Maddi sıkıntıların giderilmesi yeterli mi?
Ülkede yaşanan ekonomik daralma için vatandaşın genel bir tepkisi oldu. Malumunuz halkın bu tepkisi kamuoyu araştırmalarına da yansıdı. Daha önce iktidarı destekleyenlerin önemli bir kesiminin tercihlerinin değiştiği hep ifade edildi, yazıldı. Paketlerden sonra iktidar açısından ibrenin olumluya doğru döndüğü değerlendiriliyor.
Halkın, kriz yönetiminde yönetimin yetersiz kaldığını ifade ederek seçimlerde buna tepkisini ortaya koyacağını yansıtması üzerine hükümet, bu tepkileri dindirmek adına bir bir ekonomik paketler devreye koydu. İndirimli konut, arsa ve iş yerleri; hacizli dosyaların kapatılması ile diğer mali teşvikler gibi paketler bir bir açıklandı.
Tabi bu paketlerin, vatandaşın hayatını ne kadar kolaylaştıracağını ömür yetse hep birlikte göreceğiz.
Vatandaşın yaşam kalitesini arttırma adına bu adımlar elbette ki iyi, ancak öte tarafta alkol, uyuşturucu ve teknolojik bağımlılık hayatı mahvetti. Bunun için ne yapılabilir, diye kafa yormak gerekmez mi? Çünkü işsizliğin düşük, maddi refahın yüksek olduğu yerlerdeki boşanmalar, dehşetli vakıalar, bizim başka sebeplere bakmamızı gerektiriyor.
Bakıldığında genel itibariyle 2001-2021 yılları arası maddi varlıklar konusunda yukarıya doğru seyreden tırmanış, ortamın daha sakin olmasını ve suhuletini sağlamamış. İnsanların sahip oldukları yeni imkanların tersine toplumda yaşanan dehşetli olaylar ve aileler arasındaki sıra dışı anlaşmazlıklar sahiden düşündürüyor.
İşsizliğin düşük olduğu yerlerdeki boşanmaların Türkiye ortalamasının üzerinde olmasının başka bir sebebi veya sebepleri olmalı.
İmkanlar arttıkça dehşet olaylarının artması, ailelerin dağılması, boşanmaların önünün alınamaması ve evlilik yaşının gittikçe yükselmesinin başka nedeni veya nedenleri olmalı.
Konuya genel itibariyle bakıldığında, memlekette alkol tüketiminin fazla olması, hatta bu melanetin kullanımının çocuk yaştakilere kadar inmesi; uyuşturucu tacirlerinin/torbacılarının halkı zehirleme konusunda korkusuzca/fütursuzca davranmaları, hatta bu zehrin okul ve cezaevleri gibi korunaklı yerlere kadar ‘servis’ ediliyor olması; bireysel özgürlük ve bağımsızlık heyulasıyla insanların yalnızlaşmaları ve kötü ortamlara daha rahat ulaşabiliyor olmaları, bu kötü gidişatın başlıca sebepleri olabilir.
Bu dağılmanın ve çöküşün başka bir sebebi de -kim ne derse desin- ailenin direği kadının/annenin yuvasının dışına çıkartılarak başka işlerle yorgun düşürülmesi ve dolayısıyla onun çocuklarına yeteri kadar zaman ayıramamasıdır. Çocuk yuvaları önce çalışan kadınların çocukları, ardından boşanan ailelerin çocuklarıyla doluyor.
Baba aileyi geçindirmek, anne ‘ekonomik özgürlüğünü elde etmek’ için dışarıda çalışmadalar, çocuk savunmasız şekilde başka kişilerin insafındadır. Böyle vaziyetten nasıl sağlıklı bir toplum çıkar, varın siz düşünün?
Bunu anlatırken ‘kadınlar hiç çalışmasın!’ demiyorum. Kadınlar kendi fıtratlarına uygun ve çocuklarını ihmal etmeyecek işlerde çalışabilirler. Aksi takdirde çocukların kötü alışkanlıklara duçar olmamaları ve toplumda dehşet görüntülerine sebep olmamaları mümkün değil.
Ekonomik tedbirlerin yanında bizim bu konular için de kafa yormamız elzemdir. Alkol ve diğer uyuşturucu maddeleri ile bilumum ifsat çalışmalarına karşın da paketler devreye koymamız kaçınılmazdır.
İstanbul Bağcılar’da annesinin kafasını keserek pencereden atan caninin alkollü olduğu ve karakoldayken ‘aklı başına gelince’ annesini sorduğu, durumu öğrenince de ağladığı ifade edildi. Bunun önüne geçmek için pratik adımlar atmamız gerekmez mi?
Aynı şekilde zehri bitince komşudan para isteyen, alamayınca da piknik tüpüyle komşunun kapısını kırarak dehşet saçan saldırganlar ile ilgili de çare bulmak ve paketler yayınlamak lazım değil mi?
Kesinlikle kötülüklerin bitmesi ve kamu huzurunun tesisi için salt maddi sıkıntıların izalesi yetmiyor; kötülüklerle mücadelenin yanında işleyişle ilgili yanlış yöntem ve uygulamaların da ortadan kaldırılması gerekiyor. Kamuoyu bunun için de yeni paketler ve yeni adımlar bekliyor.
Kalın selamette.