• DOLAR 34.7
  • EURO 36.773
  • ALTIN 2961.825
  • ...

Değerli okurlar! Aile, toplum, idare, yönetim... Bütün bunların hepsinin ortasında birey, kişi, kişilik var. Her yerin baş lokomotifi kişi, yani bireydir.

Aileyi, toplumu oluşturan birey; her felsefenin, dinin, ideolojinin esas hedefi, asıl gayesidir. Bütün dinlerin üzerinde ‘titrediği’ ve onu ‘düzeltmek’ için uğraş verdiği tek varlık; tekil insandır. O düzelince ailenin, toplumun ve nihayetinde kainatın düzeleceği, o ifsat olunca da ailenin, toplumun ve sonuç itibariyle kainatın fesada uğrayacağı müstesna varlık; kişi, kişilik, tekil manada insandır.

Aynen kainat içinde bedendeki kalp gibi, aklı frenleyen, ona vicdan fısıldayan gönül gibi o, bir tek o, düzelince tüm kainatın düzeleceği varlık; birey, kişi, insandır. Çünkü o; kainatın kalbi, nüvesi ve çekirdeğidir.

Bütün ilahi emirlerin, onu şekillendirmek, doğru yola iletmek için inzal buyurduğu ve en güzel şekilde yaratılan varlık; bireydir, insandır, insanoğludur.

Dünyayı ateşe verebileceği gibi onu gülistana çevirebilecek kabiliyet ve istidada sahip tek varlık yine insandır.

Onun yekdiğeriyle yan yana gelmesiyle ailenin, toplumun, ülkenin şekillendiği, ondan çokun oluştuğu, çokun ondan müteşekkil olduğu, cüz-i ihtiyarla da hükmeden, hükmedebilen varlık, tekil okumayla insandır.

İlahi emirlerin, Rabbani çağrıların muhatabı insandır, o bireydir. Yüce Rabb’ul Alemin’in çağrısı bu insanadır; "Ey insan, ‘sonsuz Kerem sahibi’ olan Rabbine karşı Seni ne(ler, kimler, hangi nimetler ve yetkiler) aldatıp gururlandırmıştır? (Hangi şeytani odaklar ve hangi imkân ve iğvalarla sizi kandırıp Hakk’tan ve hayırdan caydırmıştır?) Ki O (Rabbin) seni yarattı, 'sana bir düzen içinde biçim verdi' (ve donattı) ve seni bir itidal üzere kıldı (dengeni koruyacak şekilde ayarladı.) Dilediği bir surette (ve en güzel şekilde) seni tertib etti (organlarını uyarladı).” (İnşirah 6-9)

Keremi, rahmeti ve şefkatiyle yaratan, ihsanda bulunan Yüce Allah’ın kullarından istediği de gaflete düşmeden itidal üzerinde hareket etmeleridir. Bunun somutlaşmış adı da; buyruğa göre dosdoğru olup itaat etmek ve ulvi bir ahlaka sahip olmaktır.

Bakın, Allah Teala’nın, “Şüphesiz ki Allah’a, ahiret gününe iman edenlerle Allah’ı çok anan kimseler için Allah’ın elçisinde güzel bir örnek vardır.” (Ahzâb, 33/21) buyruğuyla örnek verdiği o Nebiler Nebisi için başka bir ayette ne diyor! Rabbimiz, “Ve şüphesiz sen büyük bir ahlak üzerindesin.” (Kalem, 68/4) diye buyurarak o örnekliği nasıl da büyük bir ahlakla tanımlıyor. Peygamber Efendimiz de kendisine tevdi edilen o ulvi göreve dikkat çekerek, “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” diye buyuruyor.

Ahlak... Aileyi, toplumu, dünyayı şekillendirenlerin onunla bezenmesi gerektiği yüce makam; ‘güzel ahlak’. Her bir bireyin onunla yoğrulduğu anda bütün dünyanın sahil-i selamete varacağı yüce mevki; ‘büyük ahlak.’

Bunun olmadığı yerde başka hasletlerin ne kıymeti olabilir ki?! “Allah'tan bir rahmet dolayısıyla, onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın onlar çevrenden dağılır giderlerdi. Öyleyse onları bağışla, onlar için bağışlanma dile ve iş konusunda onlarla müşavere et. Eğer azmedersen artık Allah'a tevekkül et. Şüphesiz Allah, tevekkül edenleri sever.”

Ey insan ve ey Müslüman! İşinde, evinde, ticaretinde, idarende, yönetiminde güzel ahlakla emrolundun.

Her bir insanın bu ahlakla ahlaklanması oranınca aile, toplum, dünya kurtulur, huzur bulur; gerisi laf-ı güzaftır.

İnanın, bütün güzellikleri sağlayacak tek husus, bu yüce ahlaktır. Bunun olmadığı yerde kaos vardır, huzursuzluk vardır, savaş vardır; din, dil, ırk bir olsa da fark etmez.

‘Müslümanlardan İslam’a kaçanların’ hatta onlar yüzünden İslam’dan kaçanların yoğun olduğu yerde örnek, güzel ahlaklı Müslüman profilinde hala sıkıntılar vardır demektir.

Unutmayalım! ‘Ben’ ‘sen’ ‘o’nun ‘büyük ahlakı’yla dünya huzur bulacak, aileler kurtulacak, toplum felaha kavuşacak, dava neşvu nema bulacak!

Sadece dünyada mı?! Hayır! Hadis-i Şerif’in buyruğuyla kıyamette de terazide ‘güzel ahlak’tan daha ağır gelecek başka bir şey olmayacaktır.

Güzel ahlakı tamamlamak için gönderilen Kur’an ahlaklı O Efendimize bir kez daha salat ve selam olsun.