• DOLAR 34.7
  • EURO 36.773
  • ALTIN 2961.89
  • ...

Her şeyin kıymeti bilinmeli ve ona göre değer verilmeli. Yüceler Yücesi el-Hakim olan Rabb’ul Alemin, şu vakıf olduğumuz kâinatı bir denge ve sistem içerisinde yaratmıştır. Bütün bir kâinatı var eden yaratıcı, aynı zamanda sistemi de tesis etmiştir.

Kâinat sisteminde onun rızası dışında muhalif bir döngünün zarardan başka bir faydası yoktur, olamayacaktır.

Yüce Allah yeryüzünü, güneşi, ayı ve diğer bütün mahlukatı sistemin unsurları olarak yaratırken insanı da aynı şekilde bir sistemle donatarak bu kâinatın eşrefi kılmıştır.

Yaratılan bütün bu kainatla birlikte insan da fanidir. Baki olan, bir tek Yüce Allah’tır. Hiçbir varlığın kâinat üzerinde böbürlenme gibi bir hakkı da haddi de yoktur; çünkü onlar fanidir ve er geç tabir yerindeyse pılını pırtını toparlamadan göçüp gideceklerdir.

Sebep sonuç ilişkisiyle sistem yürüyüp giderken, yani sonucun vuku bulan ile ilişkisi sistemsel iken, Yüce Rabbimizin ‘Benden isteyin, size cevap vereyim’ fermanından, ayrı bir lütfu ve ayrı bir ihsanı görebilir insan.

Sebeplere ve gidişata bakarak ‘tamam sonuç burada şu olur’ dediğimiz yerde, işin tam farklı yönüyle karşılaşmamız, bundan olsa gerek. Sonucu sebeplerin dışına taşıyan gücün, bu sisteme müdahale yetkisi ve kudreti vardır çünkü.

Şairin dediği gibi, ‘Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır... Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır...’

‘Göklerden gelen karar’a göre işin şekilleneceğinin idraki içerisinde hayat çınarını şekillendirmenin gayreti içerisinde olabiliriz. O diledi mi sistemler ve varsayımlar tepetaklak olur, yeni sebepler kendilerine sarılsın diye başına düşüp üşüşür. Biz buna iman diyoruz.

‘Filan öldü ve tekrar kalktı’ dedikleri yerde, o bahsini ettiğimiz gücün devreye girdiğini anlamak zor değil. Zahiri hiçbir sebep yokken düşüp gidenler için de, ‘Normalde yoktu bir rahatsızlığı, ama yoğun bakıma düştü, doktorlar bir şey yapamadı ve gitti’ diyorlar.

Doktorların genelde aciz kaldığı yerde, ‘Bunu şöyle öngörüyoruz, ama sonucun ne olacağını yine Allah bilir, buradan çok daha kötü şu şekil hastaları bile taburcu ettik’ deyivermeleri, ‘Gökten gelen karar’ın tasarlananın dışında olabileceğinin dışavurumudur aslında.

Yine şairin dediği gibi; ‘Yoktan da vardan da öte bir Var vardır…’ Biz o Var olanın vereceği kararlarının halisane isteklerimizle şekillenebileceğinin idraki ve ümidi içerisindeyiz.

Tek merci, yegâne melce’, O’dur! O’na dayanıyor, ona güveniyoruz! O’ndan başka ilah ve kesin karar verici yoktur! O’na karşı ümitsiz olmaktan, ye’se düşmekten Allah’a sığınırız!

Rabbim, dualarımızı kabul eyle ve bizi rahmetinle sevinen, ihsanınla mutlu olan kullarından eyle!