Maalesef zamlarla girdik!
Bugün bu köşede sadece Ramazan’ın manevi yönü olsun isterdim; ancak dün gündeme düşen zam haberleri yine tadı tuzu kaçırdı. Halkı ekonomik buhran içerisine bir kez daha soktu.
Oruç ayı ümmetin ayı; oruç ayı arınma ayı; oruç ayı infak, zekât, fitre ayı; oruç ayı ibadet ayı… İnsanlar dün sadece bunları düşünerek bugünü karşılamalıydı; ama maalesef olmadı!
Biliyorsunuz oruç ve Ramazan düşmanları, tarih boyunca hep Ramazan ayı ile ilgili rahat durmadılar. İslam ümmetine yönelik saldırı ve katliamlarını bile bu ayın başlangıcına denk getirdiler. Patlayıcı yüklü füzelere ‘Ramazan-oruç hediyesi’ diye yazdılar.
Saldırılar eşliğinde Ramazan’ın manevi atmosferine aykırı gündem oluşturarak bir ay boyu Müslümanların ruhi arınmalarına engel olmanın uğraşı içerisinde oldular. ‘Tavuktan, kuştan kurban olur mu?’ diye gereksiz tartışmalarla Müslümanların dikkatlerini başka yöne çektiler.
Onlar yetmedi, ‘Ramazan eğlencesi’ diye ekranları, meydanları gereksiz oyun eğlencelerle doldurdular. Oysaki ramazan ayı oruç ayıdır… Ramazan ayı teravih ayıdır… Ramazan ayı itikâf ayıdır… Ramazan ayı Kur’an ayıdır… Ramazan ayı mukabele ayıdır…
Tam da bu Ramazan’a rahat giriş yapalım diye düşünüyordu insanlar. Ancak olmadı; uzun zamandır petrol başta olmak üzere diğer bütün emtiaya gelen zamlar halkın canını sıkmışken Ramazan ayı arifesinde doğalgaz ve şekere gelen büyük artışlar, bir kez daha herkesi sarstı. Ramazan’dan çok zam ve faturalar ülkenin birinci gündemi haline geldi.
Bir önceki gün şekere gelen yüzde 31’lik zammın ardından dün konutlarda kullanılan doğalgazın birim fiyatında yüzde 35, elektrik üretimi için kullanılan doğalgazın birim fiyatında yüzde 44,30, elektrik üretimi dışında kullanılan doğalgazın birim fiyatında ise yüzde 50 artış oldu. Bu son zamla beraber konutlara verilen doğalgaza son 1 yılda yüzde 92.8 artış yapılmış oldu. Ramazan öncesi ete gelen zamlar halkın cebine ayrı bir darbe oldu.
Burada Rusya-Ukrayna savaşı ve dünyadaki krizlerin Türkiye’ye yansımaları üzerinden savunmaya geçilebilir, ancak şeker, et, yağ, tarım-buğday-ekmek, süt gibi temel ihtiyaç maddelerindeki fukaralık bu denli derin olmamalıydı. Özellikle büyükşehirlerdeki atıl arazi ve tarlalar, özel programa alınmalı, dağ-taş ekilmelidir. Hayvancılık bugüne kadar görülmediği oranda teşvik edilmelidir.
Gelen zamlar göz önünde bulundurularak asgari ücret ile ilgili yeni bir değerlendirmenin yapılması ve enflasyon karşısında ezilen/eriyen ücretlerin yeniden zamlanması az da olsa nefes aldıracaktır.
Keşke bu mübarek aya bunları tartışarak veya endişe ile düşünerek girilmeseydi. Bütün bunlarla birlikte Müslümanların; on bir ayın sultanı Ramazan ayını, fırsatlar ayını iyi değerlendirmeleri, maddi-manevi sıkıntıların aşılmasında basamak olabilir. Çünkü duaların çokça yapıldığı, ruhi arınmanın en üst seviyeye çıktığı mübarek bir zaman dilimindeyiz artık.
Kur’an-ı Kerîm’de ismi geçen ve kıymetine vurgu yapılan yegâne zaman dilimi Ramazan ayıdır. Orucun farziyetini ifade eden ayetlerin hemen sonrasında Ramazan’ın, insanlara doğru yolu gösteren ve hakkı batıldan ayıran Kur’an’ın indirildiği ay olduğu belirtilir ve bu aya ulaşanların oruç tutması emredilir. Bu ayın hem oruç ayı olması hem de bütün Evamir-i İslami’yi barındıran Kur’an’ın bu ayda nazil olması bizlere bu ayın ayrıcalığını göstermesi açısından çok önemli işaretler.
Dolayısıyla bu ay İslam ve Kur’an ayıdır diye söylesek yeterli olur diye düşünüyorum. Bu ayda Kur’an ile kuşanarak diğer bütün ayları onun tılsımıyla kuşatmayı hedef edinenler –Allah’ın izniyle- kurtuluşa erenler kervanına katılanlardan olacaklardır.
Bu kervana katılanlardan olmak dileğiyle Ramazan ayımız mübarek olsun!