Sistem Tartışmaları ve Dürüst Siyaset!
Her geçen gün siyasi atmosferin havası değişiyor; tabii ki yumuşamaya dönük değil, daha sert ve haşin bir hal almaya yönelik bir evrilme söz konusu.
Ana muhalefet başkanı Kılıçdaroğlu siyasi cinayetlerden bile ‘endişe’ ettiğini ifade etti. Bunu düşleyenin kursağında moloz kalsın inşaallah!
Millet İttifakı, ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ üzerinden aslında siyasi ittifak görüşmelerini yapıyor.
1923’ten bu yana hesaplansa neredeyse 100 yıllık parlamenter sistemle yönetilen ülkenin başına birçok hükümet ve başbakan, cumhurbaşkanı geçti, ama bugün bu sistemin bu ülkeye bir tek darbe anayasasından başka bıraktığı bir mirası kalmadı.
Parlamenter sistemin hiç denenmemiş gibi kapalı kapılar ardından güya müzakeresi yapılıyor olması ilginç. ‘Güçlendirilmiş’ diye tarif edilen sistemin ne olduğunu soranlara da sahiden adamlar kızıyor. Daha iyi bir sistem varsa elde eğer, tabii ki onu kabul etmek en doğrusu.
Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem toplantıları aslında ittifak görüşmelerinin sürdürülmesi için seçilmiş bir yöntem gibi duruyor. Çünkü buraya başka partilerin de dâhil olması olasılığı var. Özellikle HDP’nin bu toplantılara katılmasıyla gelebilecek tepkileri önlemek adına ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Buluşmaları’ nitelemesi, ilgili partilerce daha uygun görülmüş gibi duruyor.
CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Gelecek Partisi ve DEVA Partisi'nin hukukçu genel başkan yardımcılarının katılımıyla gerçekleştirilen toplantılarda, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem için yapılması öngörülen konu başlıklarının netleştirildiği ifade ediliyor. "Güçlü parlamento, tarafsız cumhurbaşkanı, bağımsız ve tarafsız yargı" başlıklarıyla ilgili düzenlemeler için yol haritasının belirlendiği söyleniyor.
‘Tarafsız cumhurbaşkanı… Bağımsız ve tarafsız yargı…’ Parlamenter sistemde sıkça duyduğumuz sözcükler ve kavramlar… Düne kadar bu sistemin darbelerden öte hayrı görülmedi, bundan sonrası için tekrar denemeye değer mi gerçekten tartışılır.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ilgili de söylenecek çok şey var. Özellikle muhalefet partilerinin ‘Kuvvetler Ayrılığı İlkesi’nin görmezden gelindiği konusunda yaptıkları eleştirilerin dikkate alınması gerektiğini düşünüyorum.
Hukuksuzlukların, haksızlıkların önüne geçmek için nihai müdahalenin yapılması icap ettiği yerde yasama yoluyla her ne gerekiyorsa yapılır elbet. Ancak kurumların vesayetten uzak kendi alanlarıyla ilgili yapacakları inisiyatiflerle ilgili de sınırı bilmek lazım. Bu sistemin eksiklik ve aksaklıkları vardır ve bunların ıslah edilmesi, düzeltilmesi elzemdir.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçiş neticede bu halkın ‘Evet’iyle gerçekleşti. 16 Nisan 2017’de gerçekleşen halk oylamasıyla kabul edilen ve 09 Temmuz 2018’de yürürlüğe giren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin uygulanması üzerinden daha 4 yıl geçmedi. Parlamenter sistem 100 yıl, Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi 4 yıl oldu uygulayalı. Halkı gereksiz tartışmalarla yormaktan ve hiç yoktan ekonomik israflarla sıkıntıya sokmaktan çok, darbe kalıntısı anayasanın kaldırılması üzerinden siyaset yürütülseydi keşke!
Kılıçdaroğlu’nun yeni anayasa ile ilgili, “Biz, hiçbir zaman iktidarla bir anayasa değişikliği için masaya oturmayacağız…” şeklindeki sözleri, darbe anayasası ile ilgili ana muhalefetin durduğu yeri gösteriyor. Darbe anayasasının geçerli olduğu bir ülkede genişletilmiş parlamenter sistem olsa ne olur, olmasa ne olur?!
İnkar ve ret üzerine bina edilmiş, insanları etnik kökenleri üzerinden ayrıştıran, Müslüman ülkede Müslümanların anayasa maddeleri üzerinden yıllarca mağdur edildiği bir yerde o anayasa dururken dünyanın en demokratik, en güçlendirilmiş, en özgürlükçü parlamentosunu yapsanız ne yazar?!.
HÜDA PAR’ın bu konudaki tavrı gerçekten mantıklı ve değerlidir. Genel manada Hür Dava Partisi’nin; ‘Parlamenter Sistemden yeni vazgeçildi, buna yeniden dönüş çalışmaları abesle iştigaldir, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin varsa eksiklikleri -ki vardır- düzeltilsin, darbe anayasası kaldırılıp yerine sivil ve yeni bir anayasa inşa edilsin, sistemler kadar yönetenlerin icraatları da önemlidir, dünyanın en iyi sistemi kötü yöneticiler elinde kötü olur’, şeklindeki yaklaşımı gerçekten partinin yapıcılığının ve doğru siyasetinin ispatıdır.
Onun için ‘HÜDA PAR’ diyoruz! Çünkü her şeyden önce bu ülkenin ‘Dürüst Siyaset’e ihtiyacı vardır! Bu ülkenin şahsi çıkarlar etrafında kısır siyaset döngüsüyle kaybedeceği zamanı artık kalmamıştır! Halkın gerçek gündemi üzerinden yürütülecek siyaset değerlidir, gerisi ülkeye kaybettirmek çabasıdır, başkası değil!
Selam ve dua ile.