’lı Masa’nın yani Millet İttifak’ının bu seçim sürecinde kendi cumhurbaşkanı adaylarıyla ilgili net bir eğilimleri veya ortaya koydukları açık bir iradeleri, kararları yok iken, son toplantıda aldıkları karar yazısında, özellikle Meclis’e sunulan ve başörtüsüne anayasal güvenceyi teklif eden metinde belirtilen ‘dini inanç’ vurgusu ile ilgili rahatsızlıkları dikkatlerden kaçmadı.
Malumunuz daha önce AK Parti ve MHP tarafından Meclis’e sunulan ve 3-4 gün önce de Anayasa Komisyonu’nda kabul edilen teklifle, ‘dini inancı sebebiyle’ örtünen kadınların bu haklarının koruma altına alınması amaçlanıyor. Komisyondaki CHP ve İYİ Partililer, tekliften ‘dini inanç sebebiyle’ ibaresinin çıkarılmasını, çünkü bunun -altını çizerek söylüyorum- ‘laiklik ilkesine aykırı olduğunu’ savundu. İtirazları kabul görmeyince de komisyonu terk etti, bu iki parti.
28 Şubat sürecinde dahli olanların veya bir şekilde savunanların bu tavırları bir noktaya kadar anlaşılabilir, çünkü siyasetleri bunun üzerine mebni. Ancak bu gerekçenin, muhafazakâr ve dini hassasiyetle tabanlarına hitap ettikleri iddiasındaki partilerin olduğu Masa’da da destekleniyor olması, gerçekten büyük facia.
‘Dini inançları sebebiyle başörtüsü takanlara tanınacak anayasal hak’ konusunu, ‘dini inancı sorgulamak’ diye değerlendirerek karşı çıkmak kötülüğün önde gidenidir.
Gerçekten özellikle dindar insanların oylarına talip parti liderlerinin böylesi bir metnin altındaki imzaları büyük bir skandalın göstergesi olsa gerek.
İttifak eğer bu ve bunun gibi konular üzerinden ilerleyecekse, Müslüman ahali Millet İttifakı içerisinde yer alan tüm partiler ile ilgili sorgulayıcı davranmaya başlayacaktır elbet; çünkü zamanında dini inançları sebebiyle zenci muamelesi gören insanların bunu göz ardı etmesi düşünülemez.
Bu halkın dinine, imanına, inancına kem gözle bakacak ve inanç değerlerini sorgulayacak bir zihniyete Müslüman ahalinin prim vermesi beklenemez, beklenmemelidir.
Partinin adı her ne olursa olsun hassasiyet sahibi olduğunu iddia eden her bir partinin, ‘dini inanç’ ve ‘İslami değerler’ konusundaki yaklaşımı, bu konudaki hiçbir hassasiyeti olmayan partilerinki gibi olamaz, olmamalıdır. Böyle olduğu takdirde de o partinin hızla taraftar kaybedeceği muhakkaktır.
Şu bilinmeli ki, o Masa’nın daha şimdiden dini inançla ilgili tahammülsüzlüğü, halkın gözünden kaçmayacak ve bu konuda dahli olan herkes, tabanın cezalandırmasıyla karşı karşıya kalacaktır.
Müslüman bir memlekette ‘hiç kimse dini inancından dolayı haksızlığa maruz kalamaz, ötekileştirilemez ve dini inancını yerine getirmekten men edilemez’ vurgusu niye kabul görmez, bunu anlamak gerçekten zor olsa gerek. Bu vurgu yapılamaz diyenlerin ortaya koyacakları mantıklı, vicdanlı ve sağlı bir gerekçeleri de olamaz.
Başörtüsü yasağı nedeniyle bu ülkede yapılmadık zulüm kalmadı. İnsanlar en temel ihtiyaçlarından bile mahrum bırakıldı. Birçok öğrenci yurt dışına gitmek durumunda kaldı. Başörtülü olduğu gerekçesiyle hastane kapılarında can veren mazlumlar oldu.
Şimdi bu teklifin Genel Kurul’dan geçebilmesi için 400’ün üzerinde Milletvekilinin olur’unu alması gerekiyor. 360 ile 400 arasındaki oy desteği, teklifin referanduma gitmesinin yolunu açacaktır. Referandum eşiğinin altındaki bir oy desteği ise zaten teklifin kabul görmediğinin göstergesi olacaktır.
Diyelim ki teklif geçmedi, o zaman teklif kabul görmesin diye aleyhte çalışanlar, imza atanlar; ‘dini inançları’ gereği sıkıntı yaşayan herkesin bedduasını alacaklardır. Bu böyle bilinsin.
Ve sonuç olarak demem o ki; Müslüman halk, 6’lının ‘dini inanç’ hazımsızlığını kesinlikle tepkiyle karşılayacaktır.
Kalın selamette.